Kemal Kılıçdaroğlu kaybetti

Referandum öncesinin o naif, o centilmen, o sakin Kılıçdaroğlu’su gitmiş…

Kemal Kılıçdaroğlu referandumda sandıklardan çıkan % 48.6’lık oy oranının görünürdeki tek sahibi midir?..

Aynen öyledir…

*

Kılıçdaroğlu yıllardır süren seçim başarısızlığını ilk kez (Seçimi kazanamasa da; göreceli olarak) başarıya dönüştürmüş müdür?..

Dönüştürmüştür…

*

Kılıçdaroğlu bu başarısını:

- Zarifliğine…

- Sakinliğine…

- Ortamı germeyişine…

Hatta…

- Tahrik edici eleştirilere bile öfkelenmeden, olgun bir üslûpla cevap verişine borçlu mudur?..

Aynen öyle…

*

Vicdan sahibi:

- Siyasetçiler…

- Kanaat önderleri…

- Sivil toplum örgütleri…

- Gazeteciler; Kılıçdaroğlu’nun bu hakkını teslim etmişler midir?..

Etmişlerdir…

*

YSK’nın “mühürsüz oylar geçerlidir” kararını eleştirmekte, parti olarak itiraz hakkını kullanmakta haklı mıdır?..

Haklıdır…

*

İyi ama arkadaş…

Referandum sonuçlarına itiraz ederken kullandığı üslûp bu mu olmalıdır?..

Eğer üslûp bu olursa…

Kendisinin “sakin adam rolü oynadığını” iddia edenleri haklı çıkarmaz mı?..

*

Hem YSK’ya itiraz edip…

Hem de…

YSK’nın itirazına vereceği cevabı ve alacağı kararı beklemeden:

“Referandum sonuçlarını kabul etmiyorum” demek saçmalığını kendine yakıştırabilmiş midir?..

*

Bütün bunlardan (Son günkü öfkesinden, şiddetli ve kırıp dökücü üslûbundan) sonra…

Yavru iken alınıp büyütülen ancak…

Kemale erdiğinde…

Bütün ev halkını ısıran kurda benzetilirse…

Haksızlık edilmiş olur mu?..

Olmaz…

*

Ah sevgili Kılıçdaroğlu ah…

Tam başarını alkışlayayım…

“Ahmet Hakan gibi nobran kalemlere karşı seni koruyayım” diyorum…

Ama…

O da ne?..

*

Referandum öncesinin o naif, o centilmen, o sakin Kılıçdaroğlu’su gitmiş…

25 milyon “Evet” oyu veren yurttaşı…

YSK’nın kararı yüzünden inciten, kıran, küstüren Kılıçdaroğlu gelmiş…

*

Tabii ki kaybettin Kemal Bey…

Elbette kaybedeceksin de…

NOT: YSK açıkladığı gerekçeli kararında, mühürsüz pusula ve zarflarla ilgili kararınoybirliğiyle alındığına dikkat çekti.