Kekeç'ten Özkök'e: Şerefli gazeteciye de bakın hele!

Ahmet Kekeç "böyle bir rejimde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim" diyen Ertuğrul Özkök'ü hedef aldığı yazısında "Şerefli gazeteciye de bakın hele" dedi...

GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün CNN Türk ekranlarında yaptığı çıkışa Star gazetesinden Ahmet Kekeç sert bir yanıt verdi. Özök "böyle bir rejimde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim" derken AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan'a ateş püskürmüştü. Özkök'ün sözlerini masaya yatıran Ahmet Kekeç "Şerefli gazeteciye de bakın hele" derken Hürriyet başta olmak üzere ana akım medyanın AKP öncesi sabıkasını hatırlattı.

İşte Kekeç'in yazısındaki ilgili bölüm:

İtham etme hakkını elinde bulunduran bir refikimiz, “Böyle bir rejimde yaşamaktansa, ölmeyi tercih ederim” diyor.

Onu bu ontolojik kopuş noktasına getiren nedir?

Birtakım taraftarları, Başbakan’ı beyaz kefenlerle karşılıyormuş... Buradaki şiddet görüntüsü ve siyaset etme biçimi rahatsız etmiş arkadaşımızı... “Oysa güzel yemekler yiyeceğiz, sevişeceğiz, böyle şey olur mu?” diyor

Bu şiddet görüntüsü ve “siyaset etme biçimi”nin, cari siyaset anlayışına bir tepki olduğunu, dolayısıyla bir “gönderme”yi içerdiğini anlamasını beklemiyoruz elbette.

İçinde “Menderes” ve “darbe” geçen bir sürü cümle kurulabilir, mahut göndermenin bize anlatmaya çalıştığı “şey”e ilişkin yüzlerce örnek sıralanabilir.

Lüzum yok...

Huzuru kaçmış bir kere arkadaşımızın...

İstikbalde olacakların, kendisini “güzel yemeklerden ve kadınlardan” ayıracağını düşünüyor... Tipik Beyaz Türk hedonizmi mi tabir ediyorlar buna? Tuzu kuru tepkisi mi? Tok isyanı mı? Uygun bir karşılık bulun artık...

Refikimizin ünlü bir gazeteci olduğunu biliyorsunuz.

Bir dönem (uzunca bir süre) “amiral gemisi” olarak pazarlanan bir gazetede genel yayın yönetmenliği yaptı. Ve hep itham etti... İtham etme hakkını elinde bulundurduğu için de, rakip ve muarız gördüklerine oldukça cömert davrandı. En az acıtıcı ifadesi, “Vay Şerefsiz”dir.

Birine “şerefsiz” diyebiliyorsanız ve bunu açık kanallara dökecek evsafta (yahut cesamette) olduğunuzu düşünüyorsanız, “zımnen” kendinizin “şerefli” olduğunu ima etmiş oluyorsunuz.

Dolayısıyla şunu söylemiş oluyorsunuz:

Şerefli bir insanın yapıp ettikleri, öncelikle ve doğal olarak şerefle telif edilmelidir.

Böyle midir?

Bakalım...

AHMET KEKEÇ YAZILARI

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi?