Kekeç'ten Derya Sazak'ın kitabına sert eleştiri

Derya Sazak'ın "Batsın Böyle Gazetecilik" adlı kitabını topa tutan Ahmet Kekeç “Herkes kirli, ben temizim” demeye getiriyor" dedi.

GAZETECİLER.COM
Derya Sazak'ın Milliyet'teki yayın yönetmenliği sürecinde yaşadıklarını kaleme aldığı kitabı "Batsın Böyle Gazetecilik" Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'in de gündeminde. Kekeç, kitabın içerik olarak ahlaki bazı sakıncalar taşıdğını vurgularken Derya Sazak'ı eleştirdi.

"SAZAK HERKES KİRLİ BEN TEMİZİM DEMEYE GETİRİYOR"

Sazak'ın kitapta “Herkes kirli, ben temizim” demeye getirdiğini savunan Ahmet Kekeç, Nagehan Alçı'nın Sazak'a gönderdiği sms'in kitapta yer bulmasını eleştirdi. "Kendisine gelen özel mesajları, namusuna emanet edilmiş sözleri, iki kişi arasındaki “mahrem konuşmaları” yayınlıyor... Bizleri “temiz” olduğuna inandırmaya çalışıyor." diyen Kekeç "Bunu da kirli, berbat ve “namus”la telif edilemeyecek bir dille yapıyor." diye devam etti.

İşte Kekeç'in yazısındaki ilgili bölüm:

Masamda, şimdi, bir meslektaşımızın “Herkes kirli, ben temizim” demeye getirdiği kitabı duruyor.

Meslek hatıralarını, daha doğrusu “meslekte karşılaştığı zorlukları” yazmış...

Bildik olaylar...

Bildik izlenimler...

Hangi dönemde yaşarsa yaşasın, neredeyse her gazetecinin, “İşte ben bunları yaşadım, ne zorluklardan geçtim” diyebileceği türden ve esasında meslek açısından çok da sürpriz sayılmayacak zorluklar. İktidar-medya ilişkilerinin bir veçhesine işaret ettiği için değişmeyen, değişmeyecek zorluklar...

Eskiden de böyleydi...

Bundan sonra da böyle olacak ve sektör devletle girdiği “akçalı ilişkilerden” vazgeçmediği sürece böyle olmaya devam edecek.

Meslektaşımız, “Ben çok temizim” demeye getirirken, başkalarına ait “kirliliklerden” örnekler veriyor. Kendisine gelen özel mesajları, namusuna emanet edilmiş sözleri, iki kişi arasındaki “mahrem konuşmaları” yayınlıyor... Bizleri “temiz” olduğuna inandırmaya çalışıyor.

Bunu da kirli, berbat ve “namus”la telif edilemeyecek bir dille yapıyor.

Bir başka meslektaşımıza ait “anılar” kitabında da benzeri bir sıyrılma ve “dışarı çıkma” çabası var...

Bazı olayları, “ilk kez karşılaşmış” gibi yazıyor ve kendisi dışındaki dünyanın (medya ve siyaset dünyasının) ne kadar da kirli olduğunu kanıtlamaya uğraşıyor. (28 Şubat sürecindeki performanslarını hiç hatırlamıyor ama... Dünyaları ezelden “nezahet” üzerine kuruluymuş gibi...)

Bugün bakıyoruz, tertemiz ve nezih gazetelerde (bunların büyük bölümü “sol” iddiasındaki gazeteler), Başbakan’ın yasa dışı kaydedilmiş telefon görüşmeleri geçit resmi yapıyor. Tertemiz ve nezih politikacılar da, bu kayıtları grup toplantılarında okuyor.

Daha da kötüsü, bu durum (Ardan Zentürk’ün ifadesiyle), medyanın büyük bölümü tarafından “rutin ve normal bir uygulama” olarak kabul ediliyor.

AHMET KEKEÇ YAZILARI