Kekeç muvazzaf gazetecileri yazdı
Star yazarı muvazzaf gazetecileri ele aldığı köşesinde "yetkili gazetecilerin yetkisini gözden geçirsek" diye yazdı.
GAZETECİLER.COM - "Mesleğimizin (teşbihte hata
olmaz) “muvazzaf askerleri” vardır... İsim
vermeyelim..." diyen Star yazarı Ahmet Kekeç ardından dayanamadı ve
isim verdi. Fikret Bila, Murat Yetkin, Mehmet Ali Kışlalı, Sedat
Ergin'i ismen anan Kekeç "Bu arkadaşların gazetecilik
başarısı, ulaşabildikleri “kaynak”tan kaynaklanıyor. Cihet-i
askeriyeyle alakalı en taze, en el değmemiş, hatta en manipülatif
haberleri bu “değerlerin” kaleminden okuyoruz"
yazdı ve şöyle devam
etti:
Bir de “namertler” var. Bunlar, Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen ses kaydında “güvenilmez gazeteciler” olarak geçiyor.(...)
Hani, Hürriyet’in eski yayın müdürü, “Kim sızdırıyor bu bilgileri? Bu nasıl bir ordu ki, evrakını çaldırıyor... İstihbarat zaafı var. Bunlar derhal bulunsun” diyordu ya...
Bir de “namertler” var. Bunlar, Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen ses kaydında “güvenilmez gazeteciler” olarak geçiyor.(...)
Hani, Hürriyet’in eski yayın müdürü, “Kim sızdırıyor bu bilgileri? Bu nasıl bir ordu ki, evrakını çaldırıyor... İstihbarat zaafı var. Bunlar derhal bulunsun” diyordu ya...
Bir tür “kâğıttan kaplan” vakası...
Ordu dediğin darbe yapabilir, muhtıra verebilir, “seminer” düzenleyebilir ama bu hazırlıklara ilişkin bilgileri “çaldıramaz”; yani yetkisiz ve namert kişilerin eline geçmesine izin veremez.
İzin verirse “kâğıttan kaplan” olur, “lakayt ordu” olur, “istihbarat zaafı gösteren ordu” olur...
Ben de diyorum ki, biraz da namerde malzeme üreten yapıyı sorgulasak...
Namert olmayan yetkili gazetecilerin “gazeteciliklerini” gözden geçirsek...
Daha iyi olmaz mı?