Kaşınıyorsun(!) sen Salih Tuna…
Meselâ, Ertuğrul Özkök’ü, Humprey Bogart ‘a benzeteceğine, Aydemir Akbaş’a benzetmişsin….
Kardeş…
Kaşınıyorsun ama…
Bak sonra seni biz bile
kurtaramayız(!)…
İsmet Paşa’nın bile senin ağa babalarını birilerini kurtaramadığı(!)
gibi…
Yok canımmm!..
İpe çekmezler ama bunların bir
“çete” olduklarını artık (eğer yaşıyorsa) Sağır Sultan bile
biliyor…
Ve sen hâlâ kalkmışsın adamlara
çakıp duruyorsun…
Meselâ, Ertuğrul Özkök’ü, Humphrey
Bogart ‘a benzeteceğine, Aydemir Akbaş’a
benzetmişsin….
Neden Humphrey
Bogart?..
Aydemir Akbaş, Huphery Bogart’a
ikiz kardeşi kadar benzer de ondan…
Eeeee…
O zaman kısa yoldan gidip de Özkök
ağabeyini Bogart’a benzetsen ya kardeşim!...
Şuraya bakar mısınız sevgili
okur…
Kıyısından köşesinden Yeşilçam
tozu yutmuş olmanın da etkisiyle olsa gerek, hemen hemen her köşe
yazarının karşılığında bir “oyuncu” gelir aklıma.
Mesela, Ertuğrul Bey'ciğim bana
hep Aydemir Akbaş'ı çağrıştırır!
Zavallı muhayyilem nerden, nasıl
alaka kurmuş bir bilsem, size de anlatacağım.
Aydemir Akbaş'ın “Bakımsız
Tarzan”, “Lodos Zühtü” veya “Plaj Horozu” gibi filmlerde
canlandırdığı “karakterlerin” etkisi var mı bunda, inanın
bilmiyorum.
Aktör veya aktrislerle köşe
yazarları arasında kurduğum “irtibat” sadece “imaj” mahreçli değil
elbette.
Çoğuyla olmasa da, fiziksel bir
benzerlik kurduklarım var aralarında.
Lakin…
Ertuğrul Bey'ciğimle Aydemir Akbaş
arasında fiziksel bir benzerlik olmadığı da ayan beyan
ortada…
Şu gizli kalmasın ki; Türk
sinemasına emek veren oyuncuların şimdiki halleri “çağrışım
alanımızın” büsbütün dışında.
Zaten birçoğu rahmetli oldu.
(Amellerince rahmet dilerim hepsine.)
“Çağrışım kapsamımıza”
giren…
Tarkovsky'nin “Mühürlenmiş Zaman”
ifadesinden mülhem söylersek; oynadıkları filmlerle adlarını
zihinlerinize “mühürledikleri” halleridir.
Uzun lafın kısası: Kartal Tibet
deyince aklınıza “Tarkan”, Cüneyt Arkın deyince “Malkoçoğlu”
gelecek.
Ediz Hun deyince de çevreci bir
bilim adamı değil, Kerime Nadir'den uyarlama Hülya Koçyiğit'li bir
film gelsin aklınıza.
Anlaştık mı?
Anlaştıysak başlayalım, diyeceğim,
ama, şuncağızı da ilave etmesem olmaz:
Salih kardeş bunları yazdıktan
sonra “benzetmelerine” devam ediyor…
Ama ne benzetmek…
Not: Salih Tuna kardeş...
Belli ki GAZETECİLER.COM'un gediklilerinden olmaya adaysın.. İyi de
kardeş; birkaç farklı fotoğrafını da gönderiver o zaman... Hep aynı
resmine takılıp kalmayalım hani...