Kasetler için beklenen fetva geldi!

Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman medya ve siyasetin gündemindeki kaset skandallarıyla ilgili beklenen (!) fetvayı kaleme aldı.

GAZETECİLER.COM - Siyaset dünyasını karıştıran gizli kamera ve ses kayıtları için beklenen fetva geldi. Akif Beki, 9 Mayıs'ta "İşin bu kısmını ilahiyatçılara bırakıyorum" deyip sorularına yanıt talep etmişti.

Yeni Şafak yazarı ve İslam Hukuku profesörü Hayrettin Karaman, son günlerde patlak veren kaset skandallarıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Karaman, "Günah kasetleri/teşhiri" başlıklı yazısında kamuoyuna malolmuş kişilerin ortaya çıkan gizli görüntüleri ve ses kayıtlarını İslami açıdan değerlendirdi.

İslam ahlakına göre de insanların gizledikleri davranışlarını bilmek ve görmek için teşebbüste bulunmanın menedildiğini kaydeden Karaman, "ama gizlenen kusur ve günah kamuyu ilgilendiriyor ve bilinmemesi kamuya zarar veriyorsa devreye "zaruret" girer ve zaruri olarak tespit ve gerektiği kadar teşhir edilir" diye yazdı.

İşte Karaman'ın o yazısından çarpıcı satır başları:

İslam ahlakına göre "ayıp ve günahlarını gizleyenleri teşhir etmek, bunları örtmek yerine açmak ve haberini yaymak" makbul bir davranış değildir. Ama bunun manası ayıba ve günaha müdahale etmemek de değildir. Çünkü müminlerin bir de "iyiyi yayma ve yaşatma, kötüyü engelleme ve düzeltme" vazifeleri vardır.

Şöyle bir misal verilir:

Bir mümini meyhanenin sokağına girerken görürsen "orada meşru bir işi vardır" de; meyhaneye girerken görürsen "orada birini arıyordur" de, masaya oturup içmeye başladığını görürsen "eyvah, kardeşim günaha girdi, onu bundan nasıl vazgeçirebilirim" diye düşünmeye başla, ıslahı için dua et ve elinden gelen başka ıslah tedbirlerine de başvur.

Eğer ayıp ve günahını gizleyerek işleyen bir mümin kamu görevlisi veya kamu görevine talip biri ise bu takdirde "halkı onun zararından koruma" vazifesi, ayıbı örtme vazifesinin önüne geçer ve ilgililere durum açıklanır; yani bu durumda ayıp ve günah gizlenemez.

Kanunların izinsiz dinleme ve kaydetmeyi yasaklaması durumunda -aksine bir zaruret bulunmadıkça- bu yasağa uymak gerekir. İslam ahlakına göre de insanların gizledikleri davranışlarını bilmek ve görmek için teşebbüste bulunmak (tecessüs) menedilmiştir. Ama gizlenen kusur ve günah kamuyu ilgilendiriyor ve bilinmemesi kamuya zarar veriyorsa devreye "zaruret" girer ve zaruri olarak tespit ve gerektiği kadar teşhir edilir.

Karaman'ın fetvasının tamamını okuyabilirsiniz.