'Karikatüristler, gazeteciler kadar baskı altında değil!'

Penguen dergisi çizeri Cem Dinlenmiş, "mizahçılar olarak gazeteciler kadar baskı altında değiliz" yorumunu yapıyor.

Cem Dinlenmiş'in Penguen'de çizdiği işlerden oluşan almanak piyasaya çıktığı günlerde Hürriyet'ten  Burak Kuru,  başarılı çizerle buluşup sohbet etti.

Lafa memleketteki baskı ortamından giren  ve mizahın sokağa inmesinin işine geldiğini madde madde açıklayan Dinlenmiş, "mizahçılar olarak gazeteciler kadar baskı altında değiliz" yorumunu yapıyor.

İşte o röportajdan çarpıcı bir bölüm:

"Bize hep, 'Sizin baskı ortamı nasıl' diye soruyorlar. Böyle bir politika değişikliği mi var bilmiyorum ama çizerler, gazeteciler kadar baskı altında değiller şu anda. Verdiğim cevap şu oluyor genelde: Gazeteciyle bizi kıyaslamak çok doğru değil çünkü gazetecilerin altında oldukları vesayet, baskılandıkları çok şey var: Gazete patronu, amirler, hiyerarşik ilişkiler, dışarıdan atanan başka memurlar... Buna bakınca biz özgür, editoryal olarak çizerlerin işine karışılmadığı ortamız."

HERKES MİZAH YAPSIN

"Politik mizah, mizah dergilerine sıkıştı bu ülkede. Bu bizim için çok iyi değil. Mizah her yerde yapılacak, biz onun belki daha rafine, belki mizah dergisi kültüründen bakış açısı içeren halini yapacağız. Ya da televizyonda çok sulu bir şey olacak da bizimkisi ona bir alternatif olacak. Böylelikle oradan kaçan insan sıkılmayacak bizi gördüğünde. Ama bütün iş bölümü bize yıkıldığı zaman, dergiyi de sürekli bununla memur etmek, işi sıkıcı hale getirebiliyor. Derginin kendini tekrara düşmesine neden oluyor. Nasıl düşmesin gerçi 12 yıldır aynı insanlar."

KAPAKLAR SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILIYOR AMA TİRAJLAR DÜŞTÜ

"Dergiler çok iyi durumda değil, tirajlar çok düştü. Varlığı tehdit edecek hale geldi. Gırgır dönemine ulaşmasını beklemiyoruz tabii ama iyi gitmiyor. Popülerliğimiz var sosyal medya aracılığıyla, sürekli dergi kapakları paylaşılıyor ama içerik gözden kaçıyor. İç sayfalardaki işler kapak kadar geniş alana ulaşamıyor."

GEZİ'DE SOKAK MİZAHI BENİM İÇİN ÇOK FERAHLATICIYDI

“Çok kıymetli bir şeydi insanların sokakta mizah yapması. Benim için o kadar ferahlatıcıydı ki. Çünkü delirecek gibi olmuştum. Olan biten karşısında mizahı, komiklik yapmayı bir araç olarak kullanmanın, siyaset konusunda komikliğin bir anlamı var mı, diye düşünürken, bunun olduğunu gördüm. Sokağa çıkıp ayaklanan insanlar bile ilk önce gidip polise taş atmayı değil duvara yazı yazmayı düşünüyorsa onun birinci ihtiyacı odur. Bunu görünce ‘Ah’ dedim ‘Hâlâ yerim var toplumda, mesleğim geçerli.’ Bir de şunu anladık: Sokakta herkes şair olabiliyor. Herkes yazıyla anlatıyor ama görsellik çok az. Sadece yazı var, küçük küçük dizeler, şiirler...  Karikatüristin kabuğundan çıkıp biraz daha sokakla ilgili bir şeyler yapması konusunda ümitlendirdi beni. Sokağa ya da gazetelere, ne kadar yayılabilirse mizah, daha farklı şeyler yapmamıza imkân verebilir.”