Kardeş!... Maça gidemiyorsan, yazmayacaksın...
Toroğlu’na göre bir futbol yorumcusu ya maça gidecekti... Gidemiyorsa yorum da yapmayacaktı çünkü…
GAZETECİLER.COM - Uzun
yıllar önceydi…
Erman Toroğlu bugünkü kadar ünlü(!) değildi…
Spor Müdürü ne derse yapmak
zorundaydı…
Evde oturup yorum yapamazdı yoksa
kapıya koyuverirlerdi adamı…
Henüz “Vazgeçilmez” değildi
yani…
Yanlış hatırlamıyorsak Ömer
Çavuşoğlu bir maçı TV’den izleyip yazdığını itiraf
etmişti…
Vay efendin vay!...
Adını vermemiş ama bir çakmıştı ki
Erman Toroğlu…
Neden mi?..
Maçı ekrandan izleyip yazdı diye
tabii..
Toroğlu’na
göre bir futbol yorumcusu maça gidecekti...
Gidemiyorsa yorum da yapmayacaktı
çünkü…
Ekranda sahanın tamamını görmek
mümkün değildi...
Sahanın tamamını görmeden bir
maçın yorumunu yapmak, prezarvativle seks yapmak gibi bir
şeydi…
Falan, filan…
Ve gelelim bugüne…
Aaaaa o da ne?...
Erman Toroğlu da Beşiktaş – Fenerbahçe arasında oynanan Süper Kupa maçını
ekrandan izleyip yazmamış mı?..
Ülen yapma!...
Etme…
Gözlerimiz mi yalancı
ne?..
Ama hayır…
İtiraf var…
Samimi ikrar var…
Buyurun, onun köşesinden
aldık:
“BU maçı televizyondan seyrederek
yorumladım. Kameraların gösterdiği yeri, bir de altta çıkan reklam
kuşağından göremediklerim hariç yorumluyorum. Bir futbol takımını
sıhhatli ve doğru yorumlamak için maçı çıplak gözle seyretmek
lazım. Mesela kamera topu takip ettiği için siz bir takımda top
santrfordayken o araziyi görürsünüz. Ama o sırada takımın defansı
ne yapıyordur, onu göremezsiniz. Onun için de televizyondan maç
yorumu ne kadar sıhhatli olur?”
Belli ki yıllar önce yazdıklarını
hatırlayacak birilerinin olabileceğinden kuşkulu…
Peşin peşin hatırlatma yapıyor
gibi…
O halde kendisinin televizyon
ekranında başkalarına hitap ettiği gibi seslenelim
Toroğlu’na...
Kardeş!... (Bunu söylerken onun gibi kafamızı iki yana sallayıp, çenemizi
yayvanlaştırıyoruz)...
Maçan yemiyorsa (gözlerimizi 240
vatlık ampul gibi açmışız)...
Maça gidemiyorsan, yazmayacaksın
(gözlerimiz açılmış, kafamız sallanıyor)...
Ama sen ne
yapmışsın?... (Kıçımızı koltukta
öne çıkarıyoruz)
Uyanık
seniiii!... (Elimizdeki bageti
sallıyoruz)
Oturduğun yerden düdük
öttürmüşsün... (Elimizi düdük
yapıp ağzımıza götürüyoruz)