Karakaş eleştirileri nasıl yanıtladı?
Bekir Coşkun'un kovulması ile ilgili değil, medyada meşruiyetin sınırları ile ilgili yazdım diyen Karakaş eleştirileri nasıl yanıtladı?
GAZETECİLER.COM - Bekir Coşkun'un Habertürk gazetesinden kovulması medya gündemindeki yerini koruyor. Bekir Coşkun'u eleştiren yazısıyla tepki çeken Star yazarı Eser Karakaş, bugün köşesinde kendisine yöneltilen eleştirileri yanıtladı.
Eser Karakaş'ın "Bekir Coşkun darbe ve muhtıraları savunarak meşruiyetini yitirmiştir" temalı yazısı üzerine Habertürk yazarı Umur Talu "Tabii bizler üniversitede ders verirsek, üniversitede ders veren iktisatçı profesör de gazetecilik dersi verir!" demişti.
Aynı yazı ile ilgili olarak Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ise "Muhtıraya destek çıkan bir köşe yazarı, ancak bir şartla yazarlık meşruiyetini yitirebilir: Eğer muhtırayı veren General'den hesap sormayan, bırakın hesap sormayı o General'i ödüllendiren Başbakan'ın da, Başbakanlık meşruiyetini yitirdiğini hep birlikte haykırabiliyorsak..." demişti.
BENİM YAPTIĞIM TEKİL OLAYDAN BAĞIMSIZ SINIR DENEMESİYDİ
Karakaş ise bugün köşesinde "Bekir Coşkun'un HaberTürk gazetesinde işten çıkarılması sonrası, bu tekil olaydan tamamen bağımsız, gazeteciliğin meşruiyet sınırları üzerine bir deneme yazdım ama soyut değerlendirmelere yabancı, ancak bir isim üzerinden tartışabilen kimi yazarlar çok sert bir eleştiri kampanyası açtılar, benim Sayın Coşkun'un işten çıkarılmasını alkışladığımı iddia ettiler. Oysa, yapmaya çalıştığım sadece bir meşruiyet sınır denemesi idi." cümlesi ile başladı yazısına.
Karakaş Bekir Coşkun olayından bağımsız olduğunu göstermek için köşesine 2 Mart 2010 günü Star Gazetesinde yazdığı "Köşe yazarlarının özgürlüğü" başlıklı bir yazıdan uzuncana bir alıntı yaptı.
"Türkiye'de köşe yazarlığı yapıyorsanız, laik devlet ilkesini ve demokratik hukuk devletini savunacak, bu ilkelere ters düşen girişimlere karşı tavır alacaksınız. Daha somuta inelim; askeri darbelere, muhtıralara çekincesiz, radikal olarak karşı çıkacaksınız (demokratik hukuk devleti); devletin laik yapısına karşı girişimlere tavır alacaksınız, mesela Ankara'da olduğu gibi bir sokak ya da mahallede içkili yer referandumunu kepazelik olarak kabul edeceksiniz, karşı çıkacaksınız (laik devlet).
OYSA, ülkemizde yakın bir geçmişte bir 27 Nisan kepazeliği (demokratik hukuk devletine açık saldırı) yaşandı ama bugün Sayın Başbakan'ın eleştirdiği köşe yazarlarının bir bölümü bu rezil muhtıra karşısında ya yana tavır koydular ya da hiç tavır koyamadılar."
ÖZKÖK VE EKŞİ DE MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞ
Uzun alıntısında Oktay Ekşi ve Ertuğrul Özkök'ün yazılarından da birer bölüme yer veren Karakaş "Bu görüşler çağdaş bir hukuk devletinde meşru olarak köşe yazarlığı yapacak kişilere ait olamaz; her köşe yazarı siyasi iktidara karşı olabilir, bizim özelimizde AK Parti'ye muhalif olabilir, çok sert eleştiriler getirebilirler, Başbakan'ın oğlundan girip, Deniz Fenerinden çıkabilirler ve bu muhalif tutum bu arkadaşların en doğal hakkıdır, mesleki onurlarıdır, birisi bu hakka el uzatırsa herkes uzanan bu elin karşısında olur, olmalıdır." dedi.
Karakaş'ın darbelere karşı tavır koymayan yazarların "bugün köşe yazarlığı adına konuşma hakları KOMİKTİR" dediği yazısının tamamını okuyabilirsiniz.