Karagül'den medyada <font color='#3333FF'>tasfiye</font> mesajı

"Bundan sonra da siyasette ya da medyada derin yapılardan beslenen, onlardan medet uman, güç devşirmeye çalışan herkesin kaybedeceğini bir yere not edin."

GAZETECİLER.COM - "30 Mart seçim sonuçlarından kimse ders çıkarmadı" diyen Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül, bu seçimlerin siyaset, medya ve cemaat için bir dönüm noktası olacağını yazdığı köşesinde medyada tasfiye sinyalleri de verdi.

"Bundan sonra da siyasette ya da medyada derin yapılardan beslenen, onlardan medet uman, güç devşirmeye çalışan herkesin kaybedeceğini bir yere not edin." diyen Karagül'e göre eski medyanın ayar vermeye çalışan yazarları çoktan tasfiye olmaya başladı bile.

İşte Karagül'ün bugünkü yazısından çarpıcı bölümler:

ESKİ HINÇ VE ÖFKELERİ VAR

Medyadaki özgürlükçü karakterin yokolmasını iktidara bağlayanlara özel bir dikkat sarfetmek gerekiyor. Bu kanaati oluşturmak isteyenlerin siyasi tavırlarına, Türkiye'ye bakışlarına, ülkenin geleceğine yönelik düşüncelerine dikkat etmek gerekiyor. Aslında köklü bir Türkiye algıları yok bile denebilir. Daha çok kişisel, çevresel çıkarlarını Türkiye'nin ortak iyiliğinin üstünde tutanların oluşturduğu 'eski medya' çevrelerinin hınç ve öfkeleri var ortada. On yıl önce kamuoyu oluşturanların bugün o etkiyi ve gücü kaybetmelerinin verdiği bir asabilik var. Bu kaybedişi, siyasi baskı üzerinden pazarlamalarını keşfettikleri son cambazlık örneği olarak kabul edebiliriz.

BİR ZAMANLARIN GÜÇLÜ KALEMLERİ

Bir zamanların güçlü kalemlerinin bugünlerde etkili cümleler kuramamalarının sebebi sadece kendileridir. Aldıkları siyasi pozisyonlarıyla Türkiye toplumunun eğilimleri arasındaki çatışmayı, tezadı bile fark edemedikleri için, tükenişin gerekçelerini hep başka yerlerde arıyorlar. Bir yıl önce yazdıklarıyla bir yıl sonra yazdıkları arasındaki çelişkilere, zıtlıklara göz atma gereği duymayacak kadar 'kibir'le yoğrulanların bir daha bu kişisel hesapların ötesine geçebileceklerini, kendilerini sorgulayacaklarını sanmıyorum.

AYAR VERMEYE ALIŞMIŞLAR

Onlardan çok daha etkili yazarlar, daha genç insanlar, Türkiye'yi ve dünyayı çok daha iyi görüp değerlendirenler kamuoyu belirliyor şimdi. Bunun farkındalar ancak durdukları yeri değiştirmeyi o meşhur kibirlerine yediremiyorlar. Çünkü öyle alışmışlar. Batı'dan birkaç 'dost' üzerinden ayar vermeye, Ankara'dan birkaç 'etkili isim' üzerinden biçim vermeye alışmışlar. Ve bu ayar vermeler Türkiye'nin değişen yapısına karşı hep derin statükocu duruş şeklinde olmuş.

ÖYLE BİR TÜRKİYE ARTIK YOK

Oysa artık öyle bir Türkiye yok. Öyle bir dünya da yok, Türkiye toplumu da yok. Nesil değişti, ülke değişti, beklentiler farklılaştı, eğitim seviyesi yükseldi. Bilgide ayrıcalık ortadan kalktı. Bir çok yazarın 'özgün düşünce' olarak pazarladığı bilgi ya da analiz, iletişim imkanlarını kullanabilen çok sayıda insan için artık özel anlam ifade etmiyor.

O eski dokunulmazlıklar yok artık.

YOKOLUŞLARININ TEK SEBEBİ KENDİLERİ

Meşhur kalemlerin bir bir ortamdan çekilmesinin, unutulmasının, eski gücünü kaybetmesinin, dokunulmazlıklarını yitirmesinin sebebini kimse başka yerde aramasın. Bunun sebebi sadece kendileridir. Medya gruplarının kurumsal gücüyle ayakta duranların bile sanıldığı kadar toplumsal etkilerinin olmadığını söylemek mümkün.

30 Mart seçimleri aslında bunların göstergeleri oldu. Hem siyasette hem medyada kendilerini yenileyemeyenlerin, Türkiye'nin eğilimlerini iyi ölçemeyenlerin kaybedişi oldu.

Bundan sonra da siyasette ya da medyada derin yapılardan beslenen, onlardan medet uman, güç devşirmeye çalışan herkesin kaybedeceğini bir yere not edin.

İBRAHİM KARAGÜL'ÜN TÜM YAZILARI