Karaalioğlu'ndan 'hadi cesaret' çağrısı

Gurur meselesi yapılmadan özür de dilenmeli... Derin devlet yandaşlığı bütün gizli öyküleriyle anlatılmalı. Zor değil...

GAZETECİLER.COM - "Yaşadığımız son 10-15 yıla bakın. Yoğun, tartışmalı, çatışmalı ve her durumda gergin yıllardır. Bir yanda “Türkiye bu şekilde gidemez, demokratikleşmeli” diyenler öte yanda “Küçük olsun bizim olsun” diyenler."

Bu analiz, Star Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu'ndan. Karaalioğlu, Türkiye'nin geçirdiği süreci ve Yeni Türkiye'nin kuruluşunu analiz ediyor yazısında... Tabi medyaya da değiniyor. Yeni Medya büyür ve gelişirken, eski medyanın temsilcilerine de cesaret çağrısı yapıyor Karaalioğlu...


"Yeni medya büyüdü, gelişti ve siyaset kolları sıvarken tarihin ve toplumun kendisine verdiği rolü yerine getirdi. Değişimin taşıyıcısı olmayı başardı.

"Dinci, yobaz, yandaş, iktidar medyası" gibi sıfatların tek nedeni yeni medyanın bu rolünü oynamasına mani olabilmekti. Şımarık ve pervasız bir özgüvenle bunları kullandılar. Çünkü, tabi oldukları vesayetin kendilerine andıçla verdikleri görev yeni medyayı ve yeni düşünce insanlarını itibarsızlaştırmaktı.

Ancak, entelektüel sermayeleri bu mücadeleye yetmediği için ve zaten zamanın ruhunu okuyamadıkları için daha baştan kaybetmişlerdi.

Demokrat, sağduyulu ve değişimci kesimin bu sahte sıfatlara gülüp geçmesinin nedeni de buydu. Vesayet medyası tarihin akışının tersine yürürken aklı başında hiç kimse vesayet medyasının yoldaki bir kesişme anında çıkardığı gürültüyü ciddiye almadı. Nitekim, o ses uzaklaştıkca uzaklaştı ve artık duyulmaz oldu...

Şimdi, hakaret, saygısızlık ve kibir bitti, "Biz de aslında demokrasi ve sivilleşme istiyorduk" kabilinden sesler çıkmaya başladı.

Tabular yıkılmaya başlandıkça bazı namlı direnişçiler yavaş yavaş, "çaktırmadan" değişim safına dahil olmaya da başladılar. Kesinlikle doğru yolda bir gidiştir, gelsinler katılsınlar. Ama hiçbir şey olmamış gibi "Yeni Türkiye" adına ahkam kesmeden önce o hiç de hayırla anılmayacak dönemin özeleştirisini yapmak kaydıyla...

Nerede yanlış yapıldığını, niye yapıldığını ve bu yanlışların ülkeye ödettiği faturanın muhasebesi yapılmalı, okurlarla, toplumla paylaşılmalı. Değişim öyküsünün eksik parçası da budur.

Hatta, gurur meselesi yapılmadan özür de dilenmeli... Derin devlet yandaşlığı bütün gizli öyküleriyle anlatılmalı. Zor değil... Bunu yapan, bir planın parçası olduğunu itiraf eden yürekli gazeteciler yakın geçmişte çıkmıştı.

O dönemin tanıklığını toplumla paylaşmak, gazetecilik mesleğinin bir daha vesayet sistemine araç kılınmaması için zaruridir de. Hadi biraz cesaret...

Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor