Kadri Gürsel

Barış gazeteciliği, taammüden cinayet işleyen bir katile, bir teröriste "aktivist" demeyi de gerektirmez.

Barış gazeteciliği öteden beri desteklediğimiz bir model.
Bilhassa girdiğimiz bu süreçte barış gazeteciliği adeta bir "zorunluluk" gibi...
Ancak...
Barış gazeteciliği, taammüden cinayet işleyen bir katile, bir teröriste "aktivist" demeyi de gerektirmez.
Bunlar "kader kurbanları" değil ki...
Bilerek, tasarlayarak ve kendileriyle kişisel hiçbir husumeti olmayan; "vatani vazifelerini" yapan Mehmetçikleri öldüren veya onları öldürmek için yola çıkan cani ruhlu kişiler.
Barış gazetecisi, şiddet içermeyen, şiddet önermeyen, şiddeti tahrik ve teşvik etmeyen dil kullanmaya özen gösteren gazetecidir.
Barış gazetecisi sadece bir tarafın değil bütün tarafların hassasiyetlerini gözeten gazeteci demektir.
Çekilme sürecinde sınır dışına çıkacak eli silahlı guruplara "aktivist" demek için parlamentodan o kişilerin "suçsuz, masum" ya da "affedilmiş" kişiler olduğuna ilişkin kanun mu çıktı ki bunlar "aktivist" oluyorlar?..
Eli kanlı katile salt sınır dışına çıkacakları için ve sözüm ona barış dili kullanıp "aktivist" demenin veya "gidin gözüm görmesin sizi" diye kaçışlarına göz yummanın; henüz 18 yaşını bile bulmamış delikanlıların yaşlarını büyütüp asan ama bunu yaparken hukuk falan dinlemeyen Kenan Evren ve arkadaşlarının işledikleri hukuk cinayetlerinden ne farkı var?..
Hâsılı;
CNNTÜRK'te yayınlanan Dört Bir Taraf'ta mealen "barış gazeteciliği yapılmalı ve bundan sonra terör guruplarına aktivist denilmeli" diyen Kadri Gürsel kaybetti...