Kadın yazar sordu: <font color='#FF0000'>'Ahlaksız mıyım ben?'</font>
Zaten kanımca Başbakan'ın sözleri de onlara, yani bana da... Bizler keyfimize göre kürtaj yaptırıp, sırf ağrı çekmeyelim diye sezaryen tercih eden ekabir anneleriz...
Böyle yazdı Habertürk yazarı Balçiçek İlter bugün köşesinde... Ve yazısının başlığından son kelimesine kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çok zor bir soru sordu: Ahlaksız mıyım ben?
İşte Balçiçek İlter'in o yazısından çarpıcı bir bölüm:
Her kürtaj Uludere'dir... Öncelikle şunu
söyleyeyim... Gayet ciddiyim!
Oysa neler gelmiyor ki aklıma, dün sosyal medyada bolcası
yazıldı, üzerine
konuşuldu... Benimkilerden çok daha yaratıcı fikirlerle
karşılaştım ama nedense gülemedim.
Gülümseyemedim bile inanın... Uzun uzun okudum yorumları...
Başbakan'ın açıklamasını dinledim. 21 yıldır gazetecilik
yapıyorum, haberini yaptığım, hakkında yazdığım
bir çok talihsiz kadını anımsadım. Ama en çok da
onu... Nedense...
Yıl 1995... Kars'ta bir kadının hikayesini yazdım ben...
Kocası tarafından üç çocuğunun gözü önünde döve döve hastanelik
edilmişti...
İki küçük kız ses bile çıkaramamış, büyük oğlan, büyük dediğime
bakmayın, yaş
13, dur demeye kalkmış babasına, minicik yumruklarıyla savunmuş
annesini, o
da hesabına düşeni almış. Koca bir yumrukla yere serilmişti...
Hastanede gördüm o kadını ben...
O sedyenin üzerinde tanıdım...
Acilde bekliyordu... Yanıkları vardı, sol tarafında, denilen o ki,
kızgın koca,
kaynar su dökmüş, hırsını alamayınca... Yanında dururken elimi
tutuvermişti...
Göz göze gelmiştik. Çok güzel mavi gözleri vardı... "Kal"
dedi...
Kaldım...
Ölene kadar elini tuttum...
Hayatımın en ağır tecrübelerinden biriydi...
O günden sonra bambaşka bir Balçiçek vardı, öncesi yoktu...
Ama hikayenin asıl ağır tarafı ölümden sonra geldi...
Kadının ismi, cismi, doğum tarihi, hiçbir şeyi yoktu... Kocası
"Fatma" diye
sesleniyordu... Çocuklar "anne"... Yaş? Belli değil. Kocanın
anlattığına göre 11
yaşında kendisine gelmişti... Doğduğunda da, kocaya vardığında da,
üç çocuk
yaptığında da aslında yoktu... Bu devletin nazarında hiç var
olmamıştı ki...
Bir tek resmi yoktu...
Düşünsenize...
Kadının adı yok, resmi yok! Üç çocuğu var!
Bu dünyadan yaşının 20 civarı olduğunu tahmin ettiğim mavi gözlü
bir kadın
gelip geçmişti... Doğmuş ve ölmüştü...
Nasırlı elini tuttuğumu, bir şeyler anlattığımı hatırlıyorum...
Ağlayamadığımı da hatırlıyorum...
Gözyaşlarının hiç gelmediğini...
X
Her kürtaj Uludere'dir...
Tecavüzcüsüyle evlendirilen her kadın nedir?
Pardon, "12-13 yaşındakini "Kadın" olarak görene ne denir?"
diye soracaktım aslında. Yok, yok yine soruyu
değiştirdim... kusura bakmayın kafam çok
karışık!
Gencecik kız çocukların eline genç yaşta bebek verip, onları eve
hapsetmenin
lafı vardı... Onu hatırlatacaktım...
Neydi? Aha! Buldum...
Sırtından köteği, karnından bebeği eksik
etmeyeceksin...
Her kürtaj Uludere'dir...
Yıl 2012...Ülkede kaç bebek bırakılıyor cami avlularına...
Hala...
Bırakılan şanslı, bırakılmayan 4-5 yaşında tanışabiliyor şiddetle,
tecavüzle...
Bekareti bozulmasın diye arkasına geçilen bebekler de Uludere midir
örneğin?
Bu ülkede kadınlar keyiflerinden aldırmıyor çocuklarını...
Mecbur kaldıkları, başka çıkış noktaları olmadığı için yatıyorlar
bıçak altına...
Onlar da çok ama çok küçük bir kesim...
Gerisi ben diyeyim iki, siz deyin üç, Başbakan desin beş,
çocukla baş başa
kalıyorlar... Kocaları tarafından dövüleni de var,
aldatılanı da... İş yok güç yok, para yok...
Çocukların eğitimine gelince... Güldürmeyin beni!
X
Her kürtaj bir Uludere'dir...
Evet, Uludere'de 34 cinayet işlenmiştir...
Devlet istenmeyen çocukları öldürdü demek istemem...
Düşünmek bile istemem ama bu cümleden bir tek o anlaşılıyor!
Ama her kürtaj cinayet değildir...
Kadın bedeni kutsaldır, özeldir ve kadına aittir...
Öyle midir?
X
Şimdi gelelim belki de bu ülkenin kadınların yüzde 5'ini
oluşturan şanslı kesime... Zaten kanımca
Başbakan'ın sözleri de onlara, yani bana da...
Bizler keyfimize göre kürtaj yaptırıp, sırf ağrı çekmeyelim
diye sezaryen tercih eden ekabir
anneleriz... Bizim anneliğimize de annelik denmez ya,
orası ayrı tabii... Neyse, azınlık kesimin sözcüsü olarak benim
birkaç sorum olacak...
Hani çocuk yetiştiriyoruz ya o açıdan?
1-Flört edebilir miyiz?
2-Evlenmeden cinsel ilişki olur mu?
3-Nasıl bir doğum kontrol önerirsiniz?
4-Allah evlerden uzak tutsun ama, kazara hamile kalmış kızımıza
ne
önereceğiz?
5-Kazara birini hamile bırakmış oğlumuza peki?
6-Görücü usulü her şeyi çözer mi? Ya evlendikten sonra "Yatakta
olmuyor
ama..." derlerse? Ne cevap vereceğiz?
7-Doğumda epidüral anestezi kullanabilir
miyiz?
8-Hamileyken çocuğun zihinsel engelli olduğunu öğrenirsek?
Biliyorsunuz bunun da testleri yapılıyor artık... Ne yapacağız?
9-Bütün bunları sorduğum, düşündüğüm için ahlaksız
mıyım?
10- Ve lütfen bir daha düşünün her kürtaj bir Uludere midir?