Kaan Yılmaz: 'Sinem Kobal'ın oyunculuğu da, insanlığı da...'

Kaan Yılmaz, Gönül İşleri kadrosundan, Sinem Kobal’ın oyunculuğuna, dizi ve sinema sektörüne bakışından, kurdukları müzik grupları ile Mart ayında ilk defa sahne alacak olmalarına kadar her şeyi Filmstudio’ya anlattı.

Star Tv’de Pazar akşamları yayınlanan ‘Gönül İşleri’ dizisinde Tibet karakterini canlandıran genç ve yakışıklı oyuncu Kaan Yılmaz, Filmstudio’ya konuk oldu.

Yılmaz, Gönül İşleri kadrosundan, Sinem Kobal’ın oyunculuğuna, dizi ve sinema sektörüne bakışından, kurdukları müzik grupları ile Mart ayında ilk defa sahne alacak olmalarına kadar her şeyi ya anlattı. 

OYUNCULUKLA BÜYÜDÜM

Filmstudio: Bize oyunculuğa giden yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Kaan Yılmaz: Ben çok sessiz, sakin, kendi halinde bir çocuktum. 6 yaşımda ailem beni tiyatro eğitimi almam ve sosyal açıdan gelişmem için öğretmenim Mete Akkaya'ya teslim ettiler. Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi'nde, kalemle çizilmiş bıyığım ve başımdaki fesimle katibim olarak ilk kez sahne heyecanı yaşadım. Üsküdarlılar Derneği bünyesinde, velilerimizin çabaları ve fedakarlıklarıyla yaşayan Adile Naşit Deneme Sahnesi'nde, 10 seneyi aşkın bir süre boyunca eğitimim devam etti ve sayısız oyun sahneledik, yani oyunculukla büyüdüm. Ne paramız vardı, ne de tiyatronun imkanları. Sanırım biraz da bu sebeple, imkansızlıklar içindeki topluluklara daha sıcak bakıyorum ve eğitimlerin böyle topluluklarda daha başarılı olduğunu düşünüyorum.

TİBET, DİZİDEKİ EN DOBRA KARAKTERLERDEN BİRİ

Filmstudio: Gönül İşleri dizisindeki rolünüzden bahseder misiniz? Dizideki karakteriniz ile benzer yanlarınız var mı?

Kaan Yılmaz: Tibet Gündoğan adlı karakteri canlandırıyorum. Tibet, zengin ve rahat bir hayatta büyümüş, anne himayesinden asla çıkmamış ve zorlanmamış bir genç. Dolayısıyla hayatla ilgili tecrübeleri aslında çok sınırlı ve yetersiz. Çoğu zaman bencil ve anlayışsız davranıyor. Parayı güç olarak görüyor, yarını düşünmüyor. Sabırsız ve çabuk parlayan bir doğası var. Kendince seviyor, kendince umursuyor. Bana göre dizideki en dobra karakterlerden biri. Korkak olmasından ötürü sesi çok fazla çıkıyor, yani açıklarını kapamak için çok bağırıyor, kabalaşıyor, ahkam kesiyor. Tibet ile pek benzeyen yanlarımız yok.

İYİ OYUNCULARLA ÇALIŞMANIN DEZAVANTAJI YOKTUR

Filmstudio: Bennu Yıldırımlar, Timuçin Esen gibi başarılı oyuncularla çalışmanın avantajları ve dezavantajları var mı?

Kaan Yılmaz: Kadromuz bence şahane. Bana göre iyi oyuncularla çalışmanın asla dezavantajı yoktur. Ben, her hafta diziyi izlerken herkesi çok dikkatle izliyorum. Ne kadar doğal, ne kadar güzel oynuyorlar, diyorum her seferinde. Zevk veriyor oyunculukları, dikkat ettikleri minik detaylar, gösterdikleri özen harika. Televizyon ekranında bu samimiyeti yakalayabilen çok az iş olduğunu düşünüyorum. İyi oyuncularla çalışmak her oyuncunun isteğidir bence. İyi oyuncular karşısındakinin daha iyi oynamasını sağlar, iyi paslaşır, az yorulursunuz. 

GÖNÜL İŞLERİ, SAMİMİ BİR HİKAYE

Filmstudio: İzleyici neden Gönül İşleri’ni izlesin?

Kaan Yılmaz: Gönül İşleri, eğlenceli, samimi ve mutlu bir hikaye ve bence böyle hikayelere ihtiyacımız var.

SİNEM KOBAL’IN OYUNCULUĞU DA İNSANLIĞI DA ÇOK İYİ


Filmstudio: Sinem Kobal ile sevgiliyi oynuyorsunuz. Kobal’ın oyunculuğunu nasıl buluyorsunuz?

Kaan Yılmaz: En başından beri Sinem ile olan sahnelerde ikimizin de çok rahat olduğunu düşünüyorum. Sinem'in disiplini, ciddiyeti ve samimiyeti benim için harika. Sahnelerden önce çalışıyoruz, bunun da ekrana iyi yansıdığına inanıyorum. Oyunculuğu gayet güzel ve inanın, insan olarak da çok iyi.

TÜRKAN DERYA VE MURAT AKSU HEP SAKİN VE NEŞELİDİR

Filmstudio: Gönül İşleri’ndeki set ortamından biraz bahseder misiniz bize?

Kaan Yılmaz: Set, çok yorucu temposuna rağmen asla gergin olmadı. Hep keyifli bir ortamımız var, sanırım diziyi izlediğinizde bunu anlayabilirsiniz de. Şöyle bir söz vardır: Yönetmen nasıl ise, set de öyle olur. Yönetmenlerimiz Türkan Derya ve Murat Aksu her zaman sakin ve neşelidir. Doğal olarak bütün ekip de öyle. Oyuncu kadromuz zaten şahane. Bir de yapımcımız Erol Avcı bizimle çok ilgileniyor, çalışma şartlarımızı hep iyi tutuyor. Keşke her patron böyle olsa, dedirten biridir kendisi.

DAHA ÇOK ALKIŞ İSTİYORUM

Filmstudio: Oyunculuğa dair kariyer planınız nedir?

Kaan Yılmaz: Gücüm elverdiğince mesleğimi sürdürmek ve ilerlemek istiyorum. Hepimizin istediği şeyi istiyorum aslında; daha çok alkış.

SİNEMADA NE YUKARI, NE AŞAĞI GİDİYOR!

Filmstudio: Dizi ve sinema sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kaan Yılmaz: Sinemada daha çok çeşit sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bence ne yukarı, ne aşağı gidiyoruz, aynı yerdeyiz hep. Seyircilerimizin belli başlı türleri sevdiğini, onları izlediğini söylüyoruz. Kaç tercih hakkı sunuyoruz ki? Dram, komedi, romantik. Dizilerin daha da iyi olması için sürelerin kısalması, izlenme oranlarının ölçümünün daha sağlıklı ve modern bir sistemle yapılması gerektiğine inanıyorum. Sinemada da daha fazla tür denemeliyiz diye düşünüyorum.

RADYOROLL OLARAK MART’TA İLK KEZ SAHNE ALACAĞIZ 

Filmstudio: Oyunculuktan arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?

Kaan Yılmaz: Dostum Yalçın Özbek ile birlikte şu aralar Zeytinburnu'nda yer alan derneğimizin tadilatını yapmaya uğraşıyoruz. ''Sanatla Terapi Derneği''nde, gönüllülük esaslı çalışmalarımız var ve orada olmaktan çok mutluyum. Çünkü, benim tiyatro eğitimimi aldığım Adile Naşit Deneme Sahnesi'ndeki zamanlarım ve şartlarım aklıma geliyor. Çok güzel çalışmalar ortaya çıkıyor, seviniyorum. Bir de uzun zamandır devam eden bir müzik çalışmamız var. Özgür Gezgin, Anıl Emre Gümüş ve Onur Atar ile birlikte RadyoRoll olarak Mart ayında ilk kez sahne alacağız.