İyi iş yaptın da alkışalamadım mı Fatih!...
Korza ve Başak Matbacılık ile birlikte YSK'nın bütün yöneticileri ve ihale için 12 milyon liraya yakın "Yapılabilirlik" fiyatı çıkaran.....
Yıl 1981...
Aylardan Mayıs...
Ortağı olduğum şirket, Trakya'da oldukça
büyük bir sanayi çarşısı inşaatının ihalesini kazanıyor...
12.8 Milyon Lira üzerinden %
21 indirim yapıyoruz...
Yani...
10.392.112.-- Lira...
Ama...
İyi iş yaptın da alkışalamadım mı Fatih!... |
Çoğunuz öğrendiniz olayı ama ben
bir kere daha hatırlatayım... |
Aklım duruyor bu haksızlık karşısında...
İhale kurulu benimle görüşmeyi bile kabul etmiyor...
"İhale kurulu ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir" diye bir zor okunası not var ya şartnamenin altında...
İşte ona güveniyorlar...
Tamam...
Güvensinler...
Ama...
Gerekçeyi de açıklasınlar...
Çünkü ortada bir haksızlık var...
Rakip firma bizim teklifimizden 2 milyon liraya yakın daha fazla istiyor...
Ama hayır...
İhale Kurulu kararını vermiş...
Yani...
İşi daha baştan plânlamış...
Alınacak paralar alınmış, bakiyesi için vadeli çekler cüzdanlara yerleştirilmiş...
Yaşım henüz 30...
Kıpır kıpırım...
Yerim deduramıyorum...
Danışma Meclisine üye olmam için yapılan telkifin önce bana değil Kurmay Albay olan kayınpederime bildirilmesini bahane etmiş ve geri çevirmişim...
Hayal gücüm, "Dürüst devlet, dürüst ticaret" üzerine bina edilmiş...
Ama yaşadığım o ilk ihale canımı sıkıyor...
Hayallerimi yıkıyor...
Doğru Ankara'ya gidiyorum...
Dönem 12 Eylül generallerinin tek sözlerinin "kanun" gücünde olduğu dönem...
Ama bir Bayındırlık Bakanı var ki; pırıl pırıl...
Herkes onun dürüstlüğünü övüyor...
Güzel ahlâkından söz ediyor...
Bir iki gün kendisine ulaşamıyorum...
Öğreniyorum ki özel kalemi geldiğimi haber bile vermemiş..
Ve bir sabah...
Bakan'ın odasına gireceği ön salonda adeta kamp kuruyorum...
Ne pahasına olursa olsun görüşeceğim...
Ve...
Bakan odasına girerken gençliğin ve çevikliğin verdiği hızla makama dalıyorum...
"Tutun, anarşist!" falan diye bağırıyorlar...
Bakan Bey; iyi niyetli, hak arayan bir vatandaş olduğumu bakışlarımdan ve nefes alışımdan anlıyor...
"Bırakın" diyor nazikçe...
Kapılar kapanıyor...
Çay ısmarlanıyor...
Ve durum anlatılıyor...
Bakan Bey dosyayı istiyor...
İncelerken hiç renk vermiyor...
Bir süre sonra başını kaldırıyor:
"Haklısın oğlum" diyor... "Yetkimi kullanıp bu ihaleyi bozduracağım ama göreceksin ki yine aynı firmaya verecekler işi... Çünkü bunları buna alıştırmışlar..."
Kim alıştırmış bunları, bunlara (yolsuzluklara, soysuzluklara)?..
"1980 öncesinin Siyasi kadroları" elbette...
Şimdi neredeyse asmak istediğimiz Kenan Evren'in hemen her gece TV ekranında aşağıladığı siyasi kadrolar...
Pekiii...
Bu "Asil Bakan" kim mi?..
Söyleyeyim...
Dönemin Bayındırlık Bakanı Hasan Tahsin Önalp...
Tertemiz...
Pırıl pırıl...
Özel sektörün en büyüklerinin kendisiyle çalışmak için sıraya girdikleri ama o dönemde Devlet'i tercih eden mütevazı yurtsever...
Savcıların yapacakları bir tek iş
var: Korza, Başak Matbacılık, DMO YSK'nın bütün yetkilileri ve ihale için 12 milyon liraya yakın "Yapılabilirlik" fiyatı çıkaran heyet üyelerini tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk etmek... Etmezlerse ne mi olur?.. Gazeteci ve generalleri isimsiz ihbar mektuplarıyla tutuklatan bu yargı için söylenebilecek her türlü kötü söz haklılık kazanır... |
Bakan Bey sözünü tutuyor...
İhale iptal ediliyor...
Ama...
Aynen dediği gibi oluyor...
İhale yenileniyor...
Biz eski fiyatımızın da altına iniyoruz...
Ancak...
Rakibimiz bu kez bizim o indiğimiz fiyattan bile % 10 daha düşük fiyat teklif ediyor...
Ve ihaleyi bu kez bileğinin hakkıyla kazanıyor...
Aslında...
Kazanan Devlet oluyor...
Yetim hakkını yedirmiyoruz...
Siyasi iktidarlar döneminde çeteleşmiş ve generallerin de bir türlü bellerini kırılamadığı çetelerin yönettiği o ihale sisteminde "kara listeye" alınma pahasına...
Şimdi Gazete HT'nin ortaya çıkardığı yolsuzluğa bakıyorum da...
Kenan Evren'in aşağıladığı siyasi ve bürokratik kadrolar bugünkülerin yanında çok insaflıymışlar...
Onlar % 30 falan ütüyorlardı en çok...
Bugünkülerde ne acıma var, ne arlanma, ne utanma...
Bunlar götürdü mü işte böyle; muhammen bedelin % 92'sini götürüyorlar...
adnanberkokan@gmail.com