İyi de be Özdil, köpek köpeği ısırıyor mu?
Hele medyaya asla şikâyet edemiyoruz çünkü (kusura bakılmasın lütfen) "köpek köpeği ısırmaz" misali
GAZETECİLER.COM (ÖZEL
HABER/ANALİZ)
Yılmaz Özdil en güzel yazılarından birini bugün yazdı.
Neden mi?.
Çünkü bu defa medya eleştiri de var yazdıklarının içinde.
Diyor ki Özdil:
"Gazetelerin şifalı otlar rehberi verdiği ülkede doktorlar yürüse n'olur yürümese n'olur birader. Alo 184 hattı var. Doktorları ispiyonluyorsun."
Aynen öyle Özdil aynen öyle...
Ama meselâ;
hukuk fakültesinin yanından geçmemiş bir köşe yazarımız hukukçularımıza köşesinde ders verdiğinde de hiçbir yere telefon açıp "sayın yetkili, falanca arkadaşımız hukukun ırzına geçiyor" diye şikâyet edemiyoruz...
Bizler internet ortamındaki şu sitelerimizde, o hukuk tecavüzcüsünü okura şikâyet etmeye kalksak bu defa da o yazarın fanatikleri anamıza avradımıza sövüyorlar ...
"Alo 147 var bi de" diye başlıyor Özdil yazısının bir başka yerinde ve devam ediyor:
"Öğretmenleri ispiyonluyorsun.
Çocuğun kırık not mu aldı, derhal arıyorsun, dersleri güzel anlatmıyor, ödev vermiyor, ilgilenmiyor filan diyorsun, kafan çok bozulduysa, küfür ediyor, taciz ediyor diyorsun...
Ayıklasın pirincin taşını. "
Bu da doğru...
Hem de nasıl doğru...
Doğru ama...
Gazetelerimizden biri, ünlü ya da ünsüz biri için hiç ilgisi olmayan bir haber yaptığında kime şikâyet edebiliyoruz?..
Hiç kimseye...
Hele medyaya asla şikâyet edemiyoruz çünkü (kusura bakılmasın lütfen) "köpek köpeği ısırmaz" misali kendimizle ilgili şikâyetlerde birbirimizi ısıramıyoruz...
Hâsılı, Yılmaz Özdil'in bugünkü Hürriyet'te "Gazetelerin şifalı otlar rehberi verdiği ülkede doktorlar yürüse n'olur yürümese n'olur birader" başlığı altında yayımlanan makalesini "okuyun" diyoruz.
Yılmaz Özdil en güzel yazılarından birini bugün yazdı.
Neden mi?.
Çünkü bu defa medya eleştiri de var yazdıklarının içinde.
Diyor ki Özdil:
"Gazetelerin şifalı otlar rehberi verdiği ülkede doktorlar yürüse n'olur yürümese n'olur birader. Alo 184 hattı var. Doktorları ispiyonluyorsun."
Aynen öyle Özdil aynen öyle...
Ama meselâ;
hukuk fakültesinin yanından geçmemiş bir köşe yazarımız hukukçularımıza köşesinde ders verdiğinde de hiçbir yere telefon açıp "sayın yetkili, falanca arkadaşımız hukukun ırzına geçiyor" diye şikâyet edemiyoruz...
Bizler internet ortamındaki şu sitelerimizde, o hukuk tecavüzcüsünü okura şikâyet etmeye kalksak bu defa da o yazarın fanatikleri anamıza avradımıza sövüyorlar ...
"Alo 147 var bi de" diye başlıyor Özdil yazısının bir başka yerinde ve devam ediyor:
"Öğretmenleri ispiyonluyorsun.
Çocuğun kırık not mu aldı, derhal arıyorsun, dersleri güzel anlatmıyor, ödev vermiyor, ilgilenmiyor filan diyorsun, kafan çok bozulduysa, küfür ediyor, taciz ediyor diyorsun...
Ayıklasın pirincin taşını. "
Bu da doğru...
Hem de nasıl doğru...
Doğru ama...
Gazetelerimizden biri, ünlü ya da ünsüz biri için hiç ilgisi olmayan bir haber yaptığında kime şikâyet edebiliyoruz?..
Hiç kimseye...
Hele medyaya asla şikâyet edemiyoruz çünkü (kusura bakılmasın lütfen) "köpek köpeği ısırmaz" misali kendimizle ilgili şikâyetlerde birbirimizi ısıramıyoruz...
Hâsılı, Yılmaz Özdil'in bugünkü Hürriyet'te "Gazetelerin şifalı otlar rehberi verdiği ülkede doktorlar yürüse n'olur yürümese n'olur birader" başlığı altında yayımlanan makalesini "okuyun" diyoruz.