İyi ama ben ne olacağım peki?...

Ünlü yazarın ne kadar “Erdemli”, nasıl da “Büyük” bir yazar olduğunu anlattı köşesinde…

ADNAN BERK OKAN
 

Son günlerde çok sayıda meslektaşım Gabriel Garcia Marquez‘den söz ettİ…

Ünlü yazarın ne kadar “Erdemli”, nasıl da “Büyük” bir yazar olduğunu anlattı köşesinde…

Böyledir bu işler…

Yeter ki bir kere çıkın o zirveye…

Ve…

Yeter ki koruyabilmek için kendinizi; kendiniz olmaktan çıkın, “sektörün egemenlerinin ta kendileri olun”

Sonrası çok kolay…

Adınız medyada “Müthiş Yazar!” diye bir kere anılsın yeter…

İsmi lâzım değil…

Yanlış anlaşılır…

Bugün “Çok büyük yazar” diye tanıdıklarınızın kitaplarını alıp okumadan, ya da birkaç sayfa çevirdikten sonra rafa koyup bir daha eline bile almayan…

Ama…

Yeri geldiğinde o yazarı övgüleriyle taçlandıran(!) yazar sayısı çok fazla medya dünyamızda…

 

Biliyor musunuz?..

Günlerdir övülen Gabriel Garcia Marquez o noktaya çıkıncaya kadar ne acılar çekti…

Ne kadar çok terslendi yayın evleri tarafından…

Yazdığı romanın yayımlanmaya değer olup olmadığı konusunda karar veren editörler tarafından nasıl da aşağılandı…

İyi ama…

O günler erdemsiz miydi Gabriel Garcia Marquez?...

O günler içinde “Büyük Yazar Cevheri” yok muydu?..

Elbette erdemliydi?..

Ve elbette içindeki büyük yazarlık cevheri hiç sönmedi…

Ama…

Bütün her şey, bir kere adının kamuoyuna duyurulmasındaydı…

Kitap endüstrisi egemenlerinin onun için “Büyük Yazar” notunu düşmelerindeydi…

Tıpkı…

Ülke ekonomilerine reyting notu veren bağımsız(!) kuruluşlar gibi…

“Yatırım yapılabilir” notu alamadıkça küresel sermayeden nasibini alamayan ülkeler gibi…

 

Bendeniz de habire yazıyorum…

16 kitabım yayımlandı…

On yedincisi editörde; okunmayı bekliyor…

Okunup da “yayınlanabilir” onayı alsa bile yayınlanması da en az üç veya dört yıl sürecek…

O zaman da, yazdığım tarihten en az 8 – 10 yıl sonrasını anlattığım için kitabın bir hükmü kalmayacak…

Neyse…

Uzatmayayım…

Bugüne kadar yazdığım hiçbir kitabımla ilgilenmedi medya…

Hiçbiri için benimle söyleşi yapılmadı…

Hatta adımı anan bile olmadı medyada…

 

Ama olsun…

Devam ediyorum, edeceğim…

Son nefesime kadar da yazacağım…

Ve…

Gabriel Garcia Marquez’ın kendisinin uymadığı sözüne uyarak yazacağım hem de…

Ne mi demişti Marquez?.

Söyleyeyim:

“Yazmayı sürdürmek isteyen ünlü bir yazar şöhrete karşı kendisini sürekli korumalıdır.”

Yani…

Yazmayı sürdürebilmek için şöhret olmamaya çalışarak yazacağım…

 

Ey güzel insanlar!..

Medya dünyasında düşmanım olduğu kadar, çok sayıda dostum da var…

Bugüne kadar hiçbirisine; “benim şu son kitabımdan köşende söz etsene” demedim…

Demem de…

Zira…

Yazdıklarımı “değerli” görseler zaten öyle bir ricada bulunup adımı “Ricacı”ya çıkartmama gerek yok…

Değerli gördükleri gün ise zaten kitabımdan ya da kitaplarımdan söz edeceklerinden eminim…

Hâsılı…

Bu yazı da kimseye çağrı falan değildir…

Çağrı yapacak olsam sizlerle paylaşmam, açar telefonu dostlarıma söylerim…

Ki…

Hepsiyle haftada en az bir kere konuşuyorum…


Yani ey güzel insanlar!..

Gabriel Garcia Marquez olamayacağımı bildiğim için midir nedir; kendime daha çok benzettiğim J. D. Salinger gibi olmayı tercih ediyor olabilirim…

Salinger’in 1952’de yazdığı kitap, 1974’te ünlü oldu…

O, buna rağmen yine de medyanın karşısına çıkmadı…

Benim gibi inzivada yaşadı hayatını…

Yaşarken kitaplarımın okunmadığı çünkü satmadığı bir gerçek…

Ama…

Beni tanıyan gençler bir kenara not etsinler…

Yaşarsam 70 yaşımdan sonra (şunun şurasında ne kaldı ki?)…

Ölürsem; defin törenimden sonra bütün medya, satmayan kitaplarımdan ve yazdıklarımdan, öngörülerimin isabetinden, önermelerimin haklılığından söz edecek…

Şimdiden söyleyeyim…

Medyada kitaplarımdan söz edildiği gün eğer yaşıyorsam lütfen beni aramayın zira hiç kimseyle görüşmeyeceğim…

Yok eğer artık yaşamıyorsam da bilin ki kimseye kırgın değilim…

Kırgın olsam öncelikle çok sık görüştüğüm dostlarıma yaşarken sitem ederdim…

Etmedim, etmeyeceğim de…

Yani…

Elbette bir Gabriel Garcia Marquez olamayacağım…

Ama bilin ki en azından bir J. D. Salinger olmayı başaracağım…

adnanberkokan@gmail.com