İster 'belgesel' izler... İsterse Cübbeli Hoca'yı...
Şikâyetçi olanlar çok kanallı sisteme geçildiğinin farkında olsa… Uzaktan kumanda aletinin ne işe yaradığını bilse… Başkalarının severek izlediği programın yasaklanmasını ister mi?..
Japon asker Hiroo Onoda’nun adını duymuşsunuzdur…
2. Dünya Savaşı’nın bittiğinden haberi olmadığı için
taa 1974’e kadar dağlarda saklanmıştı ya…
İşte o asker…
*
Bizde de kimi TV izleyicileri “Çok kanallı” sisteme geçtiğimizin farkında mı değiller
ne?..
*
Kimileri ise “uzaktan kumanda” cihazının ne işe yaradığını da bilmiyor belli
ki…
*
Ne ilgisi mi var?..
Söyleyeyim…
Haberin özeti şöyle:
“Televizyonlarda en fazla izlenen programların
başında gelen evlilik programları en fazla da şikâyet edilen
programlar arasında”.
*
Şikâyetçi olanlar çok kanallı sisteme geçildiğinin farkında
olsa…
Uzaktan kumanda aletinin ne işe yaradığını bilse…
Başkalarının severek izlediği programın yasaklanmasını ister
mi?..
*
Alır uzaktan kumanda cihazını…
Basar tuşlarına…
Geçer başka kanallara…
*
İster “belgesel” izler…
İsterse Cübbeli Hoca’yı...
Edip Cansever kadar yetenekli olabilseydim eğer…
Bugün…
Onun “Adsız bir çiçek” şiirindeki şu dizeleri yazmak isterdim
sevgilime…
*
“…
yalnız sana yazıyorum bu
şiiri
istersen bir şiir gibi okuma
çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
soğuklar başlayınca havalanıp
millerce yol kat ettikten sonra
güneyi tadan bir kuşun sevinciyle
ve yazmış olacağım bir de
her dönemde her çağda
sevdanın kendine özgü
diliyle”
HAYAL KURMAK BEDAVA…
Neyi merak ediyorum biliyor musunuz?..
Siyasi partilerden hangisinin; Plutharkos'un “Paralel Yaşamlar”da yaptığı gibi...
Evet’in sonuçlarıyla Hayır’ın sonuçlarını yan yana tanımlayan minik
bir çizgi roman yapacağını…
*
Ham hayal mi?..
Olsun…
Hayal kurmak
bedava...
GÜNÜN TAVSİYESİ…
Ahmet Hakan’ın Bugünkü Hürriyet’te “Bir gazeteci olarak referandum
tavrım” başlığı altında yayımlanan yazısını…
Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere…
Sayın Başbakan ve Sayın Dışişleri Bakanı’na tavsiye ederim...
*
Lütfen okusunlar…
Ve…
*
“Nasıl politik olunur?”
“Bir kişin adını geçirmeden o kişiye nasıl
çakılır”…
“Bir kovulma olayı nasıl ve fakat kırıp dökmeden onaylanır”
“Birisine nasıl ‘sen de çok olmuştun ama’ denir”
öğrensinler…
“ALIŞMIŞ, UMURSAMIYOR ARTIK…”
Bir dostum dedi ki
bana…
“Ne yazarsan yaz, ne söylersen söyle; tartışma
programları hep aynı kişiler, hep aynı konular, hep aynı kavgalarla
devam ediyor… Seni adam yerine koyan bile yok”
*
Ben de dedim ki
ona…
“Hamlet, ‘yaptığı işin farkında değil mi bu
adam?’diye soruyordu Horatio’ya… ‘Türkü söylüyor mezar
kazarken’..”
Cevap veriyordu Horatio, şaşırmamak gerektiğini ifade eden bir ses
tonuyla:
“Alışmış, umursamıyor artık…”
*
Zeki insan…
Başka da bir şey demedi…
Sadece gülümsedi…
DOĞRU VALLA...
Tartışma programlarındaki
moderatör hallerine somut bir örnek:
Evetçi tartışmacı:
-
“Yüce rabbimizde bir tek şeytan ‘hayır’ dedi. Ondan dolayıdır ki zinhar ‘hayır’ demeyesiniz…”
Moderatör:
-
Doğru valla...
*
Hayırcı tartışmacı:
-
“Hz. Muhammed, Mekkeli müşriklerin bütün baskı ve taleplerine her zaman hayır dedi. Sizler de Hz. Muhammed gibi sağlam karakterli olun; zalimlere ‘hayır’ deyin…
Moderatör:
-
Doğru valla...
“ ‘Çok yaşa’ dediğinin ömrü üç gün”
dedi dostum telefonda…
Baştan anlamadım…
İzah etti…
*
“İrfan Değirmenci’yi günün televizyoncusu
seçtin; oğlan işten kovuldu ya, bilmiyor
musun?”…
Sesi sitemkârdı…
*
Bundan sonra ne yapacağımı şaşırdım…
Ya dostum haklıysa?..
MERAK ETTİKLERİNİZ…
Soru: Cumhurbaşkanı ile büyük, orta ve küçük ölçekli sanayi
işletmecileri neden Suriyeli mültecilerin geri gönderilmelerini istemiyorlar?
*
Cevap: Suriye’deki meslek yüksek okullarından mezun çok
sayıda Suriyeli, bizim işsizlerimizden hem çok daha
fazla“vasıflı”, hem çok daha ucuza çalışıyor…