İşte şimdi konuşmak zamanıdır
Bugün anlamlı bir gün. 27 Nisan e-muhtırasının yıldönümü. Ve bu anlamlı günde TSK'nın bazı sorulara cevap vermesini istemek hakkımızdır diye düşünüyoruz.
Dilek Yaraş
/ Gazeteciler.com
Basının vazgeçmediği en sevgili konularındandır. O basın mensupları
ki bir yandan her ortamda, her fırsatta ve her konuda görüşlerini
sormak ve yayınlamak için sinek gibi üşüşürler generallerin başına,
öte yandan ‘’asker konuşsun mu konuşmasın mı’’ türünden
riyakar tartışmalar yaparlar. Sanki o paşaları, o generalleri
konuşmaya zorlayan, rahat bırakmayan kendileri değilmiş gibi.
Böyle bir basının olduğu ortamda elbette -gerekli gereksiz-
konuşur askerler. Elbette karışırlar siyasi gündeme. Aslında alan
da razıdır veren de… Bize de izlemek ve o konuşmaları, o
tartışmaları yorumlamak düşer.
Olaylara pozitif bir açıdan bakmayı ilke edinmiş iflah olmaz bir
iyimser isek şeffaflık olarak bile değerlendirebiliriz bu
durumu.
İşte bu şeffaklık ortamında, herkesin her şeyi sorabildiği,
cevabını alabildiği koşulda, bu vatanı sözde değil
özde seven vatandaşlar olarak günün ve ortamın
anlam ve önemine uygun ‘’resmi’’ bir açıklama istemek de
hakkımızdır.
Şu saate kadar bekledik. Sık sık Genelkurmay Başkanlı’ğının
sitesini ziyaret ettik. Çağ atlayan, muhtıralarını bile elektronik
olarak açıklayan TSK’dan içimizi serinletecek, ferahlatacak bir
açıklama bekledik.
Ama asker susuyor.
Oysa ki şimdi tam konuşma zamanı.
Memleketimizin tarlalarından bahçelerinden, dağından
bayırından çiçek yerine fışkıran silahlarla dehşete düşmüşken
ve bu silahların TSK’ya ait olduğunu öğrenmişken kim bizden bu
suskunluğa razı gelmemizi bekleyebilir.
Radikal gazetesinin dün (26 Nisan) yönelttiği şu sorulara dair bir
açıklama, aydınlatıcı bir bilgi hakkımız değil midir?
1-MKE tarafından TSK için üretilmiş bomba ve silahların
Ergenekon operasyonu kapsamında yürütülen operasyonlar sırasında
denetimsiz arazilerde gömülü bulunmasının anlamı
ne?
2-Bu silahlar TSK depolarından nasıl ve kimler tarafından
çıkarıldı? Silahların depolardan eksilmesinde sorumluluğu olanlar
hakkında bugüne kadar herhangi bir işlem yapıldı mı?
3-TSK, depolarında yaptığı sayımlarda envanterde eksik
tespit etti mi? Silah envanterinde eksiklik varsa bunun nasıl
meydana geldiği konusunda inceleme ya da soruşturma yapıldı
mı?
4-Son dönemde yeraltından çıkarılan silahlar, kim tarafından
gömülmüş olursa olsun, neticede TSK'nın envanterinden çıkma değil
mi? TSK neden o silahların nasıl edinilmiş olabileceğine dair tek
satır açıklama yapmıyor?
5-O silahlar TSK'dan çalındı mı? Eğer öyleyse nasıl çalınmış
olabileceği incelendi mi?
Çalınma yöntemleri biliniyorsa, bir daha gerçekleşmemesi için
gerekli önlemler alındı mı?
6-Hırsızlığa yol açan şey, saklama koşulları, saklama yetkilileri
ve saklanan malzemenin sayım, kayıt ve denetim sistemindeki
aksaklıklar olabilir mi?
7-Hem çalınan silahlara, hem silahları çalanlara hem de
çalma koşullarını azaltmaya yönelik araştırma ve soruşturmalar var
mı? Varsa niye açıklanmıyor, kamuoyuna, "TSK'dan çalınmış olsa
bile, bir daha olmayacak" güvencesini TSK'dan başka kim
verebilir?
8-Silahlar, 'Ergenekon' soruşturmasını yürüten savcıların
denetimindeki operasyonlarda bulunuyor. Dolayısıyla, 'Silahlar,
Ergenekon örgütünün amaçları için kullanılacaktı' iddiası kuvvetle
benimsenmiş oluyor, bu ihtimalin 'kanıtlanması' halinde, şu andaki
sessizlik TSK'ya daha büyük zarar vermeyecek mi? Buna rağmen
sessizlik niye?
9-TSK, sarf malzemelerinin gerçekten kullanılıp
kullanılmadığı gibi konularda çok daha sıkı denetim yöntemleri
geliştirmesi gerekmiyor mu?
10-Ergenekon şüphelisi Fikret Emek'te ele geçirilen bir el bombası
ile Cumhuriyet'e atılan el bombasının aynı 'kafileden' olduğu
belirlendi. TSK'nın bir bombası nasıl oluyor da bu tip şiddet
eylemlerinde kullanılıyor? Sorumlulara dair inceleme, araştırma var
mı?
11-PKK'ya karşı savaş vermiş emekli Albay Arif Doğan ve
emekli Binbaşı Fikret Emek, kendilerinde ele geçirilen
cephanelikleri operasyonlarda topladıklarını söylüyor. Bu şekilde
ele geçen silahların TSK depolarına girme koşulları neler? Bunların
bir kısmı TSK depolarına girmemiş olabilir mi?
12-Bugüne kadar örgütlerden elde edilen silahların bir bölümünü
saklayan herhangi bir personel tespit edildi mi.