İşte Şamil Tayyar'ın attığı mailler

Şamil Tayyar, Ahmet Hakan'ın kendisini tehdit ettiğini iddia etmişti. Peki öyle mi? İşte ikili arasındaki yazışma...

GAZETECİLER.COM - AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar bir televizyon kanalında Ahmet Hakan hakkında şoke eden bir iddia ortaya atmış ve "beni tehdit ediyor" demişti...
Peki öyle mi?
Ahmet Hakan vekil Şamil Tayyar'ı tehdit etti mi?

BEN ŞAMİL TAYYAR'LA BAŞA ÇIKAMAM
Ahmet Hakan mail trafiğini köşesinden aktardıktan sonra şu notu düştü;

"Okudunuz. Benim yazdıklarım da ortada... “Milletvekili” sıfatını taşıyan bir şahsın “kızdırma, yoksa açarım dosyayı” türü aleni tehdidi de ortada...

Bu bariz tehdide rağmen... “Ahmet Hakan beni tehdit etti” şeklindeki üste çıkma çabası da ortada...

* * *

Sanırım Şamil Tayyar ile aramızda şöyle bir fark var:

Biri bana “sen beni tehdit ettin” deyince... Ben acayip alınıyorum, kendimi hakarete uğramış gibi hissediyorum, tehdit etmeyi kendime hiç ama hiç yakıştıramıyorum.

Ama biri Şamil’e “sen beni tehdit ettin” dediğinde... Şamil’in umurunda bile olmuyor. Hal böyle olunca...

Benim Şamil’le başa çıkmam asla ve kata mümkün olamıyor.

Bugün ortaya çıkan ikili arasındaki yazışmalar Şamil Tayyar'ın olayı kendi tarafına yonttuğunu gösteriyor.

Buyrun Ahmet Hakan'ın köşesinden yayınladığı ikili arasındaki yazışma metinlerini okuyun bakalım, kim kimi tehdit etmiş;

- ŞAMİL TAYYAR: İkimiz de çok iyi biliyoruz ki eleştiriyle hakaret aynı değildir. Beni istediğin gibi eleştirebilirsin, en ufak itirazım olmaz. Belki o eleştiriden yararlanır, kendime çekidüzen veririm. Maalesef benimle ilgili yazılarında sürekli müstehzi, dalgacı, aşağılayıcı, tahkir edici ifadeler kullandın. Kimi zaman hakaret ettin, ilk ismimle hitap ederek bu tavrını pekiştirdin.

- AHMET HAKAN: Ben sana hiçbir zaman “kalın kafalı” demedim. Bariz bir hakarette bulunmadım. Eğer böyle düşünüyorsan mahkemeye verirsin. Ben müstehzi isem sen de müstehzi ol, ben alay ediyorsam sen de alay et. Ama bunlarla hakareti birbirine karıştırma. Bunlar nihayetinde bir üsluptur. Üslubumdaki alaycılık, müstehzilik sadece seninle ilgili yazdıklarımda ortaya çıkmıyor ki...

- ŞAMİL TAYYAR: Benim tavrımı dalgacı bir üslupla Tayyip Bey’e karşı teste tabi tuttun. Siyaseten bedel ödemeyi göze aldığım ilkeli yaklaşımı küçümsedin. Başka biri olsa kahraman yapardınız, şahsım mevzu olunca ti’ye aldınız.

- AHMET HAKAN: Sen artık gazeteci değilsin, siyasetçisin. Dolayısıyla senin tavrını, siyasi liderine karşı teste tabi tutmak, bizim en doğal hakkımızdır. Ne hakkı yahu! Bizim işimizdir bu. Liderinle teste tabi tutulmak istemiyorsan siyaseti bırakırsın. Ya da sonuçlarına katlanırsın. Ama sen hem “kahraman” olmak, hem de “teste tabi tutulmak” istemiyorsun. İkisi birden olmaz.

- ŞAMİL TAYYAR: Prensibim şudur: Hakaret edersen iki misli cevap alırsın, efendi olursan iki adım yaklaşırım.

- AHMET HAKAN: Eğer benim müstehzi üslubum karşısında efendiliğini bozup iki katı cevap vereceksen bu senin için çıkmaz yol olur. İki katının seni utandıracağı şeyler yazarım, işin içinden çıkamayabilirsin.

- ŞAMİL TAYYAR: Güzel... Tehdidi de öğrenmişsin. Beni tanımıyorsun, bu konuda en az senin kadar mahir olduğumu unutma. İstersen Odatv tutanaklarından başlayalım. En iyisi boş ver, başın belaya girer, bir şey olur, benden bilirsin.

- AHMET HAKAN: Maksadım tehdit değildir. Kimseyi tehdit etmem ben. Kişiliğim müsait değil. Sana sadece “iki katı” üzerinden bir şey söyledim. Yani ben sana istihza yapınca, sen bana “kalın kafalı”, “şerefsiz” diyorsun ya... Bu durumda ben de sana “kalın kafalı”, “şerefsiz” falan dersem sen ne karşılık vereceksin? Bunun “iki katı” ne olacak? Ana avrat mı gideceksin? Bunu demek istedim. Ama sen düpedüz tehdit ediyorsun. Odatv falan... Odatv tutanaklarını açmazsan namertsin. Aç bakalım. Hiç durma”.