İşte Huysuz Virjin'in babanesi
Seyfi Dursunoğlu eski İstanbul'da bayram denilince akla gelenleri anlattığı programa babanesini de konuk etti... Bakın nasıl?
GAZETECİLER.COM - (ÖZEL
HABER) NTV'de Bayram Karşılaşmaları adıyla Doğuş
Grubunun ekranlarında ki ünlü isimleri bir araya getiren programın
bugünkü konukları Huysuz Virjin diye bilinen Seyfi Dursunoğlu ve
Seda Akgül'dü.
Dursunoğlu'nun Çengelköy'deki evinde bir araya gelen ikili bir yandan eski bayramları yad etti, diğer yandan da Huysuz Virjin'in iğnelemeleri ile komik anlara imza attı.
Programa damgasını vuran anlardan biri de Seyfi Dursunoğlu'nun küçük bir çocukken babanesiyle nasıl bayramlaştığını anlattığı anlardı.
İŞTE HUYSUZ VİRJİN'İN BABANESİ
Seda Akgül: Bayram denince aklınıza gelen tatlı hangisi, o günlerden eski İstanbul'dan. Beylerbeyinde büyüdünüz siz...
Seyfi Dursunoğlu: Baklava. Tabii ki...Evde yapılan baklava.
Seda Akgül: Cevizli mi yaparlardı?
Seyfi Dursunoğlu: Cevizliydi her halde. Annem 29 kat yufkadan yapardı. Neyse tek sayı. 30 değil, 28 değil...
Seda Akgül: Uğurlu diye mi?
Seyfi Dursunoğlu: Bilmiyorum uğur mu büyü mü artık. Babama büyü de olabilir... Babanem vardı. İyi de parası vardı. Bayramlarda hiç unutmam, gri bir baş örtüsü vardı. İlk ona giderdim bayramlaşmaya... O da böyle, "gel çocuğum" derdi. Elini öperdim. Bir mendil... İçinde para var. O parayı büyük bir zevkle açardık. Ona yüz para verirlerdi bana 1 kuruş verirlerdi...
YÖNETMENE HUYSUZ'DAN ÖNERİ
Seda Akgül: Biz yukarıda gülmekten ölüyoruz. Başkası olsa alınır, aman kibire bak der. Herkes o kadar biliyor ki mütevazılığınızı. Burada bile ekip olarak geldik, her yeri açtınız...
Seyfi Dursunoğlu: Yalnız benim bir önerim var yönetmene. Evimin her tarafı çekildi bir tek tuvaletler çekilmedi. Beş tane tuvalet var evde.
Seda Akgül: Beş tane var değil mi?
Seyfi Dursunoğlu: Evet beş tane var. Prostatım olduğu için, her an sıkışabilirim.
Dursunoğlu'nun Çengelköy'deki evinde bir araya gelen ikili bir yandan eski bayramları yad etti, diğer yandan da Huysuz Virjin'in iğnelemeleri ile komik anlara imza attı.
Programa damgasını vuran anlardan biri de Seyfi Dursunoğlu'nun küçük bir çocukken babanesiyle nasıl bayramlaştığını anlattığı anlardı.
İŞTE HUYSUZ VİRJİN'İN BABANESİ
Seda Akgül: Bayram denince aklınıza gelen tatlı hangisi, o günlerden eski İstanbul'dan. Beylerbeyinde büyüdünüz siz...
Seyfi Dursunoğlu: Baklava. Tabii ki...Evde yapılan baklava.
Seda Akgül: Cevizli mi yaparlardı?
Seyfi Dursunoğlu: Cevizliydi her halde. Annem 29 kat yufkadan yapardı. Neyse tek sayı. 30 değil, 28 değil...
Seda Akgül: Uğurlu diye mi?
Seyfi Dursunoğlu: Bilmiyorum uğur mu büyü mü artık. Babama büyü de olabilir... Babanem vardı. İyi de parası vardı. Bayramlarda hiç unutmam, gri bir baş örtüsü vardı. İlk ona giderdim bayramlaşmaya... O da böyle, "gel çocuğum" derdi. Elini öperdim. Bir mendil... İçinde para var. O parayı büyük bir zevkle açardık. Ona yüz para verirlerdi bana 1 kuruş verirlerdi...
YÖNETMENE HUYSUZ'DAN ÖNERİ
Seda Akgül: Biz yukarıda gülmekten ölüyoruz. Başkası olsa alınır, aman kibire bak der. Herkes o kadar biliyor ki mütevazılığınızı. Burada bile ekip olarak geldik, her yeri açtınız...
Seyfi Dursunoğlu: Yalnız benim bir önerim var yönetmene. Evimin her tarafı çekildi bir tek tuvaletler çekilmedi. Beş tane tuvalet var evde.
Seda Akgül: Beş tane var değil mi?
Seyfi Dursunoğlu: Evet beş tane var. Prostatım olduğu için, her an sıkışabilirim.