İşte digital kapitalizm: Ya sahip ol ya yok et!..

Bu satın alma öyküsünü Özkök bugünkü Hürriyet’te “Günün Hikâyesi” başlığı altında pek güzel anlatıyor…

ADNAN BERK OKAN

İktisadı eğer özünde çok “rakam” içerdiği için “Matematik” zannedenlerdenseniz bundan sonra okuyacaklarınız sizi sarmayacaktır…

Yok, eğer ekonominin bir “sosyal bilim” olduğunu kabul edenlerdenseniz (Sanırım.) az sonra okuyacaklarınızdan keyif alacaksınız…

O halde başlayayım…

22.10.2013 tarihli gazeteciler.com’da, başlığı altında yayımlanan özel haberde sözünü etmiştim.

Aynı gün Hürriyet’te Özkök’ün başlığı altında bir haber/analizi yayımlandı.

O analize atıfta bulunmuş, yenidünyada ekonominin yeni kuralları olduğuna dikkat çekmiştim.

Bugünkü Hürriyet’te Özkök’ün başlığı altında bir başka “haber/analizi” yayımlanıyor…

Liberal demokrat ekonominin sınırlarının “Digital kapitalizm” ve “digital kapitalistler” tarafından balyozlarla kırıldığı şu son süreçte, benim adına  “Özel sektör diktatörlüğü” dediğim kimi küresel “Ekonomi Dev/let/leri”nin bir şirketi nasıl satın aldıklarını anlatıyor Özkök…

Ya da bir başka deyişle söylemem gerekirse, “zoraki nikâh”tan söz ediyor…


Aslına bakarsanız…

Özkök’ün öyküsünü okurken; ABD ve İsrail medyasında sıradan bir “gazetecilik” ihtirası ile başlayan ama bizim medyamızın “psikolojik istihbarat savaşı” gibi sunduğu ve halkımızı yıllardır müttefiki olduğumuz devletlere düşman eden garabetin ne kadar anlamsız olduğunu anlıyorsunuz…

Neden mi?..

Çünkü…

Küresel dünyada artık resmi istihbarat şirketlerinin değil “Competitive Intelligence” ya da Türkçe adıyla, “Rekabetçi İstihbarat”ın borusu ötüyor…

Rekabetçi istihbarat ise “Digital Casuslarla” yapılıyor…

Özkök bu istihbarat sonucu; “Büyük Paranoyak”ların, “Küçük Paranoyak”ları yediğine dikkat çekiyor…

Oysa bizim bildiğimiz, bize öğretilen Liberal Kapitalizmde “büyük balık küçük balığı yiyordu”…

Digital Kapitalizm ve digital kapitalistler ise saf “balık”larla ilgilenmiyordu

Onun ilgi alanı büyük ya da küçük “paranoyaklar”dı…

Neden “paranoyak”?..


Çünkü…

Oynanan oyunların aktörü olabilmek için “abartılı bir gurur”un sahibi olmak şarttı…

Kendi aldığınız nefesin sesinden bile kuşkulanmanız; kendinize de güvenmemek ve çıkarlarınızı kendinizden bile daha çok sevecek kadar ruh hastası olmanız gerekiyordu…

O ruh halini öyle güzel tanımlıyor ki Özkök…

Liberal Demokrasinin erdemine inanmış; digital kapitalizmden ise ürken biri olarak (Zannederim.) bunu en iyi anlayanlardanım…

Tıpkı dün gece HaberTürk TV’de Liberal Düşünce konusunda tartışan Şahin Alpay – Atilla Yayla ikilisinden soyadı “Yayla” olan ve kendisini “Liberal felsefenin Türk Tanrısı” zanneden tartışmacıya ait düşüncelerden ürktüğüm, korktuğum gibi korktum…

Çünkü…

1971 yılı Mart veya Nisan ayı içinde (Muhtıradan bir süre sonra) Sirkeci 2. Şube’de “Komünistim” ya da “Sosyalistim” diyenlerin sadece bir tokat yediği gün; polis memurunun hayatı boyunca hiç duymadığı “Liberalistim” dediği için “iki yumruk” yiyen ben ve benim gibiler Liberal Ekonominin “haklı rekabet, özgür yarışma” sistemi olduğunu biliyorduk…

Digital kapitalistlere göre ise “rekabet” demek “ya sahip ol ya yok et” demekti…

Ve işte bu vahşi “prensip”; Amazon’un sahibi Bezos’a, gelecekte rakibi olacağı digital casuslar tarafından bildirilmiş “Quidsi” isimli şirket için adamlarına, “Ya satın alın ya da yok edin...” emrini vermesini gerektiriyordu…

Bu satın alma öyküsünü Özkök bugünkü Hürriyet’te  “Günün Hikâyesi” başlığı altında pek güzel anlatıyor…

Beni neden mi bu kadar ilgilendiriyor?..

 

Söyleyeyim…

19.10.2013 tarihli gazeteciler.com’da, başlığı altında yayımlanan analizimde değerli bir büyüğümün “ekonomi yaz” diye bana tavsiyede bulunduğunu ancak okunmayacağı nedeniyle (Şimdilik) yazmayı düşünmediğimi anlatıyordum…

Son günlerde dünya ekonomisinde olup bitenler; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın açıklamaları, sendikal dünyadaki karmaşa, bankalar kanunu ve bankaların kredilendirme yöntemlerine bakıp bir de Özkök’ün bugün ikincisi yayımlanan “Günün Hikâyesi” köşesini okuyunca her zaman olmasa da “sık sık” ekonomi yazmam gerektiğine karar verdim…

 

Unutmadan…

Bu kararımda dün gece HaberTürk TV’de dinlediğim Atilla Yayla’nın artık köhne Sosyalizm ve Vahşi kapitalizmden bile geri kalmış liberal ekonomi anlayışı da etkin oldu…

Şahin Alpay ekonomi dünyasında zamanın ruhunu daha doğru kavramış gibi geldi bana…

Dedim ya…

Fırsat buldukça ekonomi yazacağım…

Ama siz lütfen ihmal etmeyin…

Ertuğrul Özkök’ün bugünkü Hürriyet’te başlığı altında yayımlanan öyküsünü mutlaka okuyun…

Dünyanın değiştiğine mi yoksa tehlikeli bir şekilde dönüştüğüne mi siz karar verin…

 

adnanberkokan@gmail.com