İstanbul reklamda var, filmde yok!
Fetih 1453 filminin sahnelerini Hollywood filmlerinden sahnelerle karşılaştıran Yılmaz Özdil filmi sağlı sollu salvolarar ile yerden yere vurdu!
"Fetih 1453" filmi, "Titanic" gibi, taa en başından bilet alırken sonunu biliyorsun.
*
Sürprizle bitmiyor yani.
İstanbul'u fethediyoruz.
Ama...
Başıyla sonu arası komple sürpriz dolu.
*
Fatih'in rüyasında Osman Gazi'yi gördüğü sahne, bire bir
"Yüzüklerin Efendisi"nde var mesela... Osman Gazi
parmağındaki yüzüğü Fatih'e uzatıyor, yüzük ellerinden kayıyor,
Mordor diyarında olduğu gibi, lav nehrine düşüyor. Fatih
sanırsın Frodo... Ter içinde uyanıyor.
*
Zaten, gir internete, karşılaştır...
Filmin afişinde Fatih'in kılıcını tutuş biçimiyle,
"Yüzüklerin Efendisi Kral'ın Dönüşü" filminin
afişinde Aragorn'un kılıcını tutuş biçimi, tıpa tıp aynı.
*
Hipodrom...
"Ben Hur"daki hipodrom.
*
Kolların bacakların koptuğu savaş sahneleri tıpkı "Büyük
İskender"den mi desem, yoksa "Gladyatör"den mi, tam karar
veremedim... Ancak, Ulubatlı Hasan'ın Mel
Cipsın gibi, taarruza hazırlanan süvarileri atıyla
denetleme sahnesi, kesinlikle "Cesur
Yürek"ten.
*
Bizans askerlerinin surların önüne duvar gibi dizilmesi, ok
yağmuruna karşı şemsiye gibi kalkan açması
"Truva"da var. İttirilerek yürütülen kulelerin
yanarak devrilmesi "Cennetin Krallığı"ndaki
gibi.
*
Ki... Cennetin Krallığı'nda, Selahaddin Eyyübi, ordusunun önüne
atıyla çıkarak, Kudüs'ü savunan Haçlı Kralı'yla yüz yüze
konuşuyordu. Bunda da, Fatih, ordusunun önüne atıyla çıkarak,
Bizans'ı savunan İmparator'la yüz yüze konuşuyor...
Diyaloglar üç aşağı beş yukarı, aynı.
*
Ki... O filmin kahramanı Orlando Bulum kılıç yapan demirci
ustasının çırağıydı, babası şövalyeydi. Bu filmin kahramanı
Ulubatlı Hasan kılıç yapan demirci ustasının çırağı, babası da
Fatih'in babasının fedaisi.
*
(İstanbul diyorum ama... Filmin televizyonlarda yayınlanan
reklamında resmen "ya ben İstanbul'u alacağım, ya İstanbul
beni" diyen Fatih, filmde öyle demiyor, "ya ben
Konstantiniye'yi alacağım, ya Konstantiniye beni" diyor!
İstanbul reklamda var, filmde yok.)
*
Ulubatlı'nın zıplayarak Jüstinyanus'a yukardan kılıç
saplaması, hık demiş...
"Truva"da Aşil'in zıplayarak Hektor'a kılıç saplamasının burnundan
düşmüş.
*
"Matrix"te Neo'ya ateş ediliyor.
Geriye doğru yaslanarak savuşturuyor.
Bu filmde, Ulubatlı'ya tabure fırlatılıyor.
Geriye doğru yaslanarak savuşturuyor.
İkisi de ağır çekim.
*
Son sahne muhteşem...
Fatih, Bil Kılintın oluyor.
*
Depremzede Erkan bebek, çadırkenti ziyaret eden Bil Kılintın'ın
kucağına atlayıp, burnunu sıkmıştı. Bu filmde, Bizanslı kız
çocuğu Ayasofya'ya giren Fatih'in kucağına atlıyor, sakalından
makas alıyor.
*
Ve... "Türk sinema tarihinin en pahalı filmi"
denilerek, haksızlık ediliyor.
*
Çünkü, kaba hesap, toplam bir milyar dolara malolan
Yüzüklerin Efendisi'ni Cennetin Krallığı'nı Ben Hur'u Büyük
İskender'i Gladyatör'ü Truva'yı Cesur Yürek'i Matrix'i
düşünürsek... Bence, dünya sinema tarihinin en pahalı filmi Fetih
1453.
Yılmaz Özdil'in yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.