İstanbul bu adamın sözünü dinliyor

Radyo Trafik’in gönüllü muhabirlerinden Turan Dişikara kendine has ses tonu ve hızlı konuşma tarzı ile kısa sürede popüler oldu.

GAZETECİLER.COM - İstanbul denilince akla gelen ilk şeylerden biri de trafik. Hal böyle olunca yaklaşık iki yıldır sürekli olarak şehrin yol durumunu bildiren, alternatif yollar için dinleyicisini bilgilendiren bir radyomuz var. Radyo Trafik'ten bahsediyorum. Bindiğim hemen hemen her taksi, otobüs, dolmuş ve ulaştırma aracında bu frekans dinlenmekte.

Radyo Trafik'in enteresan özelliklerinden biri de gönüllü muhabirleri. Genel yayın yönetmeni Cezayir Doğan'ın söylediğine göre gün içerisinde trafikteki şoförlerden binlerce telefon alıyorlar. İstanbul'un çeşitli yerlerindeki trafik durumuna dair bilgiler veren, amacı dinleyicileri bilgilendirmek olan telefonlar bunlar.

Milliyet Muhabiri Pelin Çini, Radyo Trafik'in en ünlü gönüllü muhabirlerin biriyle Turan Dişikara ya da dinleyicilerin tabiri ile "Turan Abi" ile konuştu.

Dişikara bir giyim firmasının nakliyesinde çalışıyor. Söylediğine göre günde en az 300 kilometre yol yapıyor. Yolda ona arkadaşlık eden de tabii ki "Bağımlısı oldum valla, radyoyu kapatıp eve girmek istemiyorum" dediği Radyo Trafik.

Radyo Trafik dinleyicileri arasında çok popülersiniz. Ama tabii bu televizyon ünlüsü olmaya benzemez. Kimse tipinizi bilmiyor, buna rağmen sokakta sizi tanıyanlar oluyor mu?

İnsanlar sesimden tanıyorlar beni. Geçenlerde yine bir kaza olmuştu mesela. Durdum, arabadan indim yanlarına gittim, olayı anlamaya çalışıyorum. Biri bana tip tip bakmaya başladı. Sonra yanıma gelip "Sen o radyodaki adam mısın?" dedi. Konuşmam garip ve dikkat çekiyor. Çok hızlı konuşuyorum ve dediğimi anlamıyorlar çoğunlukla. Annem de böyleydi ona çekmişim. Babam ikimiz konuşunca bir şey anlamazdı. Ama ne yapayım benimki heyecan. Heyecanlanınca farkında olmadan hızlanıyor konuşmam. Radyoyu arayınca da heyecanlanıyorum tabii.

Nereden çıktı bu gönüllü muhabirlik işi?

Bir giyim firmasının nakliyesinde çalışıyorum. 16 yıldır da aynı firmadayım, ailedenim yani artık. İstanbul'un bir ucundan diğerine gidiyorum her gün. Beylikdüzü'nden Gebze'ye. İstanbul'un en büyük problemi trafik. Radyo Trafik açılınca sürekli dinlemeye başladım. Gerçekten de çok güzel alternatif yol tarifleri var. Yani yolda kalmak, tıkanmak yok artık. Derken bir de baktım ki insanlar arıyor kendi başlarına gelenleri anlatıyor, yol tarifleri veriyor. Dedim benim de bir yardımım dokunsun ve aramaya başladım. Herhalde bir seneyi geçkin bir süredir her gün arıyorum.

Günde kaç kez telefon ediyorsunuzdur radyoya?

Bak mesela bugün seninle konuşuyorum diye henüz arayamadım hiç ve içim içimi yiyor. Buradan çıkınca karşıya geçeceğim yolda köprü tarafında illâ ki bir tıkanma olur hemen ararım. Günde beş-altıyı buluyor aramalarım. Bu radyo resmen bir bağımlılık oldu benim için.

DİZİLERDE OYNAMAK İSTERDİM

Eşiniz dostunuz ne diyor bu duruma?

Akşamları eve geliyorum minibüsü park ediyorum karım pencereden bağırıyor "Turan artık eve gel!" diye. Radyoyu kapatıp eve giremiyorum inan. Resmen bağımlılık yaptı. Oturup biraz daha dinliyorum. Karım ne desin, hoşuna gidiyor. İş yerindekiler de "Çok gülüyoruz sana" diyorlar. Patron falan biliyor yani. Üç çocuğum var benim. İki oğlan, bir kız. En büyüğü 13 en küçük
4 yaşında. Henüz farkında değiller ama şimdi "Sen ünlü oldun reklamda dizide oynarsın" diyenler oluyor. O durum hoşuma gidiyor. İsterim öyle bir şey yani.

Bu kadar işin içinde biri olarak bir de size soralım: İstanbul trafiğinin çözümü nedir? 3'üncü köprü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Valla 3'üncü köprü şart! Ama o da tam olarak çözer mi bilemiyorum.
O köprü yapılınca yeni evler olacak bölgede, yeni insanlar gelecek yine kalabalık yine kalabalık yani. Esas sorun bu kadar çok insan olması yollarda. Uçarak gidebilsek daha iyi olur yani. Bir de şunu söylemek istiyorum. Ben çok büyük bir hayvanseverim ve yolda kedi, köpek ölüsü görüyorum çok fazla. Biraz daha dikkatli olalım lütfen. Radyo Trafik ile başlayan yeni bir şeyi daha anlatayım. Şimdi bir yerde yol ortasında falan bir köpek görünce radyoyu arayıp bildirebiliyorsunuz. O an polis gelip trafiği kapatıyor ve köpek kurtuluyor. Ben daha geçenlerde bir martı gördüm, yaralı, kanadı kırık kalmış yolun ortasında. Aldık veterinere götürdük. Yani diyeceğim şu ki İstanbul'da insanlar kadar hayvanlar da trafik mağduru.

24 SAAT İÇİNDE 1000 KİŞİ ARIYOR

Cezayir Doğan / Radyo Trafik Genel Yayın Yönetmeni

Radyo Trafik olarak 2010 Temmuz ayında yayına başladık ve altı aylık test yayınından sonra şimdiki akışı oluşturduk. İlk dönemler az sayıda gönüllü muhabirimiz vardı. Şimdiyse telefonlara yetişemediğimiz için serzenişte bulunuyorlar.

Bizde iletişim bilgileri olan gönüllü muhabirlerimizin sayısı yedi bine yaklaştı. Haziran ayında santral kayıtlarına göre 26 bin 800 aramaya cevap vermişiz. Günlük bir rakam vermem gerekirse 24 saat içinde yaklaşık 1000 arama diyebilirim. Gönüllü muhabirlik için her hafta 100'den fazla başvuru oluyor. Şu an yoğunluktan dolayı gönüllü muhabir alımını durdurduk ama yakında internet sitemiz üzerinden yeniden başlayacağız. Gönüllüler siteye de haber girebilecek ya da yorumda bulunabilecek.