'Ismarlama televizyon söyleşisi olur mu?'
Hasan Pulur, köşesinde 'yayınlanmayan bir televizyon söyleşisi'nin öyküsünü yazdı. Hasan Pulur'a 'Lahavle' çektiren teklif neydi?
Gazeteci Yazar Hasan Pulur, bugünkü
köşesinde 'yayınlanmayan bir televizyon söyleşisi'nin öyküsünü
yazdı. Istedikleri cümleyi söyletemedikleri Hasan Pulur'un
söyleşisini yayınlamayan TV kanalına "Ayakkabının ısmarlaması
vardır, elbisenin ısmarlaması vardır, gömleğin ısmarlaması vardır
da, televizyon söyleşisinin ısmarlaması olur mu?" diye tepki
gösterdi.
Hasan Pulur'un yazısı şöyle:
“BİR yaşıma daha girdim!” diye bir laf vardır; şaşırmak, hayret
etmek anlamında kullanılır. Öyle bir olayla karşılaşırsınız ki,
öyle bir laf duyarsınız ki “Bir yaşıma daha girdim!” diye hayret
edersiniz. Bugün bizi de “Bir yaşımıza daha girdiğimiz için”
kutlayabilirsiniz, doğum günümüz olmasa da... Evet, bir yaşımıza
daha girdik. Şöyle... BİR televizyon kanalından telefonla aradılar,
bir konuda araştırma yapıyorlarmış, bir anı programı da
olabilirmiş, acaba biz de iki çift laf edebilirmiş miyiz? Pek
hevesli değilizdir ama, hayır desek ayıp olacak... “Olur!” dedik,
“Bir dakika, sizin cümlenizi alıp geleyim!” dedi. Ne olduğunu
anlamadık, biraz sonra telefon geldi:
“Siz, şu cümleyi söyleyeceksiniz!” Sanki tiyatro oyunu, ya da
senaryo, hiç böylesini görmedik, biz anlatacağız ama, onların
münasip gördüğü çerçevede... “LAHAVLE!” çekip söyleyeceğimiz
cümleyi(!) dinledik... “Anladınız mı?” diye sordu: “Bırakın
anlamayı, söyletmek istediğiniz cümle eskilerin deyimiyle hilaf-ı
hakikat, bana söyletmek istediğiniz cümleyi benim söylemem
imkânsız!” “Neden?” “Çünkü o tarihte ben o mekânda değildim!”
Sessizlik, devam etti: “Diyelim ki oradaydım, o mekândaydım, yine
de sizin bana söyletmek istediğiniz cümleyi okumam. Bana konuyu
söylersiniz, ben de konuyla ilgili anılarımı, düşüncelerimi
anlatırım!” KARŞIMIZDAKİ baktı ki biz “Televizyonda görüneyim de
nasıl olursa olsun” diyenlerden değiliz, konuyu anlattı, biz de o
konuyla ilgili anımızı, görüşlerimizi söyleyeceğiz. Biraz sonra
kameraman ve yardımcıları geldi, konuştuk. Ertesi gün bir telefon:
“Yönetmenimiz sizin bu konuşmanızı uygun bulmadı!” “Hay hay,
yayımlamaz olur biter!” ŞİMDİ söyleyin, “Bir yaşımıza daha girdik!”
derken abartmış mıyız? Ayakkabının ısmarlaması vardır, elbisenin
ısmarlaması vardır, gömleğin ısmarlaması vardır da, televizyon
söyleşisinin ısmarlaması olur mu? Demek oluyormuş... Erbabı bilir,
bizim gibi cahiller değil!