İslamcılar Ayşe Hür'ü niye 'pat diye' bıraktı?

GAZETECİLER.COM
Köşe yazarından öte tarihçi kimliği ile tanınan Radikal yazarı Ayşe Hür, Habertürk ekranlarında Söz Sende'ye konuk oldu, Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı.

 

Necip Fazıl Kısakürek'le ilgili tweetleri tartışma yaratan Ayşe Hür, Necip Fazıl'ın siyasi kişiliğine ve kendi hayatına dair tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Ailesi ve annesiyle olan ilişkilerinden TRT Türk sürecine kadar çarpıcı açıklamalar yapan Ayşe Hür, iktidarın medya üzerindekİ baskısına dair ilginç bir örnek verdi.

 

 

Ben Atatürkçü bir insandım. Ailem Kemalist çizgide. Ve resmi tarih doğrularıyla büyümüştüm... 30-35 yaşlarında Ermeni tehciriyle ilgili bir kitabı okumuştum ve çok şaşırmıştım. Bizim bilmediğimiz alternatif bir tarih olabilir mi diye düşünmüştüm. Lisede, ailemde, Boğaziçi Üniversitesi'nde, Tarih Vakfında hiçbirinde hiçbir şekild alternatif bir tarih anlatısıyla karşılaşmadım. Bu her alanın bloke edildiğini gösteriyor. Masterda Ahmet Kuyaş'ın derslerini alırken birdenbire Milli Mücadele yıllarıyla ilgili farklı hikayeler olduğunu öğrenmeye başladım. O şekilde değiştim. Annem çok Kemalistti, çevresine "Böyle bir kız doğurduğum için utanıyorum." demişti. Çevremdeki bir çok insan Taraf'ta yazmaya başlayınca bana "Fethullahçı", "işbirlikçi, satılmış" gibi şeyler söylüyorlardı benim için.

 

Ayşe Hür, Necip Fazıl'la ilgili tweetlerini gelen tepkiler için "Atatürkçülüğü eleştirirken islamcılar beni el üstünde tutuyorlardı." diye konuştu. "Necip Fazıl siyasi kimliğinde müthiş defoları olan bir insan. Onu ön plana çıkarmak yerine kişisel noktadan girmem hataydı." diyen ünlü tarihçi şöyle devam etti: "Necip Fazıl son yıllarda aziz mertebesine çıkarıldı. Çünkü hem Başbakan, hem Cumhurbaşkanının saygı duyduğu bir kişi. Büyük Doğu ekolünden yetişmişler. Böyle koruma altında olan birinin defoları hakkında çıkıp konuşmak kolay bir şey mi? Bu başla başına ateşe atlamak oluyor. Necip Fazıl kemalist kesimin sürekli sesini kıstığı biri olmuş. Ondan sonra ona ait bir tarih yazılmış. 1934'te bir şeyhle tanıştıktan sonra kadıni kumar ev içkiyi geride bıraktığını söylüyor ama öyle değil. 1951'de kumar baskınında yakalandığına dair bir gazete küpürü var. Atatürk'ü öven sözleri mi istersiniz, Menemen olayından sonra rejimi öven yazılarını mı istersiniz, Büyük Doğu'nun bazı sayıları Atatürk övgüsü yapan kapaklarla çıkmıştır mesela... Askeri, militarizmi öven sözleri vardır. Bence bunlar daha ayıp. 27 Mayıs'ı, 12 Eylül'ü öven sözleri var.

 

 

Program devam ediyor. Ekip devam ediyor ama ben gittim. Bir kasa güzel meyva varken onun hepsi atılmaz, çürük kısım atılır. Ben de onların devam etmesini istedim zaten tarih programına ihtiyaç var. Program da nitelikli bir program. Neden çıkarıldığımı henüz bilmiyorum. Ama 3-5 kez uyarılmıştım. Hem islami konulardaki bazı çam devirmelerim, hem de Atatürkçülükle ilgili sözlerim sorun olmuştu. Hamdullah  Suphi Tanrıöver'i eleştirdiğim bir programda, bant kaydırdı. Bana bu kısımlar çıkarılsın, çünkü tarihsel bir kişilik hakkında savunma hakkı tanıyan sözler var diye. Savunmamı şöyle yazdım; tarihçinin işi zaten tarihsel şahsiyetler hakkında konuşmaktır. Adam ırkçı Türk milliyetçisi bir adamdır. Bu konu hakkında benden hesap soran da bugün dindar diye anılan TRT. Kemalizm her yerde karşımıza çıkıyor.

 

Muhteşem Yüzyıl ve Kanuni'nin seferlerini yazmıştım. TRT Türk'ten o yüzden istenmiş olabilirim... Başbakan Cüneyt Özdemir için Aydın Doğan'a, "Onu neden orada çalıştırıyorsun?" dememiş miydi? Şimdi Londra'lardan yayın yapıyor. Bilmiyorum ama tamamen tahminde bulunuyorum. Herhalde ona denmiştir ki, "Sen git biraz oralardan tehlikesiz yayınlar yap."