İslamcı ajanlar yüzme havuzlarını zehirleyecek
Hürriyet gazetesinin öyle enteresan bir köşe yazarı var ki; şaplağı indirsen şaplağa yazık; indirmesen ona yazık!.......
GAZETECİLER.COM
Salih
Tuna’dan “Medya Derslerinde”
konu, “Özdemir İnce”…
Salih
Tuna o müthiş kalemiyle (yok
ya ne kalemi, klavyesine yansıyan dili ile) bir “Özdemir İnce
tahlili” yapmış; gerçekten derslik…
Bir zamanlar
“İslamcı ajanlar yüzme havuzlarını zehirleyecek” diye yazabilen
Özdemir İnce’ye, soyadı ile müsemma akışkanlıktaki yazısında “ince,
ince” bakın nasıl çakıyor…
Densiz
adam!
Hürriyet gazetesinin öyle enteresan bir köşe
yazarı var ki; şaplağı indirsen şaplağa yazık; indirmesen ona
yazık!
Zira
ilgi görmediğinde ne yapacağını hepten şaşırıyor.
"Varın benim farkıma" dercesine kendini adeta
paralıyor!
Dikkat çekmek için nasıl kıpraşıyor bir görseniz.
İçki sponsorlu yılbaşı partisindeki Oray Eğin bile, sanmam ki, onun
kadar "cevval" olsun!
Kimi
zaman bizim gibi faniler, yahut onun ifadesiyle söylersek, "örümcek
kafalı dinciler" de kesmiyor onu.
Ergenlik dönemini aşamamış bir yeniyetme
cevvaliyetiyle Falk'tan Zürcher'e kadar kafasına uymayan kim varsa
sallıyor.
Yaşını başını almış, seksenine merdiven dayamış;
lakin yaşını taşıyabilecek olgunluğa erişememiş ne yazık
ki!
Hiç
rahat durmuyor, hiç!
Hiçbir şey bulamazsa "okuruna"
saldırıyor.
Yazılarından hareketle, 3G teknolojisinin
hükümferma olduğu bir çağda çok anakronik kaldığını dillendiren bir
"okuruna" ettiği şu laflara bakın:
"Maymunlar da 3G'yi öğrenir. Gençlik iki yerde
işe yarar: 1. Sporda; 2. Yatakta, cinsel hayatta. / Ama ikisinde de
yetenek, teknik ve zekâ gerekir. Yirmi yaşında Viagra kullananlar
var..."
İşte
böyle tuhaf bir adam Hürriyet yazarı Özdemir İnce!
Haydi
öfkene yenik düştün ve mail yoluyla takbih ettin "okurunu"; bari
köşene alma.
Bu
saçmalıkları maharet zannedecek kadar muvazeneyi kaybetmiş demek
ki.
Bir
ara da, Kuran'da örtünmek yoktur tezviratına öyle bir sardırdı ki,
Zekeriya Beyaz kaç para!
Yahu
daha minareyle kuleyi tefrik edememiş adamsın, senin neyine
tesettür mevzuu.. diyen de yok tabii!
Çünkü
artık kimse ciddiye almıyor onu!
Ahmet
Kekeç dünkü yazısında, "İşi, 'İslamcı ajanlar yüzme havuzlarını
zehirleyecek, yazlıkçılar aman dikkat' boyutuna vardırınca
bıraktım..." diyor ya, yerden göğe kadar haklı!
Nihayetinde o da 'nefs' taşıyor; böyle zevk
vermeyen bir "şeyle" niçin sürgit uğraşsın ki?!
Hem
zevk vermiyor, hem de gram ilerlemiyor.
Bir-iki kez ben de şöyle bir "dokundurmuştum" da
ordan biliyorum.
Ne
düşünüyorum biliyor musunuz?
Keşke, diyorum, Ertuğrul Bey'ciğim genel yayın
yönetmenliğini bırakmanın yanı sıra vatana millete bir iyilik daha
etseydi:
"Özdemir bey! " deseydi, "Ben yöneticiliği
bırakıyorum, istersen seni de aldığım yere bırakayım…"
Gerçi
söylese de anlamazdı ki!
Zira
kendinde olmadık şeyler vehmedecek kadar "uçmuş!"
Mesela…
Bre Salih
Tuna…
“İslâmcı Mizah
yazarı” olmaz diyen kökten
Laikçilere inat bir de şöyle güzel bir “piyes” yazsan hani
diyoruz…
Ve...
Sizleri
Salih Tuna'nın yazısının tamamını okumanız
için