İrfan Değirmenci kaybetti...
İrfan Değirmenci’yi gerçekten seven… Onu gaza değil de kendine getirmek isteyen birileri, girdiği çıkmaz sokaktan çevirsin…
İrfan Değirmenci giderek Enver Aysever’leşiyor...
Saldırgan…
Kırıcı…
*
Kendisine iş veren...
Aş veren...
TV kanalı gibi hemen ünlü olmasını sağlayan
bir platform veren patronunu anlamaya çalışıp…
Sessiz, sakin ve vakur bir karakterle bu günlerin geçmesini
bekleyeceğine...
Kırıp döküyor…
Aydın Doğan’la arasında kalan son köprüleri de yıkıp
gidiyor…
Akıllı olmak yerine, akıl tutulması yaşıyor yani…
*
Diyeceksiniz ki:
“Yahu sen de 60 yaşından sonra akıllandın…
Altmışına gelince o da akıllanır...”
*
İyi ama…
İnsan ne kazanırsa 40 yaşına kadar kazanıyor…
Kırktan sonra yapılan bir hata…
Uzatması olmayan maçta doksanıncı dakikanın son saniyelerinde
yenilen gol gibi…
Golden sonra tek yapılan santra almak…
Santra için topa dokunulduğu anda da hakem düdük çalıp maçı
bitiriyor…
*
Hâsılı…
İrfan Değirmenci’yi gerçekten seven…
Onu gaza değil de kendine getirmek isteyen birileri,
girdiği çıkmaz sokaktan çevirsin…
Genç adam zaten kaybetti…
Geleceğini de
kaybetmesin…