İpek Grubu'nun entersan hikayesi!
Akşam yazarı Gürkan Hacır İpek Grubu'nun ilginç öyküsünü anlatmış bugün.
GAZETECİLER.COM - Akşam yazarı Gürkan Hacır bugün hayli ilginç bir öykü Medyada da güçlü bie pozisyonu olan İpek Grubu inanılmaz bir hikaye sonrasında bugünlere varmış. Mesela ilkokul eğitiminin unutulmaz çizgi karakteri Cin Ali'nin Akın İpek'in babası Ali İpek'ten esinlenerek yaratıldığını biliyor muydunuz?
"USTANIN TAKTIĞI LAKAP
Öyleyse biraz geriye
gidelim; Bugün gazetesi, Kanaltürk ve Bugün TV'nin patronu Akın ve
Tekin İpek kardeşlerin babası Ali İpek'in, Adana'da başlayan
macerasına uzanalım. Ali İpek aslen Maraşlı'ydı. 1940'ların
ortasında hemen birçok hemşerisinin yaptığı gibi Adana'ya göç
etmişti. Ama biraz erken bir yaşta. İlkokulu henüz bitirmiş, 12
yaşında Adana'nın yolunu tutmuştu. İlk bulduğu iş matbaa çıraklığı
oldu. Adana'nın ünlü Melekgirmez Çarşısı'ndaki bir matbaada çırak
olarak işe başladı. Ali, zayıf ve çelimsiz hali ama bitmek tükenmek
bilmeyen enerjisiyle kısa sürede çevre esnafın maskotu haline
geldi. Bir matbaa ustasının ona taktığı lakap yıllar sonra Türk
eğitim sisteminin en temel kahramanlarından biri olacaktı: Cin
Ali!
İPEK'İN YENİ YUVASI KOZA
Artık Ali İpek'in
Melekgirmez Çarşısı'ndaki ismi Cin Ali'ydi. Matbaa makinesine boyu
yetişmediği için önceleri altına gazoz sandığı koyuyor ve bu halde
çalışıyordu. Çalışkanlığı ve girişimci tavrı sayesinde kısa sürede
kendi matbaasını kurma şansını buldu. 20 yaşında artık kendi işinin
patronuydu. Tabii matbaa derken bunun tek pedallı bir makineden
ibaret olduğunu belirtelim.
Ali İpek'in çalışkanlığı ve hırsı dur durak bilmedi. Kısa sürede
Adana'nın en çok iş yapan matbaası olması yetmiyordu. Ankara'ya
gitmeye karar verdi. Otobüsten Başkent'e ilk adım attığında
söylediği bir söz eşini hafiften güldürmüştü:
-Bak hanım!
Bugün Ankara'ya çok önemli bir işadamı indi!
Ankara'da ünlü İzmir Caddesi'ndeki Turtesan Pasajı'nda bir
dükkan kiraladı. Tek kollu makinesini buraya özenle yerleştirdi.
Adana'daki matbaasının adı İpek Matbaası'ydı. Kardeşiyle ortaktı.
Ankara'da kardeşinden ayrı olarak kurduğu bu matbaanın adını
değiştirmeliydi. 'İpek' Adana'da kaldığına göre, o da İpek'in
çıktığı yuva olan 'Koza' ismini seçti. Adana'daki matbaada sürekli
bastığı düğün davetiyesi işini bu kez Ankara'da 'Koza Davetiyeleri'
markası altında üretmeye devam etti.
PEK 'CİN' BİR FİKİR
Koza Davetiyeleri kısa
sürede Ankara'da tanınmaya başladı. Ama davetiye pazarı büyümek
için yeterli bir pazar değildi. Başka işlere de yönelmek istiyordu.
O günlerde yakın dostu öğretmen Rasim Kaygusuz'un bir önerisiyle
ilköğretim kitapları basmaya karar verdi. Bir çizgi öykü olacak bu
kitaplarla ilkokul birinci sınıflar için okuma egzersizleri
yaptırılacaktı. Seri halde düşünülen kitaplar için bir kahramana
ihtiyaç vardı. Ali İpek'ten defalarca Adana'daki 'Cin Ali'
hikayelerini dinlemiş olan Rasim Bey'in aklına bu karakter geldi.
Tıpkı gerçek hayattaki gibi çelimsiz ama bir o kadar da çalışkan
olan bu karakter pekala çizgi resim kahramanı olabilirdi. Kitabın
içeriğini öğretmen Rasim Kaygusuz hazırladı, çizimleri illüstratör
Selçuk Seğmen yaptı. Ve Ali İpek'in gerçek yaşam öyküsünden yola
çıkarak yaratılan Cin Ali serisi tüm Türkiye'ye dağıldı.
ÖLÜMÜ ERKEN OLDU
Cin Ali serisi Milli Eğitim
Bakanlığı'nca okullarda uzun yıllar okutuldu. Herkesin alfabeden
sonra öğrendiği bir kahraman haline geldi.
Peki, Ali İpek, Cin Ali kitaplarıyla yetindi mi? Elbette hayır!
Ankara'da dünyaya gelen iki oğlunu da iş hayatıyla erken
tanıştırdı. Bir yandan iyi bir eğitim almalarını bir yandan da
matbaacılığı öğrenmelerini istiyordu. Büyük oğlu Akın'ı ve küçük
oğlu Tekin'i önce kolejde, ardından yurtdışında okuttu.
Ankara Necatibey Caddesi'ne taşıdığı büyük matbaasında, bir Alman
firmayla ortak iş aldı. Bu yurtdışına ilk açılımı oldu. Ama aklında
asıl davetiye pazarını elinde tutan İstanbul'a açılmak vardı.
Eğitimlerini tamamlayan oğullarını İstanbul'a yolladı. Ellerinde
davetiye kataloğuyla İstanbul'da matbaaları dolaşan İpek kardeşler,
hayal kırıklığına uğradılar. Hemen hiçbir matbaacı katalogla
ilgilenmedi.
İlk İstanbul çıkarmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu arada Ali
İpek rahatsızlandı. 'Matbaacıların ortalama yaşam süresi kısadır.
Kurşun tozunun içinde karanlıkta çalışan adam uzun yaşayamaz' diyen
Ali İpek, kansere yakalandı. Akın ve Tekin, işleri devralmış
olsalar da yine de hasta haliyle matbaadan ayrı kalmadı. Ali
İpek'in hasta halde temelini attığı İstanbul yolundaki dev tesis
Ankara ölçeğinde büyük bir matbaaydı. 1996 yılında Ali İpek hayata
gözlerini yumdu.
ELİ BOŞ DÖNDÜ
Akın İpek, İstanbul deneyiminden
çıkardığı derslerle bu kez Amerika'nın yolunu tuttu. Sadece düğün
davetiyesi değil yılbaşı ve tebrik kartları üretimine de geçti.
Hırslı ve agresifti. Amerika'da kendine yer edinmek istiyordu.
Amerika'nın önde gelen davetiye şirketleri rahatsız olmaya
başladılar. Ortaklık teklif ettiler. Kabul etmedi. Yavaş yavaş
kendine yer buldu. Birkaç yıl sonra Türkiye'ye döndüğünde
uluslararası pazarda marka olmayı başarmıştı.
Ama yine de Ankaralı bir firmaydı. Alışkanlıkları,
ataklıkları hep Ankara ölçeğindeydi. Akın İpek'in ise aklı
İstanbul'daydı. Borsaya açılmaya karar verdi. Koza Davetiyeleri
olarak İstanbul'da bir tanıtım gecesi düzenlediler. Bu lansmanla
Koza Davetiyeleri, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na kote
olacaktı. Ancak önemli bir şeyi unutmuşlardı. Büyük gazetelere ilan
vermeyi! Birçok gazetenin ekonomi servisinden üstü kapalı tehdit
görmüşlerdi. Hem borsaya açılacaktı hem de ilan vermeyecekti. Bu
olacak iş değildi. Akın İpek hisse satışını durdurup Ankara'ya
döndü. İşte Akın İpek'in belki de medyaya girmesine karar verdiği
an bu andır. Medya karşısında bir işadamının nasıl çaresiz olduğunu
gördü. Medya fikri aklına girdi.
KOZA'NIN YÜKSELİŞİ
Bundan sonra İpek Grubu'nun
önlenemez yükselişi başladı. Önce Bergama'daki çok tartışmalı Altın
madenini aldılar, ardından özelleştirmeden yine tartışmalı bir
fabrika. Sonra ise Bugün (Tercüman) gazetesi, Bugün TV ve ulusalcı
yayınıyla bilinen Kanaltürk TV İpek Grubu'na dahil oldu. Koza-İpek
Grubu, Cin Ali'den bir imparatorluğa dönüşmüştü. Medyadaki
hızlı büyümesinin altında Fethullah Gülen'e olan yakınlığı
söylentileri dolaşsa da biz, Cin Ali'nin maceralarını ilgiyle
izlemeye devam edeceğiz."