İnternet medyasının tetikçileri ve çeteleri kimler?..
"İçinde küfür ve hakaret geçmemek şartıyla diğer meslektaşlarımızı nasıl eleştiriyorsak kendimizi de patronajı da aynı şekilde eleştireceğiz, eleştirmeliyiz."
ADNAN BERK OKAN
Tabii ki İnternethaber Medya Gurup Başkanı ve patronumuz olarak Hadi Özışık'ın Gazete HT gibi prestijli ve etkin bir gazetede, son yılların söyleşisi ustası Kutlu Esendemir'e konuk olmasından ben ve benim gibi kurumda çalışan diğer altmış kişi de onur duyduk...
Ama sadece o kadar...
Kalan bütün söyleşi benim için bir medya patronuyla bir basın emekçisinin söyleşisinden öte anlam ifade etmez...
Zira...
Kutlu Esendemir Hadi Özışık'ı sadece İnternethaber Medya Gurup Başkanı olarak değil aynı zamanda İnternet Medyası Derneği Başkanı olarak da konuk etti...
Hadi Özışık'ın İnternethaber Medya Gurup Başkanı ya da İnternet Medyası Derneği Başkanı olarak söylediklerine ben kendi penceremden bakarım...
"Oldu mu yani patron?" denilecek bölümlerde tavrımı koyarım; "ağzına sağlık" denilecek yerlerde de tabii ki "bravo patron" derim...
Bu gücü de editoryal özgürlüğümden alırım...
Nitekim Özışık da Kutlu Esendemir'in, "Kimi medya sitelerinin sadece yakın çevrelerini kolladıkları ve çıkar ilişkilerine bulaştıkları iddia edilir" sorusunu cevaplamaya hiç düşünmeden "Var" diyerek başlıyor ve devam ediyor:
"Medya sitesi diyorsunuz. Peki bu siteler özgür mü? Mesela çalıştıkları kurumla ilgili yayın yapabiliyorlar mı? Onların yanlışlarını görüyorlar mı? Sen herkese çakacaksın, kendi kurumuna gelince, başında olduğun kurumu öveceksin ve bir de inandırıcılık sloganı atacaksın? Hadi oradan!"
* * *
Özışık'ın bu kadar özgüvenli bir cevap verebilmesinin sebebi İnternethaber Gurubu'nun bütün sitelerindeki editoryal özgürlüktür...
Bizde her yazar ve editör yazdığı yazıyı, yaptığı haberi kendi köşesine kendi koyar...
Patronaj haberi de yorumu da yayımlandıktan sonra görür...
Bütün karşılıklı görüşmelerimizde veya yaptığımız toplantılarda da her zaman bir konuda mutabık kalıyoruz:
"İçinde küfür ve hakaret geçmemek şartıyla diğer meslektaşlarımızı nasıl eleştiriyorsak kendimizi de patronajı da aynı şekilde eleştireceğiz, eleştirmeliyiz."
* * *
Sürekli okurlarımız "kaybetti" köşesinde sık sık içimizen birinin adını ve fotoğrafını en okkalı eleştirilerle birlikte gördüklerini hatırlayacaklardır...
Nitekim başkalarını eleştirebilme gücümüzün kaynağı da işte bu kendimizi de eleştirebilme özgürlüğümüz ve tabii ki komplekssizliğimizdir...
* * *
Özışık'ın, Kutlu Esendemir'e yaptığı açıklamalardan bir diğeri internet medyasına çöreklenmiş kimi tetikçi ve çetelerle ilgili olanıdır...
O konuda da Özışık şunları söylüyor:
"Kimi köşe kaptı, kimi program kaptı, kimi yazar oldu... Ciddi bir çeteleşme söz konusu... Bir de bir kesim var ki, bunlar bir kurumun çatısı altında değiller, tetikçilik yapıyorlar. Ben bu çocukları kimlerin satın aldığını biliyorum. Kimlerin talimatlar yağdırdığını biliyorum. Çok organize bir iş... Çünkü zamanında benim kapımı çaldılar, işbirliği istediler.
* * *
Özışık'ın bu söylediklerini okuyunca Şeyh Sadi'yi hatırladım...
Sadi der ki;
"Sultan izin vermezse eşkıya yol kesemez"...
Yani...
Bugün internet medyasına çöreklenmiş bu bîahlâk, bîvicdan, bîşeref tetikçiler, çeteler; kendi sultanlarından onay almadan bu pisliği yapamazlar...
"Gazeteci" ve hatta "yazar" olarak tanınan kimilerinin merdiven altlarında; kendilerine koruma duvarı ve çamur atma sistemi olarak kurdukları; işsiz, güçsüz, kriminal tiplerin eline üç kuruş para tutuşturup onurlu insanların üzerine saldıkları bu çakalların içinde yaşadıkları çamur tekneleri "internet" isimli kurumun adını kirletiyorlar...
Bu kirlenmiş tetikçilerden ve internet çetelerinden kuruluşun yolu; AB ve ABD ölçeğinde bir internet yasasının çıkarılmasıdır...
Bu merdivenaltı kusmukları, bu aydınlıktan ödleri kopan yarasalar ancak ışıklı bir internet yasasıyla karanlık inlerine çekilip onurlu insanlara çamur sıçratma imkânından mahrum kalacaklardır...
* * *
Temennim gerek Özışık'ın Kutlu Esendemir'e söylediklerinin ve gerekse de bu mütevazı köşede bu internet çeteleri için yazılanların Sayın Başbakan ve Sayın Arınç'ın önüne konulmasıdır...
Öylesine yoğun çalışmaları nedeniyle internet medyasını kirleten bu pisliklerden haberdar olmayabilirler...
Ancak unutmasınlar ki, günlük 4 milyonu bulmayan yazılı medya tirajlarının yanında, günlük 10 milyonu aşkın internet gezginiyle ciddi, güvenilir, itibarlı, prestijli internet medyası, yazılı medyadan çok daha güçlüdür...
adnanberkokan@gmail.com
Tabii ki İnternethaber Medya Gurup Başkanı ve patronumuz olarak Hadi Özışık'ın Gazete HT gibi prestijli ve etkin bir gazetede, son yılların söyleşisi ustası Kutlu Esendemir'e konuk olmasından ben ve benim gibi kurumda çalışan diğer altmış kişi de onur duyduk...
Ama sadece o kadar...
Kalan bütün söyleşi benim için bir medya patronuyla bir basın emekçisinin söyleşisinden öte anlam ifade etmez...
Zira...
Kutlu Esendemir Hadi Özışık'ı sadece İnternethaber Medya Gurup Başkanı olarak değil aynı zamanda İnternet Medyası Derneği Başkanı olarak da konuk etti...
Hadi Özışık'ın İnternethaber Medya Gurup Başkanı ya da İnternet Medyası Derneği Başkanı olarak söylediklerine ben kendi penceremden bakarım...
"Oldu mu yani patron?" denilecek bölümlerde tavrımı koyarım; "ağzına sağlık" denilecek yerlerde de tabii ki "bravo patron" derim...
Bu gücü de editoryal özgürlüğümden alırım...
Nitekim Özışık da Kutlu Esendemir'in, "Kimi medya sitelerinin sadece yakın çevrelerini kolladıkları ve çıkar ilişkilerine bulaştıkları iddia edilir" sorusunu cevaplamaya hiç düşünmeden "Var" diyerek başlıyor ve devam ediyor:
"Medya sitesi diyorsunuz. Peki bu siteler özgür mü? Mesela çalıştıkları kurumla ilgili yayın yapabiliyorlar mı? Onların yanlışlarını görüyorlar mı? Sen herkese çakacaksın, kendi kurumuna gelince, başında olduğun kurumu öveceksin ve bir de inandırıcılık sloganı atacaksın? Hadi oradan!"
* * *
Özışık'ın bu kadar özgüvenli bir cevap verebilmesinin sebebi İnternethaber Gurubu'nun bütün sitelerindeki editoryal özgürlüktür...
Bizde her yazar ve editör yazdığı yazıyı, yaptığı haberi kendi köşesine kendi koyar...
Patronaj haberi de yorumu da yayımlandıktan sonra görür...
Bütün karşılıklı görüşmelerimizde veya yaptığımız toplantılarda da her zaman bir konuda mutabık kalıyoruz:
"İçinde küfür ve hakaret geçmemek şartıyla diğer meslektaşlarımızı nasıl eleştiriyorsak kendimizi de patronajı da aynı şekilde eleştireceğiz, eleştirmeliyiz."
* * *
Sürekli okurlarımız "kaybetti" köşesinde sık sık içimizen birinin adını ve fotoğrafını en okkalı eleştirilerle birlikte gördüklerini hatırlayacaklardır...
Nitekim başkalarını eleştirebilme gücümüzün kaynağı da işte bu kendimizi de eleştirebilme özgürlüğümüz ve tabii ki komplekssizliğimizdir...
* * *
Özışık'ın, Kutlu Esendemir'e yaptığı açıklamalardan bir diğeri internet medyasına çöreklenmiş kimi tetikçi ve çetelerle ilgili olanıdır...
O konuda da Özışık şunları söylüyor:
"Kimi köşe kaptı, kimi program kaptı, kimi yazar oldu... Ciddi bir çeteleşme söz konusu... Bir de bir kesim var ki, bunlar bir kurumun çatısı altında değiller, tetikçilik yapıyorlar. Ben bu çocukları kimlerin satın aldığını biliyorum. Kimlerin talimatlar yağdırdığını biliyorum. Çok organize bir iş... Çünkü zamanında benim kapımı çaldılar, işbirliği istediler.
* * *
Özışık'ın bu söylediklerini okuyunca Şeyh Sadi'yi hatırladım...
Sadi der ki;
"Sultan izin vermezse eşkıya yol kesemez"...
Yani...
Bugün internet medyasına çöreklenmiş bu bîahlâk, bîvicdan, bîşeref tetikçiler, çeteler; kendi sultanlarından onay almadan bu pisliği yapamazlar...
"Gazeteci" ve hatta "yazar" olarak tanınan kimilerinin merdiven altlarında; kendilerine koruma duvarı ve çamur atma sistemi olarak kurdukları; işsiz, güçsüz, kriminal tiplerin eline üç kuruş para tutuşturup onurlu insanların üzerine saldıkları bu çakalların içinde yaşadıkları çamur tekneleri "internet" isimli kurumun adını kirletiyorlar...
Bu kirlenmiş tetikçilerden ve internet çetelerinden kuruluşun yolu; AB ve ABD ölçeğinde bir internet yasasının çıkarılmasıdır...
Bu merdivenaltı kusmukları, bu aydınlıktan ödleri kopan yarasalar ancak ışıklı bir internet yasasıyla karanlık inlerine çekilip onurlu insanlara çamur sıçratma imkânından mahrum kalacaklardır...
* * *
Temennim gerek Özışık'ın Kutlu Esendemir'e söylediklerinin ve gerekse de bu mütevazı köşede bu internet çeteleri için yazılanların Sayın Başbakan ve Sayın Arınç'ın önüne konulmasıdır...
Öylesine yoğun çalışmaları nedeniyle internet medyasını kirleten bu pisliklerden haberdar olmayabilirler...
Ancak unutmasınlar ki, günlük 4 milyonu bulmayan yazılı medya tirajlarının yanında, günlük 10 milyonu aşkın internet gezginiyle ciddi, güvenilir, itibarlı, prestijli internet medyası, yazılı medyadan çok daha güçlüdür...
adnanberkokan@gmail.com