İngiltere'den Habertürk'e ödül
HABERTÜRK'le ilk kez bir Türk gazetesi, dünyanın en iyileri arasında yerini aldı.
HABERTÜRK'le ilk kez bir Türk gazetesi, dünyanın en
iyileri arasında yerini aldı.
Doğan SATMIŞ / GAZETE HABERTÜRK
HABERTÜRK'le ilk kez bir Türk gazetesi, dünyanın en iyileri
arasında yerini aldı
Gazetenizle birlikte Guardian, Times, Financial Times’ın aday
olduğu yarışmada, Habertürk için, “Çeşitliliği ve
kalitesiyle İngilizlere örnek olmalı” denildi. Alman Welt am
Sonntag birinci oldu, mansiyon ise Habertürk’e verildi.
İngiltere’nin “2010 Gazetecilik Ödülleri” yarışmasında HABERTÜRK
“Yılın Uluslararası Gazetesi” kategorisinde mansiyon aldı.
Avrupa’nın ünlü gazetelerinin ödüllendirildiği gecede HABERTÜRK’ün
başarısı övüldü.
HABERTÜRK Gazetesi’nin yayına başlamasının üzerinden 14 ay geçti.
Rakiplerimizin künyelerindeki 10 binli, 20 binli çıkış günü
sayıları, Habertürk’te henüz 420’yi gösteriyor. Ancak bu 420 güne,
“Habertürk gazetecileri”nin pek çok ödülü sığdırdığını
biliyorsunuz.
Başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, TSYD ve EGD olmak üzere
birçok mesleki örgütten ödüller kazanan Habertürk, geçtiğimiz
çarşamba gecesi İngiltere’nin başkenti Londra’da uluslararası bir
başarıya da imza attı. “2010 Gazetecilik Ödülleri” yarışmasında,
uluslararası dalda “En İyi Gazete Mansiyonu”nu aldı.
İngiliz başkentinde, İngiliz basınının önde gelen 500 temsilcisinin
katıldığı “Oscar ödülleri” benzeri törende, Habertürk, kendisinden
çok daha eski, önemli rakipleriyle yarıştı, adı anons edildi,
1’inci sayfası konuklara yansıtıldı. Ve İngiliz gazetelerinin
önemli isimlerinden oluşan jüri, finale kalan altı aday arasından
Habertürk’ü ilk 3’e layık gördü.
100 MİLYON GAZETE OKURU
Bu anlamlı gecede, Habertürk’ü Londra’da temsil etmek gurur
vericiydi. Öncelikle Habertürk açısından gurur vericiydi. Çünkü
henüz 14 aylık bir Türk gazetesi, tüm dünyanın takdirlerini
toplayan, Guardian’dan Times’a, Financial Times’tan Daily
Telegraph’a İngilizlerin saygın gazeteleriyle yarışıyordu.
Gelişmiş ülkelerde, “Gazeteler ölüyor” denilen bir dönemde, bir
Türk gazetesi yayın hayatına girmiş, belli bir tiraja ulaşmış,
dünyada sayıları 100 milyonu bulan gazete okurları için gazetelerin
hâlâ önemli olduğunu kanıtlamıştı. Türkiye açısından da orada
bulunmak gurur vericiydi. Böylece insanlarımızın, Batı
başkentlerinde dünyaya örnek olmuş bir gazete yaratarak
kendileriyle yarışır hale geldiklerini gördük. “Türkler, dünyaya
örnek olabilecek gazete yapıyorlar” konuşmalarına tanık olduk.
ÖDÜLÜN ÖNEMİ
İngiltere’de, bir gelenek halinde her yıl verilen “Gazetecilik
Ödülleri”, “gazete ve medya üretimi açısından, yazılı basın
endüstrisinde” verilen tek ödül olarak biliniyor. Aralarında,
gazete baskı makinesi üreticisi Abitibi Bowater ve Goss, film
üreticisi Agfa, yazılım firması Atex ve ayrıca Fuji Film,
Manroland, Upm gibi firmaların sponsorluğundaki ödüller, her yıl
özel bir gecede dağıtılıyor. Geceyi, İngiltere’nin tanınmış aktör
ve sahne adamları sunuyor. Ödüller, Oscarlar gibi son dakikaya
kadar açıklanmıyor.
Bu yılki ödül töreni, 21 Nisan akşamı Londra Park Lane Hilton Oteli’nin Büyük Balo Salonu’nda yapıldı. İngiltere Sarayı’na yürüme mesafesindeki otelin balo salonu, çarşamba akşamı, 500 smokinli ve şık gece kıyafetli kadın ve erkekle tıklım tıklım doldu. İngiltere’nin en ünlü gazetelerinin üst düzey yöneticileri, 51 masaya dağıldı.
Örneğin, The Guardian Gazetesi, bir masaya sığmadı, iki masada
oturdu. Bir başka masada The Times ve Sun’a sahip Rupert Murdoch’un
News International’ı, hemen yanında The Mail On Sunday, çaprazda
Independent News & Media, arkalarda ise Telegraph Media Grup yer
aldı. Her masa, dünya çapında yüzlerce gazeteyi, milyonlarca tirajı
yansıttı. Rupert Murdoch’un, sadece İngiltere’de değil, özellikle
ABD ve Avustralya’da da çok önemli bir medya patronu olduğunu
hatırlatmak gerekir.
VE HABERTÜRK
İşte böyle bir gecede, “Yılın Uluslararası Gazetesi” başlığı
altında jüri onlarca aday arasından, Habertürk’ü finale kalan ilk 6
gazete arasına aldı. Finale kalan öteki gazeteler ise, Almanya’dan
Welt am Sonntag, Frankfurter Allgemeine ve Augsburger Allgemeine,
Avrupa Financial Times ve Portekiz Expresso oldu.
Tüm Avrupa uçuş trafiğini etkileyen İzlanda’daki yanardağ
patlaması nedeniyle yabancı konukların o gün Londra’ya ulaşıp
ulaşmayacağı belli değildi. Büyük şans eseri, törenden saatler önce
gece yarısı Londra hava trafiği açıldı ve hem Habertürk’ü temsilen
ben, hem de Alman ve öteki yabancı konuklar İngiltere’ye
uçabildiler. Tören, İngiliz geleneği şampanyalı resepsiyonla
başladı. Sonra konuklar, masalarda tek tek isimlerine göre
dağıldılar. Kısa bir müzik gösterisini, İngilizlerin Cem
Yılmaz’ının esprileri izledi, yemek sonunda sıra ödüllere
geldi.
TECRÜBELİ JÜRİ
Bu yılki ödülleri, 12 kişilik tecrübeli bir jüri heyeti belirledi.
Aralarından bazılarının isimlerini vermek, jürinin önemini
atlatmaya yeter sanırım: Andy Chappin Financial Times’ın eski Sanat
Editörü, Tim Quincey Financial Times’ın Avrupa Kıtası Operasyon
Direktörü, Garry Cullum Guardian Gazetesi’nin eski Üretim
Direktörü.
Jüri, yüzlerce aday arasından 15 ayrı dalda 6’şar finalist arasından seçim yaptı. Kazananlar yine bildik, tanıdık gazetelerdi. Financial Times “Mizampaj Açısından Yılın Gazetesi” dalında, Guardian “En İyi Renk Kullanma” dalında, The Sunday Times “En İyi Hafta Sonu Gazetesi” dalında, yine Guardian “Toplulukları En İyi Yansıtma” dalında ödülleri aldılar.
Sıra “Yılın Uluslararası Gazetesi” ne geldi. Benim de oturduğum
masada nefesler tutulmuştu. Soğukkanlılıkları ile tanınan Almanlar
bile heyecan içindeydi. Sunucu ödülleri tek tek anons etti. Bu
dalda Alman gazetesi “Welt am Sonntag” büyük ödülü aldı. Sonra ise
Habertürk ve Frankfurter Allgemeine, mansiyonları paylaştılar.
Kanada’da ve dünyada
GAZETECİLİĞİN akademisyenlerinden Prof. Haluk Şahin, bir süre önce
katıldığı bir uluslararası toplantıda yabancı katılımcıların,
Habertürk’ten söz ettiğini şöyle anlatmıştı: “Yabancı gazeteciler,
dünya genelinde gazetelerin piyasa kaybettiği bir dönemde
Habertürk’ün başarısını örnek gösteriyorlar.”
Prof. Haluk Şahin’e göre, Türkiye’de bir gazetenin bu başarıyı
göstermesi, dünya gazetecilik endüstrisinde bir “çıkış yolu” olarak
gösterilebilir. Londra’daki ödül töreninde de, Abitibi Bowater
Şirketi’nin temsilcisi Robert Hillbrink, benzer bir olay anlattı.
Habertürk’ü bilen ve tanıyan Hillbrink, bir süre önce Kanada’da bir
gazete binasını ziyaret ettiğini, masada Habertürk gazetelerini
gördüğünü anlattı.
Kanadalı gazetecilerin, Habertürk’ün çıkışını duyunca, birkaç
sayısını temin edip üzerinde tartıştıklarını anlattı. Hatta
Hillbrink’e göre Kanadalılar, Habertürk benzeri bir gazetenin,
baskı kalitesi, parçalı gazeteler, daha okunabilir ebatı ve
doyurucu içeriğiyle yazılı basın için bir kurtuluş olabileceğine
inanıyorlarmış. Ne diyelim, böyle bir gazeteye inandıkları için tüm
Habertürk okurlarına teşekkür edip, gazetede emeği olanları
kutlamak gerek. Bu ödül hepimizin ve nice ödüllere...