İnci Çayırlı'nın anıları kitap oldu

Türk Musikisinin yaşayan efsanesi İnci Çayırlı’nın anıları kitap oldu.

"Müziğin Güzel Günlerine Yolculuk/ İnci Çayırlı'nın Anıları" Murat Derin'in kaleminden Murat Bardakçı'nın önsözüyle Pan Yayınlarından çıktı. Çayırlı, günyüzüne çıkmamış anıları , samimi duygularıyla ilk kez bu kitapta anlatıyor.

Murat Bardakçı'nın Önsözüyle

İnci Çayırlı anıları

İnci Hanım'ı dinlerken bugün sadece ismi musiki olan garabetten uzaklaşır, müziğin eski, güzel ve gerçek günlerine gidersiniz. Sesinin renginden sözetmeme zaten gerek yok... Artık hiçbiri hayatta olmayan son büyük üstadlardan devraldığı üslûbu zevk ve duygu ile yoğurup nağmeleri o pittoresque sesi ile terennüm ettiğinde İstanbul kültürünü bütün zerafetiyle hisseder ve kısa bir an için de olsa bir ruh sükûnuna erersiniz."

Müziğin Güzel Günlerine Yolculuk İnci Çayırlı'nın Anıları kitabının önsözünde Murat Bardakçı böyle anlatıyor İncirli Çayır'lıyı...

Türk Musikisinin Kutup Yıldızı İnci Çayırlı'nın hayatını anlatan kitap Pan Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Murat Derin'in yıllara yayılan titiz çalışmasının ardından kaleme aldığı kitap, İnci Çayırlı'nın anlatımlarıyla uzun soluklu bir yolculuğa çıkarıyor sanatseverleri.

Çocukluğu Kuzguncuk'ta geçen İnci Çayırlı'nın unutamadığı anıları kitapta kendi anlatıımlarıyla yer alıyor... Eski İstanbul'a özlemini anlatıyor bir bölümde: "Üç kilise vardı Kuzguncuk'ta. Bu üç kiliseye mensup insanlar; manavı, bakkalı, dişçisi, berberi, meyhanecisi bizim dostlarımızdı. Mektebin önünde fındık fıstık satan Mişonaçi her sabah bize "Günaydın!" derdi."

Müziğin Güzel Günlerine Yolculuk 'ta İnci Çayırlı'nın Turk Musikisinden operetlere, tangodan film müziklerine uzanan eşsiz yorumları hafızalarda yeniden tazeleniyor. Bir yanda İstanbul'un zerafet kültürü öte yandan Çayırlı'nın renkli yaşamı biraraya geliyor. Musikinin önemli dönemlerine tanıklık ediyoruz, Derin'in kaleminden..

Pek çok sanatçı, bestekarla da aynı sahneyi paylaşan İnci Çayırlı'nın Anıları'nda tanıdık isimler de yerini alıyor elbette. Örneğin, Büyüykdere'de aynı sahneyi paylaştığını anlatırken Barış Manço'yu nasıl azarladığını şu cümlelerle anlatıyor Çayırlı : "...Çıkıyor sahneye, inmiyor; genç zamanı. Bir gün "Bana bak Barış, gelip kapatacağım mikrofonu. Yavrum, ben karşıya gideceğim, insaf et yani," dedim. İkide vapura bineceğime dört vapuru ile gidiyorum. Olacak rezalet değil. Tabii hiç itiraz etmezdi, çok efendi çocuktu Allah rahmet eylesin! Aynı mahallede yan yana oturduk Moda'da yıllarca."

Sonra fırtınalı yıllar geliyor, 60 ihtilaliden 80'ne uzanan koca yıllar... Fransa'da vermek üzere davet edildiği ancak TRT'nin karşı çıktığı o konser...

"TRT'nin o zamanki müdürüne çıktım izin almaya. "Gidemezsiniz İnci Hanım!" dedi bana. "Anlamadım, nasıl gidemem?" dedim. "Affedersiniz, bu TRT'nin bir onuru değil mi, sizin onurunuza katkıda bulunmak bizim görevimiz değil mi, benim de onurum aynı zamanda, Türkiye'den Türk müziği alanında tek kişi gidiyor," dedim. ""Ama prosedür icabı gidemezsiniz," dedi. "Öyle mi, ben gidiyorum, ne geliyorsa elinizden ardınıza koymayın, size iyi günler beyefendi!" dedim, çıktım dışarıya..."

Samimi anlatımıyla ölümsüzleşen İnci Çayırlı'nın Anıları, yaşanmışlıklarla, Türk Müsikisinin güzel günlerini gözler önüne seriyor.