İmamoğlu’na yapılacak en büyük iyilik!
İstanbul'un yükünün İmamoğlu'na çok ağır geldiğini söyleyen Türkiye yazarı Süleyman Özışık, yardım toplama kampanyası da dâhil olmak üzere İmamoğlu'nun bazı suçları isteyerek işlediğini ve toplumun sinir uçlarına bilerek dokunduğunu iddia etti.
Türkiye yazarı Süleyman Özışık, İBB Başkanı'na olay sözlerle
yüklendi. "Güneydoğu'da HDP'li başkanların başına
gelen şeyin kendi başına gelmesini istiyor âdeta. Hakkında suç
duyurusunda bulunulmasını, suç duyurusu sonrası görevden alınmasını
ve mağdur duruma düşürülmesini istiyor." diyen
Özışık, Ekrem İmamoğlu'nun bugüne kadar sergilediği icraatların pek
çoğunda usulsüzlük ve kanunsuzluk olduğunu ifade etti.
Özışık, "Eğer bir suç
duyurusu, soruşturma ve dava süreci başlarsa, Ekrem İmamoğlu'na on
yıllar boyunca konuşulacak bir iyilik yapılmış
olur.
İmamoğlu'na yapılacak bu iyilik de Türkiye'ye yapılacak
en büyük kötülük olur. Umarım ve dilerim ki herkes bu tehlikeye
dikkat ederek hareket eder..."
dedi.
İmamoğlu’na yapılacak en büyük iyilik!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin her köşesine
asılan pankartlara dikkat ediyor musunuz?
İmamoğlu'nun ağzından bazı cümleler paylaşılıyor her bir
pankartta.
"Birlikte başaracağız!"
"İstanbul senin"
"Hep birlikte kazanacağız"
Kullanılan dile dikkat ederseniz, "Başaracağız",
"Kazanacağız", "Yapacağız" gibi gelecek yılları anlatan bir
dil görürsünüz. Bu da Ekrem İmamoğlu'nun hâlâ adaylık
kampanyasından kurtulamadığını gösteriyor.
Tabii bu durum aynı zamanda İmamoğlu'nun seçim döneminde
İstanbul'un sorunlarıyla ilgili hiçbir çalışması olmadığını da
ortaya koyuyor ki zaten şu an o sorunların altında ezilip kalmış
durumda...
10 tane otobüsün sefer sayılarını ve sürelerini dahi ayarlayamayan
birinden bahsediyoruz.
İlk başlarda kendisine sınırsız destek veren yandaşları isyan
noktasına geldi. Yeminli CHP'li Can Ataklı bile "Basiretsiz,
beceriksiz, çapsız" diyerek saydırmaya başladıysa varın
gerisini siz hesap edin.
İmamoğlu gelen bu eleştirileri görüyor ve süreçten çok kurnazca bir
yöntemle kurtulmanın hesaplarını yapıyor.
Dikkat ederseniz icraat yapmayı bir kenara bırakıp, baştan sona
palavra içerikli bilgilerle kamuoyunu meşgul ederek reklamını
yapmanın yollarını arıyor.
"500 bin ton asfalt döktüm" diyor, kamuoyunun kendisini
yeterince konuşmasının ardından "Sehven yazıldı" diyerek
kenara çekiliyor.
Yardım kolilerinde vurgun yapıldığının ortaya çıkacağını biliyor
ama buna rağmen kendinden bahsedilmesi için o kolileri ortaya
koyuyor. "Burada vurgun var" diye foya ortaya
çıkarıldıktan günler sonra "O koliler prototipti" diyerek
yine kenara çekiliyor.
Bir hastalık hâli var!
"İnsanlar icraatlarıyla gündemden düşmeyen Erdoğan'ı konuşacağına,
beni palavralarımla konuşsun, razıyım" gibi ilginç bir
hastalık. Bir başka deyişle "Reklamın iyisi kötüsü
olmaz" hastalığı...
Hepimiz biliyoruz ki İstanbul'un yükü İmamoğlu'na çok ağır geldi ve
bu yükün altından kalkamıyor. Aslında kendisi de bunu çok iyi
biliyor ve buna göre strateji geliştiriyor.
Dağıttığı son dergi, bu stratejinin bir ürünü...
İlköğretim çağındaki çocuklara gönderdiği dergide Aleviliği başlı
başına bir din olarak tanıtması, Allah ismini bir Yahudi'nin
ayaklarının altına koyması, çocukları daha bu yaşta gösteriye,
ayaklanmaya alıştıracak bilgiler vermesi tesadüf değil.
Dikkat ederseniz yardım toplama kampanyası da dâhil olmak üzere
bazı suçları bilerek ve isteyerek işliyor.
Toplumun sinir uçlarına bilerek dokunuyor.
Bir yerleri kaşıyor ve o kaşımanın getireceği reflekse güveniyor.
Nedir o refleks diye soracak olursanız...
Güneydoğu'da HDP'li başkanların başına gelen şeyin kendi başına
gelmesini istiyor âdeta. Hakkında suç duyurusunda bulunulmasını,
suç duyurusu sonrası görevden alınmasını ve mağdur duruma
düşürülmesini istiyor.
Sonrasını biliyorsunuz...
Yine ve yeniden bir mağdur edebiyatı ile gündeme oturmayı ve o
mağduriyet üzerinden daha yüksek makamlara ulaşmayı hayal
ediyor.
Şunu kabul edelim.
Ekrem İmamoğlu'nun bugüne kadar sergilediği icraatların pek çoğunda
usulsüzlük ve kanunsuzluk var. Bu bir suç ve bu suçun kanunlarda
bir karşılığı mutlaka var.
Eğer bu kanunsuzluklar ve usulsüzlükler üzerinden Ekrem İmamoğlu
hakkında bir dava süreci başlarsa, bu süreç ceza almasına ve
belediye başkanlığının düşmesine kadar gidecek.
Ancak devlet aklının bunu görüp ona göre hareket etmesi
gerekiyor.
Eğer geçmişte yapılan hatalar tekrarlanırsa...
Yani devletin üst kademesi Ekrem İmamoğlu'nu bire bir muhatap
alırsa bu işin sonu hiç beklenmedik noktalara gidebilir.
Onun için bu süreçte başta Cumhurbaşkanı ve bakanlar dâhil olmak
üzere herkesin muhatap olmaması gereken bir süreç yürütülmesi
gerekiyor. Mesele yargıya taşınmadan, yapılmaya çalışılan
kanunsuzlukların ve usulsüzlüklerin önüne pekâlâ geçilebilir.
Tıpkı şartlı yardım kampanyasında olduğu gibi...
Eğer böyle yapılırsa ne âlâ…
Yok eğer bir suç duyurusu, soruşturma ve dava süreci başlarsa,
Ekrem İmamoğlu'na on yıllar boyunca konuşulacak bir iyilik yapılmış
olur.
İmamoğlu'na yapılacak bu iyilik de Türkiye'ye yapılacak en büyük
kötülük olur.
Umarım ve dilerim ki herkes bu tehlikeye dikkat ederek hareket
eder...