Ilıcak ve Akyol AİHM kararlarını yorumladı

Sabah yazarı Nazlı Ilıcak ve Hürriyet yazarı Taha Akyol Fazıl Say'a verilen 10 ay hapis cezası tartışmaları üzerine köşelerinde AİHM'nin "ifade özgürlüğü sınırları"nı yazdılar.

GAZETECİLER.COM - Sabah yazarı Nazlı Ilıcak ve Hürriyet yazarı Taha Akyol Fazıl Say'a verilen 10 ay hapis cezası tartışmaları üzerine köşelerinde AİHM'nin "ifade özgürlüğü sınırları"nı yazdılar.

İşte iki yazarın köşelerinde değindikleri AİHM'nin ifade özgürlüğü konusundaki sınırları:

NAZLI Ilıcak (Sabah Gazetesi);

AİHM'nin din ve ifade özgürlüğü kararı

Berfin Yayınevi, 1993'te Abdullah Rıza Ergüven'in "Yasak Tümceler" adlı bir romanını yayınlamıştı. Bu kitabın Allah'a, dine, Peygamber'e ve Kur'an'a hakaret ettiği ileri sürüldü. 1996'da, Berfin Yayınevi'nin sahibi hapis cezasına çarptırıldı; ceza paraya dönüştürüldü. Bundan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) süreci başladı. AİHM, 3'e karşı 4 oyla, mahkûmiyet kararının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğü hükmünü ihlâl etmediği sonucuna vardı.

AİHM'nin kararını şöyle özetleyebiliriz: "

-İfade özgürlüğüne müdahale var.

-Bu müdahale başkalarının haklarının korunması gibi meşru bir amaç taşıyor.

-Demokratik bir toplumda, kırıcı, şoke edici, rahatsız edici düşünceler de ifade edilebilir. Çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik gibi unsurlar, demokratik toplumu meydana getirir. Bir dini grup, eleştirileri hoşgörüyle karşılamak, başkalarının kendi dini inançlarını reddetmesine müsamaha etmek zorundadır....

TAHA Akyol (Hürriyet Gazetesi)

"... AİHM NE DİYOR?

İnanç hürriyetiyle fikir hürriyetinin çatışması konusunda AİHM'nin 13 Eylül 2005 tarihli içtihadı önemlidir. Fikir hürriyeti adına "büyük hayranlık ve saygı duyulan dinin hedef alınarak aşağılanmasını" AİHM prensip olarak özgürlük saymamış; baktığı somut dava dosyasında "İslam dinindeki Peygamber'in kişiliğine hakaret dolu" bir yazının suç sayılmasını "sosyal ihtiyaca uygun" bulmuştur.

(No.: 42571/98)

İmanı veya ateizmi tercih etmek veya eleştirmek elbette özgürlüğümüzdür... Ama birbirimizin değerlerini aşağılayarak "kamu barışı"nı koruyabilir miyiz? Sorun buradadır.

Kimliklerin çatışmaya çok yatkın hale geldiği "postmodern" çağımızda, toplumsal barışı korumak için gösterilen bir dikkatin ifadesidir AİHM'nin bu içtihadı."

Nazlı Ilıcak'ın Sabah'taki köşesinin tamamını buradan,  Taha Akyol'un Hürriyet'teki yazısının tamamını ise buradan okuyabilirsiniz.

Abdulkadir Selvi: İmamoğlu’nun diploması iptal edilir mi Hadi Özışk canlı yayında bombayı patlattı: İmamoğlu dosyası raftan hiç inmedi Ahmet Hakan: Erdoğan’ın hak ettiği bir övgü Ali Karahasanoğlu: Hastayım hakim bey, duruşmayı erteleyin CHP'de Özgür Özel'den üçlü görüşme çıkışı! Hadi Özışık'tan dikkat çeken açıklamalar Salih Tuna: Bu silaha yenildin mi kazanamazsın