Ilıcak, Şahin'in hangi görüşüne destek verdi?..
Candaş, içi dışı bir, samimi bir gazetecidir. Takım tutar gibi taraf tutmaz. Gençliğinin verdiği heyecanla, zaman zaman
"İşte Nazlı Ilıcak bu!" deyip çok kere eleştirdiğimiz ama hakkını vermekten de asla kaçınmadığımız yazarımızı övsek abartmış olur muyuz acaba...
Ama önce neden öveceğimiz söyleyelim:
Soru 1.) Kökten Laik, Cumhuriyetçi ve Ak Parti muhalifi Prof. Haluk Şahin ile Kökten Ak Parti yanlısı Liberal Demokrat Nazlı Ilıcak'ın mutabık oldukları siyasi bir konu hatırlıyor musunuz?.
Cevap: Hayır... hatırlamıyoruz...
Soru 2.) Kökten Laik, Cumhuriyetçi ve Ak Parti muhalifi Candaş Tolga Işık ile Ak Parti yanlısı Liberal Demokrat Nazlı Ilıcak'ın mutabık oldukları siyasi bir konu hatırlıyor musunuz?.
Cevap: Hayır...
Ama bugün SABAH'ta "Linç Kampanyası" başlığı altında yayımlanan makalesinde Nazlı Ilıcak muarzı olduğu bu iki değerli meslektaşımızın da görüşlerini sahipleniyor...
Haklarını teslime ediyor...
Gazetecilik ahlâkının "çirkin, kirli, edepsiz, saldırgan, linç muhterisi" kalemlerini eleştiriyor...
Bakın nasıl...
Linç kampanyası
Haluk Şahin, "farklıhaber8" de birbirinden
güzel yazılar yazıyor. 2 Şubat'taki yorumu, linç kültürünün
tehlikesine dair: "Meslek ruhu parçalandığı için, zaten
ağır hasta olan medyamızın üzerinde, şimdi de linç kültürü
bulutları dolaşıyor. Ne dolaşması, arada bir bardaktan
boşanırcasına çullanıyor aşağıya. Hedef seçtiğini boğmaya, yıkmaya,
yok etmeye çalışıyor."
Şahin, Oktay Ekşi'nin köşesini
bırakmak zorunda kaldığını, Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaristinin
ise, aldığı tehditler yüzünden koruma ile dolaşmaya başladığını
hatırlatıyor. Ve sonunda sözü, Posta gazetesi yazarı Candaş Tolga
Işık'a getiriyor.
Candaş, içi dışı bir, samimi bir gazetecidir. Takım tutar gibi
taraf tutmaz. Gençliğinin verdiği heyecanla, zaman zaman aklına ilk
geleni söyleyebilir. Geçtiğimiz hafta, Güneydoğu'da yaşayan
vatandaşlarımızı rencide edebilecek bir yazı kaleme aldı. 10 kere
özür diledi; yanlış yaptığını kabul etti. Ama bakıyoruz, hâlâ
vatandaşın tepkisini canlı tutmaya ve öfkeyi şiddete, linç
kampanyasına dönüştürmeye çabalayanlar var. Hem de bizim
mesleğimizde. Bu davranış, halkın hakkını aramaktan ziyade, bence
çekememezlikten kaynaklanıyor. Kuyruk acısından ya da
kıskançlıktan.
Bir insan, tek bir cümlesi yüzünden mahkûm edilemez. Candaş
Tolga'nın bütün kariyerine baktığımda, olumlu yönlerinin ve düzgün
karakterinin, olumsuzluklara ağır bastığını görüyorum. Zaten
yanlışını anladı; halk ona gereken ayarı verdi. Beni üzen,
gazetecilerin sazanlığı. Hemen çullanıyorlar meslektaşlarının
üzerine. Hedefteki kişinin siyasi düşünceleri de bu tavır alışta
rol oynuyor. Demek istediğim, sadece lâfa değil, söyleyene de
bakıyorlar.