Ilıcak bu sorulara ne yanıt verecek?
Akşam yazarı Burhan Ayeri, Nazlı Ilıcak'ın kendisine verdiği cevaplardan tatmin olmadı ve Ilıcak'a 3 soru sordu...
GAZETECİLER.COM
Akşam Gazetesi yazarı Burhan Ayeri'nin Nazlı Ilıcak'la
ilgili iddiaları medya gündemi sarstı... Nazlı Ilıcak bu iddialara
yanıt verdi...
Fakat Ilıcak'ın iddialara yanıtları Ayeri'yi tatmin
etmemiş olacak ki, Ayeri bugünkü köşesinde Nazlı Ilıcak'a üç soru
yöneltti...
Bakalım Ilıcak bu sorulara nasıl yanıt verecek?
İşte Ayeri'nin Ilıcak'a soruları;
(...)
Sayın Nazlı Ilıcak'ın yolladığı metni, ilavemize bırakmadan yayınlamayı uygun gördük:
Burhan Ayeri'nin iddialarının hiçbiri doğru değil.
Ayeri, benim, Evren'in kurdurttuğu Turgut Sunalp'in MDP'sini
desteklediğimi ileri sürüyor. Tam aksine, ben, o tarihte seçimlere
sokulmayan Doğru Yol Partisi'ni destekliyordum. Ayrıca
Zincirbozan'da bulunan Süleyman Demirel ile mektuplaşıp, onun
görüşlerini Tercüman'daki sütunumda yayınlıyordum. Dostlarımız
arasında bulunan Memduh Yaşa, Namık Kemal Şentürk ve Kamran İnan
gibi isimleri, MDP'ye girdikleri için kıyasıya eleştirdim. Hatta
yüzlerine karşı, 'Halk içinde bu partiye Milli Dangalaklar Partisi
deniliyor. Neden o partide yer alıyorsunuz?' diye sormuştum.
Tercüman gazetesi MDP'yi desteklemiş olabilir; bunu hatırlamıyorum.
Ama benim yönetim ile bir ilgim yoktu. Sadece köşe yazılarımdan
sorumluydum ve hiçbir zaman Turgut Sunalp ile MDP'yi
desteklemedim.
Burhan Ayeri, 'Nazlı Ilıcak yalının satılmasına izin verseydi,
Kemal Ilıcak borçlarını öderdi' diyor. Aksine, üzerinde intifa
hakkım bulunan ve içinde annemin oturduğu Selahattin Adil Paşa
Yalısı'nın satılması için onay verdim. Bizim oturduğumuz yalının
çıplak mülkiyeti iki çocuğumuz Mehmet Ali Ilıcak ve Aslı Ilıcak'a
aitti; intifa ise, sadece Kemal Ilıcak'taydı. Aslı'nın yaşı küçük
olduğu için, satış sırasında, velisi sıfatıyla ona da onay verdim.
Ayrıca, Bodrum'da Salih Adası'ndaki büyük arazi içindeki evin
üzerindeki intifa hakkımın kaldırılmasını derhal kabul ettim.
Neticede üzerimde hiçbir mal ve mülk kalmadı. Dolayısıyla, Burhan
Ayeri'nin 'Yalıyı satmadı, Kemal Bey bu yüzden battı' sözleri hem
hakikat dışıdır, hem de rencide edicidir.
Burhan Ayeri, 'Her şey Evrenspor manşetiyle başladı' diyor ama,
lafının sonunu getirmiyor. Onun sözleri üzerine hatırladım. Evren,
Ankaragücü'nü birinci lige çıkarttığında, bunun keyfi davranış
olduğunu yazmış ama, o yazım gazeteye girmemişti. Ayeri bu
sözleriyle bilmiyorum o yazıyı mı kastediyor. Gazeteye girmeyen
yazım, bütün iddiaların aksine, ilk başından beri 12 Eylül'ün
keyfiliklerine karşı koyduğumu, ancak, sıkıyönetim sebebiyle her
yazdığımın gazetede yer almadığının sadece bir örneğidir.
Saygılarımla.
Nazlı Ilıcak
...
CEVABIMIZ
Sayın Nazlı Çavuşoğlu, kendisinin de inanmadığı şeyleri yazıp,
Basın Müşaviri aracılığıyla gönderdi. Bunlara sırayla cevap
vereceğiz.
a) Yankı'ya geçilen 'MDP iktidara hazırlanıyor'
başyazısının kim ve kimler tarafından sipariş edildiğine, Taha
Akyol ve halen Anadolu Ajansı Genel Müdürü olan Hilmi Bengi
tanıktır. Turgut Sunalp'e yalıda verilen yemeklerin mönüsünü biz mi
hazırladık? Zincirbozan'daki Demirel'e para ve yemek yollandığı
doğrudur. Baba, cüzdanı hatıra olarak almış, parayı geri
yollamıştı. Demirel'e rağmen Cindoruk'a karşı Mehmet Yazar'ı
pompalamayı nasıl izah edecek?
b) Madenciler Yalısı'nın intifa hakkıyla ilgili
öne sürdükleri, komediden öteye gitmez. Hanımefendi'nin sopayla
kovaladığı avukatlarla ilgili tutulan zabıtları ne yapacağız?
c) 'Evrenspor' yazısının gazeteye konulmaması
olayının birinci dereceden şahidi Faik Akın'dır. 'Koymam' deyince
'Kemal, Avustralya'dan gelince soktururum' karşılığını verdiğini
unuttu mu? Faik'in 'O zaman Ayşe tatile çıkar' diyerek kapatmayı
hatırlattığını da anımsamıyor? Sonuçta, Tercüman bir 30 Ağustos
arefesi, süresiz kapatıldı. Bu 'Sonun başlangıcı' değil de
nedir?
ÖZEL NOT: Yıllar önce ayrılmışların, bir yıl bile
çalışmayanların mahkemeye verip, tazminat aldığı Kemal Ilıcak için
adli mercilere başvurmadık. Yılların kıdem tazminatını 'Helal
ettik'. Oğlu yurda dönene kadar mezarında her yıl anma töreni
düzenleyen 7 kişiden biriydik. Mehmet Ali Bey'in her ricasını emir
kabul ettik. Hatta, vefattan bir ay sonra, Annesini İsviçre'den
arkadaşıyla dönüşünde havaalanında karşıladık. Bazı konuları
görmezden geliyorsak, 'Merhuma saygımızdandır'. 'Annesinin yanına
gömülme isteğini' hatırlatan yine bizdik. Dileriz, bu kadarlık
karşılıkla yetinmek zorunda bırakılırız.