İlhami Işık günün yazarı...

İlhami Işık, "Çözüm için özel bakanlık" başlıklı 4 yazısı nedeniyle sadece “Günün” değil “günlerin yazarı” olmayı hak ediyor…

İlhami Işık, 19 – 21 ve 24 Kasım tarihli STAR’da “Çözüm için özel bakanlık” başlığı altında üç yazı yazdı…

Bugün dördüncüsü yine aynı başlık altında yayımlandı…

“Çözüm” lafını duyunca bile ayağa fırlayıp “çözüm” diyeni haşlayanlar bir kere daha ve sakin kafayla okumalılar bu dört yazıyı…

Birinci yazıda bir hatırlatma yapıyordu İlhami Işık ve diyordu ki:

“Hatırlayın, vesayetçi bütün hükümetler ‘Terör var; terör sürdükçe demokratik adımlar atılamaz’ diyerek sürekli demokrasiyi askıya almadılar mı?”…

Ak Parti hükümetlerinin o anlayışı yıktığını hatırlatan Işık, “Olağanüstü sorunlar olağan tavır ve imkanlarla çözülemez.  Bu sorun özel bir bakanlığın 24 saat ilgisine muhtaç bir sorundur” diyerek tamamlıyordu o yazısını...

İkinci yazısının bir yerinde ise şunları soruyor İlhami Işık:

“Kürt sorununu çözümsüz bırakıp, geçmişte ödediğimiz bedellere yakın bir bedel ödemeyi göze almalı mıyız? Yoksa her medeni ülkenin yaptığı gibi bize ait olan bu sorunu, gerçek çözümü için ödünsüz bir irade ile arayışlarımızı sürdürüp, sorunun özüne inerek, sorun çözülünceye kadar politik gündemimizin en üst basamağında tutmalı mıyız?”

İlhami Işık üçüncü yazısının bir yerinde de bilmeden ya da kasten yerleştirilmiş bir algıyı şu cümleleriyle yıkıyor:

“Bir kez şunu artık net olarak biliyoruz; Kürtler savaş istemiyor, Kürtler şiddetten yana değil ve şiddetle gelecek çözümlere de mesafeli. Ama Kürtler demokratik siyasi hayatın tüm nimetlerinden de yararlanmak istiyor. Savaşın ve şiddetin ’imkan ve fırsatlarından yararlanmayı reddeden’ Kürtler, özgür iradelerinin herhangi bir ipotek altında olmadığını da kanıtladılar. Israrla onlardan talep edilen ‘direnin’ çağrılarına itibar etmediler.”

Ve dördüncü yazısını şöyle bitiriyor…

“Kürt sosyalleşmesinin aktör ve starlarına statü kazandırmak, dil, edebiyat, müzik, sinema ve spora daha derinlemesine nüfuz etmek artık ertelenemez görevlerdir”.

Ve…

Sadece “Günün” değil “günlerin yazarı” olmayı hak ediyor…