İkisi arasındaki fark ve benzerlik...

Ahmet Hakan gazetecidir… Aykut Erdoğdu Siyasetçi… Ahmet Hakan gazetecilik mesleğini çürütür… Aykut Erdoğdu ise siyaseti…

- İkisinin de birbirine “dost” görünmesinin arkasında “bencil hesapları” yatar…
- İkisi de işlerine geldiğinde birbirlerine karşı son derecede saygılıdır…
- İkisi de ortak çıkarları olduğunda birbirlerini över…
- İkisi de karşılıklı menfaatlerine zarar verdiğinde birbirini aşağılar…
- İkisi de izleyici veya okurun nabzına göre şerbet verir…
- İkisi de çıkarı bozulduğunda nobranlaşır…
- Biri gazetecinin en yapmaması gerekeni yapar ve bir siyasetçiyle rekabet eder…
- Diğeri bir siyasetçinin hiç yapmaması gerekeni yapar ve bir gazeteciyle kavga eder…
*
Bunlar Ahmet Hakan’la, Aykut Erdoğdu arasındaki benzerliklerdir…
*
Aralarındaki farka gelince…
*
Ahmet Hakan gazetecidir…
Aykut Erdoğdu Siyasetçi…
*
Ahmet Hakan gazetecilik mesleğini çürütür…
Aykut Erdoğdu ise siyaseti…



MERVE HANIM’NIN O KADAR ÇOK DEĞİL…

Şu bizim erkek milleti var ya şu bizim erkek milleti…
Millet değil illet, illet…
*
Kendileri en az dört kadınla hem de aynı zamanda evlenirler.
Ama…
Merve Kavakçı birkaç adamla hem de bir öncekinden boşandıktan sonra evlenince başlarlar saydırmaya…
*
Size ney erkek illeti size ne?...
Anasına kaç defa evlendiğini soran çocuğun aldığı cevabı unuttunuz mu?..
Aha şöyleydi:
*
“Ali ile veli, iki de onlardan evveli… Recep, Şaban, Ramazan ve bir de rahmetli baban… Anan koca yüzü mü gördü kızanım?..”
*
Kaldı ki…
Merve Hanım’ın o kadar çok da değil…


İKTİDARA YAKIN MAHALLENİN İYİLERİYLE FENALARI…


Fatih Altaylı çok uzun süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “davetlilerinden biri” oldu.
İki “Uzun Adam”ın el sıkıştıkları esnada birbirlerinin gözlerinin içine bakarak gülümsemeleri samimiyetin ifadesi…
İki taraf için de güzel bir görüntü…
*
İktidara yakın medya yazarlarından kimilerinin:
“Kavgaların fikirle, davayla hiçbir ilgisi yok. Tamamen kişisel çıkar için bu kavgaları çıkarıyorlar” deyişi “sağlık” işareti…
*
Anneciğim bir iyiyle bir fenanın kırk yıl geçindiklerini söyler.
Belli ki iktidara yakın mahallenin iyileri fenalarla geçinmekte kararlı…
Aksi halde Fatih’e “özeleştiri” yapmak ihtiyacını duymazlardı.


HAİN (!) ÖZKÖK…

Fadime Özkan, Cumhurbaşkanımıza (Geçmişte) “düşmanlık” eden gazetecilerin  Huber’deki iftara davet edildiğini…
“Hainlerin” ise davet edilmediğine dikkat çekiyor bugünkü yazısında…
*
Uzun süre yazamadığına göre davet edilen hainlerden biri: (Fadime Özkan’a göre) Fatih Altaylı…
“Hain” ise davet edilmediğine göre: Ertuğrul Özkök…
*
Fadime Hanım keşke, Altaylı’nın “düşmanlık” Özkök’ün ise “ihanet” belgesini (!) de yayımlasaydı…
Öğrenmiş olurduk en azından…


ZEHİRLİ YEMEKLER…

Manisa’daki askerlerimizi zehirleyen yemekleri veren firma “FETÖ’cü” mü bilemem…
Ama…
*
Şirketin ortaklarından birinin ilk dönem ANAP Ankara milletvekillerinden biri olduğu...
TSK için inşaat yaptığı iddiası ilginç…


O GÜN KIYAMET KOPACAK…

Yeni Akit’e göre önümüzdeki günlerde kıyamet kopacak…
Neden mi?..
LGBT’ler yürüyecek de ondan…
Onlar yürüyünce Yüce Allah, aynen Hz. Lut’un kavmini helâk ettiği gibi…
LGBT’lerle birlikte hepimizi helâk edecekmiş…
*
Biz rahatız…
İmama göre bizim köyde hiç LGBT yokmuş…
“Nereden biliyorsun?” diye sormaya korktum ve soramadım…


ADALET ARARKEN KAOS ÇIKABİLME İHTİMALİ…

Mahmut Övür, “Bu yürüyüşten adalet çıkar mı?” diye soruyor bugün…
*
Yazısını sonuna kadar okuyunca şu anlaşılıyor…
“Bu yürüyüşten adalet çıkmaz”…
*
O saatten beri “neye üzülsem acaba?” diye düşünüyorum.
- Adalet olmadığına mı?
- Adalet çıkmayacağına mı?
- Adalet ararken kaos çıkabilme ihtimaline mi?