İki Serdar ve Altın İnekler!
İki arkadaşı okuduktan sonra İncil'de geçen bir deyimi hatırladım: "Altın İnek"...
ADNAN BERK OKAN - HABER
ANALİZ
AKŞAM'da Serdar Turgut ve Serdar Akinan "gerçekçi" iki analiz sunmuşlar okurlarına. "Dost acı ama doğru söyler" ata sözünü destekleyen "Yol Gösterici" iki analiz.
Serdar Turgut, "Halkçı Kemal'in anlaması gereken" başlığını vermiş makalesine. Ekonomik gerçekçilikten söz ediyor. "Sosyal Demokrat" iddiasındaki bir partiye "Sol Felsefe"nin bilinen en büyüğünden (Marks) bir cümlelik "ders" veriyor:
".... bir ülkede sömürü olmadan kaynak yaratılması mümkün değildir."
Ancak...
Konuya çok doğru bir noktadan giriş yapan Serdar Turgut, makalesinin ilerleyen bölümlerinde birden sosyolojiye saplanıp önemli bir açılımı ıskalıyor...
Oysa o girişten sonra sorgulanması gereken şu:
Kemal Kılıçdaroğlu, buram buram "halk dalkavukluğu" kokan "Ülkede yatağa aç giren çocuk kalmayacak" taahhüdünü yerine getirebilmek için kaynak nereden bulacağını niçin açıklamadı?.
Kaynağı, "karşılıksız Gelir" (para basmaktan söz etmiyorum) yaratarak bulamayacaksa, sömürüye izin mi verecek?..
Serdar Akinan konuya "Umut olabilme" penceresinden bakıyor. Bu bakış sürecinde Serdar Turgut'tan daha keskin ifadeler kullanıyor.
".... (Kılıçdaroğlu) Seçildi ve sokak gerçekten rahatladı. Yüzler gülüyor" diyor ve devam ediyor:
"Fakat gazetecinin işi goygoyculuk yapıp, hoşunuza gidecek şeyleri yazmak değildir."
Akinan daha sonra, Kılıçdaroğlu rüzgârını neredeyse fırtınaya çeviren meslektaşlarının söylediklerinin tam aksini anlatıyor.
Bakın nasıl:
CHP'nin kamuoyuna liste diye sunduğu bu yeni vitrin, bir iki isim hariç, yeni döneme ilişkin son derece endişe verici bir fikir vermektedir.
Bu rüzgarla CHP iktidar ortağı hatta iktidar bile olabilir... Şüpheniz olmasın.
Ama AKP ile 'metazori' entegre olunan yeni düzene kapsamlı bir alternatif yanıt üretecek bir pırıltı görebiliyor musunuz?
Bu vasat başta CHP'ye sonra bize, Türkiye'ye ne kazandırır?
Bir düşünün...
Yakın süreçte yoksulluk ve yolsuzluk üzerinden derin bir edebiyat yürür... Allah var... Karşılık alınır.
Ama bölgesel dengelere, enerji, çevre politikalarına, Atlantik ötesi ilişkilere, AB'ye ve vesaireye karşı sözü olan tek bir isim görebiliyor musunuz?
Bu heyetin hangi temel sorunumuza; yapısal sorunlarımıza; kapsamlı, kavrayıcı, etkili, vizyoner bir yanıtı olabilir?
İki arkadaşı okuduktan sonra İncil'de geçen bir deyimi hatırladım: "Altın İnek"...
Bazı insanlar çevrelerinde "dindar" göründükleri halde Allah'ın önünde değil de Kudüs'te bir mabedde bulunan bir altın inek heykeli önünde eğilirler.
İncil bu örnekle şunu anlatmak ister:
İnsanoğlu, parayı, değerli madenleri, iktidarı; dini inançlarının üstünde tutar...
Türkiye'de "değişim" adı altında sunulan ve fakat sıradan bir "adam değiştirme" eylemi olan Kurultayla ilgili yapılan övgüler, yıkama yağlamalar ve delegelerin yarattığı izdiham aslında Kemal Kılıçdardaroğlu'na duyulan inançtan kaynaklanmıyor...
Asıl tapınılan Kılıçdaroğlu da değil...
Onun vaat ettiği "Maddi umutlar!"..
Yani, arkadaşlar "Kutsal İneğe" tapıyorlar!..
1. Dünya Savaşı'ndan önce Almanya ve Avusturya'da başlayan bu "Refah Devleti" hayalleri dünyayı 20 yıl aralıkla 2 büyük savaşa sürükledi...
Türkiye'yi ise yetmişli yıllarda (Ecevit sayesinde) "70 Cent'e muhtaç" etti...
Paranız olsa bile ihtiyaçlarınızı karşılayamadığınız, uzun benzin, gaz, yağ vs kuyruklarında ömür tükettik..
Hâsılı...
CHP'nin yeni genel başkanı Kılıçdaroğlu, Roosevelt olmadığı gibi, Önder Sav'dan da yeni bir Keynes çıkmaz!...
Değil ki Marks çıksın!..
AKŞAM'da Serdar Turgut ve Serdar Akinan "gerçekçi" iki analiz sunmuşlar okurlarına. "Dost acı ama doğru söyler" ata sözünü destekleyen "Yol Gösterici" iki analiz.
Serdar Turgut, "Halkçı Kemal'in anlaması gereken" başlığını vermiş makalesine. Ekonomik gerçekçilikten söz ediyor. "Sosyal Demokrat" iddiasındaki bir partiye "Sol Felsefe"nin bilinen en büyüğünden (Marks) bir cümlelik "ders" veriyor:
".... bir ülkede sömürü olmadan kaynak yaratılması mümkün değildir."
Ancak...
Konuya çok doğru bir noktadan giriş yapan Serdar Turgut, makalesinin ilerleyen bölümlerinde birden sosyolojiye saplanıp önemli bir açılımı ıskalıyor...
Oysa o girişten sonra sorgulanması gereken şu:
Kemal Kılıçdaroğlu, buram buram "halk dalkavukluğu" kokan "Ülkede yatağa aç giren çocuk kalmayacak" taahhüdünü yerine getirebilmek için kaynak nereden bulacağını niçin açıklamadı?.
Kaynağı, "karşılıksız Gelir" (para basmaktan söz etmiyorum) yaratarak bulamayacaksa, sömürüye izin mi verecek?..
Serdar Akinan konuya "Umut olabilme" penceresinden bakıyor. Bu bakış sürecinde Serdar Turgut'tan daha keskin ifadeler kullanıyor.
".... (Kılıçdaroğlu) Seçildi ve sokak gerçekten rahatladı. Yüzler gülüyor" diyor ve devam ediyor:
"Fakat gazetecinin işi goygoyculuk yapıp, hoşunuza gidecek şeyleri yazmak değildir."
Akinan daha sonra, Kılıçdaroğlu rüzgârını neredeyse fırtınaya çeviren meslektaşlarının söylediklerinin tam aksini anlatıyor.
Bakın nasıl:
CHP'nin kamuoyuna liste diye sunduğu bu yeni vitrin, bir iki isim hariç, yeni döneme ilişkin son derece endişe verici bir fikir vermektedir.
Bu rüzgarla CHP iktidar ortağı hatta iktidar bile olabilir... Şüpheniz olmasın.
Ama AKP ile 'metazori' entegre olunan yeni düzene kapsamlı bir alternatif yanıt üretecek bir pırıltı görebiliyor musunuz?
Bu vasat başta CHP'ye sonra bize, Türkiye'ye ne kazandırır?
Bir düşünün...
Yakın süreçte yoksulluk ve yolsuzluk üzerinden derin bir edebiyat yürür... Allah var... Karşılık alınır.
Ama bölgesel dengelere, enerji, çevre politikalarına, Atlantik ötesi ilişkilere, AB'ye ve vesaireye karşı sözü olan tek bir isim görebiliyor musunuz?
Bu heyetin hangi temel sorunumuza; yapısal sorunlarımıza; kapsamlı, kavrayıcı, etkili, vizyoner bir yanıtı olabilir?
İki arkadaşı okuduktan sonra İncil'de geçen bir deyimi hatırladım: "Altın İnek"...
Bazı insanlar çevrelerinde "dindar" göründükleri halde Allah'ın önünde değil de Kudüs'te bir mabedde bulunan bir altın inek heykeli önünde eğilirler.
İncil bu örnekle şunu anlatmak ister:
İnsanoğlu, parayı, değerli madenleri, iktidarı; dini inançlarının üstünde tutar...
Türkiye'de "değişim" adı altında sunulan ve fakat sıradan bir "adam değiştirme" eylemi olan Kurultayla ilgili yapılan övgüler, yıkama yağlamalar ve delegelerin yarattığı izdiham aslında Kemal Kılıçdardaroğlu'na duyulan inançtan kaynaklanmıyor...
Asıl tapınılan Kılıçdaroğlu da değil...
Onun vaat ettiği "Maddi umutlar!"..
Yani, arkadaşlar "Kutsal İneğe" tapıyorlar!..
1. Dünya Savaşı'ndan önce Almanya ve Avusturya'da başlayan bu "Refah Devleti" hayalleri dünyayı 20 yıl aralıkla 2 büyük savaşa sürükledi...
Türkiye'yi ise yetmişli yıllarda (Ecevit sayesinde) "70 Cent'e muhtaç" etti...
Paranız olsa bile ihtiyaçlarınızı karşılayamadığınız, uzun benzin, gaz, yağ vs kuyruklarında ömür tükettik..
Hâsılı...
CHP'nin yeni genel başkanı Kılıçdaroğlu, Roosevelt olmadığı gibi, Önder Sav'dan da yeni bir Keynes çıkmaz!...
Değil ki Marks çıksın!..