İhtiyatlı iyimser Fehmi Koru'dan nerde 'o eski medya' yazısı...
Kendisini arayıp görüş almak isteyen genç bir muhabirin yaptığı haber Fehmi Koru'yu kızdırdı.
Yılların gazetecisi Fehmi Koru...
Her ne kadar medyanın bugünkü durumunda şikayetçi olsa da kendisini
"ihtiyatlı iyimser" olarak tanımlıyor.
Geçenlerde başına gelen bir olay Fehmi Koru'yu kızdırmış
belli ki... Bugünkü yazıyı yazmasına neden olmuş.
Eskiden medyanın nasıl olduğunu "Nerde o eski
bayramlar" kıvamında anlatıyor biraz.
Medyanın her geçen gün daha da kötüye gittiğini, yalan
haberlerin nasıl yapıldığı, gazetecilerin kendisine ait olmayan bir
haberi nasıl kendisininmiş gibi pazarladığından bahsediyor.
Haksız da sayılmaz yazdıklarında.
Yaşadıklarını şöyle anlatıyor kısaca;
"Yakınlarda bir gazeteden arayıp görüş almak istediğini duyurdu
genç bir ses. Bu tür yaklaşanlara hep yaptığım gibi, haberler
içerisinde yer almak üzere görüş vermeme konusunda kesin tavrım
olduğunu anlattım. Kapatırken sanki ilgisiz bir şey söylüyormuş
gibi anlamsız bir soru yöneltti genç muhabir; tek kelimeyle olumsuz
bir cevap verdim.
Ertesi gün gazetesinde haberi yazdığı senaryoya uygun verdiğini, benden aldığı olumsuz cevabı da, haberini kendi eliyle tekzip edemeyeceğine göre, farklı bir biçimde ve haberinin doğruluğuna kanıt olarak sunduğunu fark ettim.
Olmayan bir haber böyle olduruluyor işte.
Kim kimden aldığı cesaretle böyle yapıyor, merak etmeyin; eline fırsat geçen, kendisine yer açan bir gazete bulabilen pek çok kişinin haber diye yayınlattığı çoğu kez buna benzer metinler…
Eskiden gazete yöneticilerinin bir işi de muhabirlerinin yoldan şaşmamasını sağlamaktı. Uçuk kaçık haberler yapanlar sonunda kendilerini zaten o amaçla çıkan gazetelerde bulur, merkezde yer alanlar bir saptırma yaptıklarında bunu yüzlerine çarpacak başka gazetelerin varlığı sebebiyle daha dikkatli davranırlardı.
Halen yazarlık hayatını sürdüren bir gazeteci, mesleğe ilk adımını attığı günlerde gazetelerde çıkan gerçeklerin ters-yüz edildiği haberlerin peşine düşerek doğruları ortaya çıkarmış, sonra bunları ‘yalan haber dosyası’ adıyla kitaplaştırmıştı da.
Şimdi o küçük kitap yeniden yazılmaya kalkılsa AnaBritannica hacmi bile az gelir.
Başkalarının haberini kendisininmiş gibi sunanlar mı ararsınız, yoksa sıkça gazete değiştirip her yeni gittiği yerde eski haberlerini yeniymiş sunanlar mı; eskiden bu kadar masumaneydi işler… Bugün haber adına yapılanlarla karşılaştırınca, bu kadar basit kaçan yanlışlıklar yapanları yanlarında barındırmayan gazete yöneticileri şimdi hayıflanıyorlardır."