İç savaş ve medyamız!..
Reyhanlı'da Türk milletinin yüreğini patlatmak isteyenler şimdilik sadece katliam yapmışlardır...
ADNAN BERK OKAN
"Hiçbir savaş sadece savaş değildir".
Güneşin altında söylenmemiş hiçbir söz olmadığı söylendiğine göre kim bilir; belki birileri bunu da söylemişlerdir.
Ya da ilk(!) defa ben söylüyorum...
Evet efendim...
"Hiçbir savaş sadece savaş değildir".
Savaş çok şeyin sadece görünen "vahşi/kanlı" yüzüdür...
Meselâ Suriye'de iki yılı aşkın bir süredir devam eden "iç savaş" yalnızca Esad veya Esed adı ne olursa olsun despot bir seçilmiş(!) kralın tasfiyesi ya da tahtını korumak amacını taşımamaktadır...
Ve bu iç savaşın bir tarafında seçilmiş kralın, diğer yanında ise barbar muhaliflerin olduğunu düşünmek saflık ve hatta aptallıktan öte bir şeydir...
Peki nedir?..
Petroldür, doğalgazdır, lojistiktir, Akdeniz'dir, İsrail'dir, Amerika'dır, Rusya'dır, Çin'dir, AB'dir, Suudi Arabistan'dır ve tabii ki Türkiye'dir..
Ve...
Saydığım "özel isim" kadar da "özel çıkar" söz konusudur...
Yani aslına bakarsanız ne ölenler umurlarındadır ülkelerini yönetenlerin...
Ne öldürülenleri cezalandırmayı düşünen vardır...
Ya medyanın konumu nedir?..
Medyanın konumu mu?..
Ne olacak?..
"Tiraj-i-komik"tır, saplanıp kaldıkları kirli ideolpjilerden birinin ekonomik egemenliğini ele geçirmesidir...
Yani...
Kirli iç savaşta taraflardan birine angaje olmak, maniplasyon torbalığı yapmaktdır...
Asla "doğru" bilgi vermemek; kenelik ettiği tarafın kanı daha da bollaşsın diye o tarafın damarlarına kirli kan taşımaktır...
"Yalan" yazmaktır, "beyin yıkayıcı" yorum yapmaktır...
Lütfen, "kamuoyu inanmakta mıdır?" diye sormayın...
Kendi tarafından olduğuna inandığı yazarın/çizerin palavralarına inanmak için hazır bekleyen milyonlar vardır...
Ve medyacılık onlar için yapılmaktadır...
Ve fakat Allah tarafından ve sanki tam da zamanında üretilmiş internet medyacılığı vardır...
Ki...
Makul, mantıklı, objektif, hiçbir egemenlik savaşçsının kuyruğuna takılmayı kabul etmeyen milyonlarca internet okuru için gerçek gazetecilik yapmaktadır...
Bilhassa Türkiye'de giderek sıfırlanmış objektif gazeteciliği önce ayakta tutmaya sonra da daha ileriye taşımaya azimli bir internet gazeteciliği daha da güçlenerek ilerlemektedir...
Demek istemem o ki...
Reyhanlı'da Türk milletinin yüreğini patlatmak isteyenler şimdilik sadece katliam yapmışlardır...
Ama...
Her haberinin veya yorumunun içine mutlaka dini kimlikleri, mezhepleri sokuşturan; bu kirli, iğrenç, adi pis, pespaye savaşın "mezhep savaşı" olduğunu anlatmak için kıçlarını yırtan kimi mercimek beyinliler asıl amaçlarına ulaşmak için işi daha da körükleyeceklerdir...
Ta ki; küresel dünyanın jandarmaları Esed/Esad'ın yerine o toprakları; kendi çıkarlarına zarar vermeyecek şekilde yeni bir Esed/Esad buluncaya kadar...
Yani savaşı bitirecek olan ne Türkiye'dir ne şu, ne bu!..
Savaşı bitirecek olan ortak menfaatlerin kesişme noktasıdır...
"Ölen bebeler mi?"
Yahu kimin umurunda?..
Bir tarafta ölen bebeler için ağlarken, diğer taraftaki bebelerin ölmesine sebep olacak politka üretenlerin bebeklere ağlaması "samimi" olabiir mi?..
adnanberkokan@gmail.com
"Hiçbir savaş sadece savaş değildir".
Güneşin altında söylenmemiş hiçbir söz olmadığı söylendiğine göre kim bilir; belki birileri bunu da söylemişlerdir.
Ya da ilk(!) defa ben söylüyorum...
Evet efendim...
"Hiçbir savaş sadece savaş değildir".
Savaş çok şeyin sadece görünen "vahşi/kanlı" yüzüdür...
Meselâ Suriye'de iki yılı aşkın bir süredir devam eden "iç savaş" yalnızca Esad veya Esed adı ne olursa olsun despot bir seçilmiş(!) kralın tasfiyesi ya da tahtını korumak amacını taşımamaktadır...
Ve bu iç savaşın bir tarafında seçilmiş kralın, diğer yanında ise barbar muhaliflerin olduğunu düşünmek saflık ve hatta aptallıktan öte bir şeydir...
Peki nedir?..
Petroldür, doğalgazdır, lojistiktir, Akdeniz'dir, İsrail'dir, Amerika'dır, Rusya'dır, Çin'dir, AB'dir, Suudi Arabistan'dır ve tabii ki Türkiye'dir..
Ve...
Saydığım "özel isim" kadar da "özel çıkar" söz konusudur...
Yani aslına bakarsanız ne ölenler umurlarındadır ülkelerini yönetenlerin...
Ne öldürülenleri cezalandırmayı düşünen vardır...
Ya medyanın konumu nedir?..
Medyanın konumu mu?..
Ne olacak?..
"Tiraj-i-komik"tır, saplanıp kaldıkları kirli ideolpjilerden birinin ekonomik egemenliğini ele geçirmesidir...
Yani...
Kirli iç savaşta taraflardan birine angaje olmak, maniplasyon torbalığı yapmaktdır...
Asla "doğru" bilgi vermemek; kenelik ettiği tarafın kanı daha da bollaşsın diye o tarafın damarlarına kirli kan taşımaktır...
"Yalan" yazmaktır, "beyin yıkayıcı" yorum yapmaktır...
Lütfen, "kamuoyu inanmakta mıdır?" diye sormayın...
Kendi tarafından olduğuna inandığı yazarın/çizerin palavralarına inanmak için hazır bekleyen milyonlar vardır...
Ve medyacılık onlar için yapılmaktadır...
Ve fakat Allah tarafından ve sanki tam da zamanında üretilmiş internet medyacılığı vardır...
Ki...
Makul, mantıklı, objektif, hiçbir egemenlik savaşçsının kuyruğuna takılmayı kabul etmeyen milyonlarca internet okuru için gerçek gazetecilik yapmaktadır...
Bilhassa Türkiye'de giderek sıfırlanmış objektif gazeteciliği önce ayakta tutmaya sonra da daha ileriye taşımaya azimli bir internet gazeteciliği daha da güçlenerek ilerlemektedir...
Demek istemem o ki...
Reyhanlı'da Türk milletinin yüreğini patlatmak isteyenler şimdilik sadece katliam yapmışlardır...
Ama...
Her haberinin veya yorumunun içine mutlaka dini kimlikleri, mezhepleri sokuşturan; bu kirli, iğrenç, adi pis, pespaye savaşın "mezhep savaşı" olduğunu anlatmak için kıçlarını yırtan kimi mercimek beyinliler asıl amaçlarına ulaşmak için işi daha da körükleyeceklerdir...
Ta ki; küresel dünyanın jandarmaları Esed/Esad'ın yerine o toprakları; kendi çıkarlarına zarar vermeyecek şekilde yeni bir Esed/Esad buluncaya kadar...
Yani savaşı bitirecek olan ne Türkiye'dir ne şu, ne bu!..
Savaşı bitirecek olan ortak menfaatlerin kesişme noktasıdır...
"Ölen bebeler mi?"
Yahu kimin umurunda?..
Bir tarafta ölen bebeler için ağlarken, diğer taraftaki bebelerin ölmesine sebep olacak politka üretenlerin bebeklere ağlaması "samimi" olabiir mi?..
adnanberkokan@gmail.com