'Huysuz Virjin Ramazanda doğdu!'

Kendi şov formatının mucidi Seyfi Dursunoğlu özel hayatına dair samimi itiraflarda bulundu

GAZETECİLER.COM - Kendi şov formatının mucidi, asla modası geçmeyen bir kahkaha starı o... Hafta Sonu dergisi, son dönemde "Benzemez Kimse Sana" yarışmasında jüri olarak izlediğimiz Seyfi Dursunoğlu'yla Çengelköy sırtlarındaki evinde buluştu, memuriyet günlerinden Huysuz Virjin'in bir Ramazan gecesinde nasıl doğduğuna her şeyi konuştu.

İşte o röportajdan çarpıcı bir bölüm:
KÜFÜRLERİM KESİLMESE RTÜK KANALI KAPATIR

"Benzemez Kimse Sana"da Erol Evgin ve Hande Ataizi ile birlikte jüri üyeliği yapıyorsunuz. Ama benim dikkatimi çeken bir nokta var, sizin bazı esprilerinizi çoğu kez anlayamıyorum, neden?

- Bazı esprilerime yönetmen kıyamıyor, kesip atamıyor. Fakat aradaki müstehcen kelimeleri çıkardığı için de, o bölümler tam anlaşılamıyor.

Keşke kesilmese!

- Oldu canım! RTÜK kanalı kapatsın o zaman.

Yarışmacılar da sizi seviyor, sivri dilinize rağmen...

- Biliyorum. Kötü puan veriyorum, takılıyorum, kızıyorum. "Kızım, sen hangi yeteneğinle buraya geldin?" kadar rahatsız edici laflar söylüyorum. Ama yine de gülüp geçiliyor. Çünkü onları ezmek için değil, olayın daha ilginç hale gelmesi için söylüyorum. Onlar da bunun farkında.

ZEKİ MÜREN'LE ARAMIZDAKİ MESAFEYİ BEN KOYMUŞTUM

Siz jürisiniz ama çıkıp Zeki Müren'i taklit ettiniz...

- Herkes becerebildiği şeyi yapar. Yıllarca Zeki Müren seyretmişim, o benim okul arkadaşım. Hareketleriyle, giyimiyle daha rahat taklit edilebilir bir insan benim için.

Oysa Zeki Müren'le aranızda hep bir mesafe vardı...

- Ben koymuştum o mesafeyi. O zamanlar ben bodrum katında yaşıyordum. Birisiyle uzun süreli bir beraberliğim vardı. Memurdum, üç kuruşun hesabını yapıyordum ve çok mutluydum. O zamanlar Zeki Müren'in saray gibi evi vardı. Şimdi ben beraber yaşadığım insanı neden onun saray gibi evine götüreyim? Neden ona "Aaa böyle hayatlar da varmış" dedirteyim? Ayrıca ben hiçbir zaman Zeki Müren'in avanesi olmak istemedim. Çevresinde beş-altı kişilik bir grup vardı, her yere birlikte giderlerdi. Yer, içer eğlenirlerdi. Ben bedava yemek ve eğlence için kendimi kimsenin maskarası yapamazdım. Evimde oturur peynir-ekmek yerim, kimsenin avanesi olmam.

Memur maaşıyla kıt kanaat geçinen Seyfi Dursunoğlu, şimdi Zeki Müren gibi Boğaz manzaralı, havuzlu, saray yavrusu bir evde oturuyor. "Evin eksiği bitmez" derler ama var mı bir eksiğiniz?

- Var, tek taşa ihtiyacım var. Niye sordun, temin mi edeceksin?

GENÇLİĞİMDE HİÇ ZAMPARALIK YAPMADIM

Delikanlılık döneminiz Beylerbeyi'nde geçti. Çapkın mıydınız, hovarda mıydınız?

- Babam Karadenizli, çok sert bir adamdı. Sürekli döverdi, hem de sopalarla... Dayak yememek için babamın sözünden çıkmazdım. O ne derse onu yapardım. "Tek ayak üzerinde dur" dese durur, saatlerce ayağımı indirmezdim. Sırf dayak yemeyeyim diye! Bu yüzden sade bir gençlik yaşadım, yatılı okullarda okudum. Çok güzel yaşadım diyemem gençliğimi. 'Güzel' demek zamparalık yapmak demekse eğer, öyle yaşayamadım.

"Yaşayamadım" diyorsunuz ama Beylerbeyi'nde beş arkadaştınız ve size "Beş S'ler" derlerdi...

- Sinan vardı, Selim vardı, adaşım Seyfi vardı... Hepimiz yaşıttık. Bir tanesinin de deniz motoru vardı. Herkes evinden yiyecek getirirdi, rakıyı da ben alırdım. Motorun arkasındaki kapağın üzerine sofrayı kurardık. Denizde yer, içer, gülerdik. Ne güzel yıllardı...

Beş S'ler arasından görüştükleriniz var mı?

- Beş S'lerden kalan tek S benim. Kötüleri almıyorlar, iyiler gidiyor...

HUYSUZ VİRJİN RAMAZANDA DOĞDU

Huysuz'un hayatınıza girişi nasıl oldu?

- Beylerbeyi Kültür Cemiyeti'nde gençlere yardım edelim, kahvelere gitmesinler, içki içmesinler, sosyal aktivitelere katılsınlar diye Ramazan eğlenceleri yapmıştık. İşte o yardım gecesinde Huysuz Virjin kılığına girdim. Pek çok kişi ona kızsa da, Huysuz Virjin'in doğumu Ramazan ayında, bir yardım gecesinde oldu!

Huysuz Virjin'le ilgili neler söylemek istersin?

- Allah, Huysuz'dan razı olsun. Çok şükür onun sayesinde rahat yaşadım.

Huysuz'la yollarınız ayrılıyor mu? Veda vakti mi?

- Son zamanlarda televizyona o kadar çok yeteneksiz insan çıkıp program yapıyor ki, benim de kıymetim biraz daha ortaya çıkıyor. Bütün televizyon kanalları benimle çalışmak istiyor. Bu durumda Huysuz'a veda edemem. O da benimle birlikte gidecek. Bu dünyada veda edemeyeceğim tek kişi Huysuz Virjin'dir. O çok sevildi, Sezen Aksu, Orhan Gencebay gibi taklitleri çıktı.

BEYAZ MENDİL VE YIRTMAÇLI LAKAPLARI NEREDEN GELİYOR

Deniz Lisesi'ne giderken size "Beyaz Mendil" derlermiş...

- Hem titizim hem temizim. Üzerimde denizci üniforması, kirlenirse hafta sonu iznine çıkarmazlardı. Ben de oturacağım her yere mendil sererdim.

Memuriyet yıllarınızda da adınız "Yırtmaçlı"ya çıkmış.

- O zamanlar yırtmaçlı paçalar moda olmuştu. Ben dikiş bilen insanım. Bütün pantolanlarımın paçalarını söküp yırtmaçlı hale getirmiştim. O yüzden adımı "Yırtmaçlı" koydular.

SERVETİMİ ÇYDD'YE BAĞIŞLADIM

En büyük servetiniz hayranlarınızın sevgisi olmalı. Çok seviliyorsunuz...

- Evet, çok seviliyorum. Bu sevgiyi kazanmak da öyle kolay olmadı. Halk, sever ama sevginin baki olması sanatçıyla bağlıdır. Ben yalnız sanatımla değil, özel hayatımla da örnek oldum.

Çalıştınız, kazandınız, ağız tadıyla da harcıyorsunuz. Gerçi çok tutumlu olduğunuz için pek harcadığınız da söylenemez ya...

- Bana "cimri" demek istiyorsun ve farkında mısın bilmiyorum ama fena halde kaşınıyorsun!

Seyfi Bey, sevgiyi konuşurken vasiyete geçmek tatsız olsa da sormak istiyorum. Vasiyetinizi yazdığınız söylenmişti...

- Merak ediyorsan söyleyeyim, sana bir şey bırakmadım! Bütün paramı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışladım.

Niye onu seçtiniz?

- Sempati meselesi bu. Ben Türkan Hanım'a (Saylan) her zaman sempati duydum. Hayat mücadelesi, çabası beni çok duygulandırmıştır. Bu yüzden de kurduğu derneğe destek vermek istedim.

Nelerinizi bağışladınız?

- Her şeyimi... Evimi, bankadaki paramı, neyim varsa işte. Sadece bir kısım parayı açıkta bıraktım. Onları da dullara, çok samimi arkadaşlarıma dağıtacağım.

(Hürriyet- Yüksel ŞENGÜL)