Hüseyin Kocabıyık
Kocabıyık’n asıl amacı Zemzem Kuyusu’na teşaşür edip gündeme gelmekse eğer, o ayıplı sözlere gerek yok…
Oldu mu yani şimdi?..
Yakıştı mı?..
Tansu Çiller'in danışmanlığını yaptığı süreçte
demokrasiye olan tutkusundaki samimiyeti, askeri vesayete karşı
duruşu ile takdir toplayan Hüseyin Kocabıyık
geçmişindeki onurlu duruşunu bir klavye darbesiyle kendi kendine
yıkmış olmadı mı?..
Tabii ki siyasi iktidarın icraatlarını eleştirmek ne kadar kutsal
bir haksa...
Destek vermek de en az o kadar kutsal bir haktır...
Ama...
Ne eleştirirken başka kutsalları yıkmaya hakkımız var...
Ne de desteklerken...
Hüseyin Kocabıyık'ın, "Şu ODTÜ denen üniversite
olmamış olsa Ankara ne kaybeder?" diye sorduktan sonra
"Cevabı belli: Hiçbir şey kaybetmez! Kuruluş amacında
başarılı olamamış bu şöhreti kazıp kurumu kapatsak inanın Türk
üniversite sistemi kazançlı çıkar" deyişi; demokratik
hukuk devleti olduğuna inandığımız bu güzel ülkede bir
düşüncenin özgürce ifadesi değil; demokrasiye ve hukuk
devletine karşı işlenmiş en ağır suçlardan biridir...
Hatta o kadar ağır bir suçtur ki...
Birileri kalkıp da; "ODTÜ olmazsa Türkiye ve dünya
insanlığı çok şey kaybeder ama Kocabıyık bir daha yazı yazmazsa
bırakın dünya insanlığı veya Türkiye'nin bir şey kaybedebileceğini;
76 milyon T.C. vatandaşı çok şey kazanır" derse
"haklı" bir "analiz" yapmış
olur...
Haaa….
Kocabıyık’n asıl amacı Zemzem Kuyusu’na teşaşür edip gündeme gelmekse eğer, o ayıplı sözlere gerek yok…
Zira Sabah gibi bir gazetede köşe sahibi olmak, gündeme olmak için yeterli olsa gerektir…
Hâsılı...
Bu ülkeye yüz binlerce öğrenci yetiştirmiş bir eğitim yuvası
için "Kapatılsın" talebinde bulunma ayıbını yapan
Hüseyin Kocabıyık kaybetti...