Hüseyin Çelik gazetecileri eksik tanıyor

Yahu bu medya ilk başlarda her dediğini yapacağını zannettiği Başbakan Erdoğan’a da kayıtsız şartsız destek vermedi mi?

ADNAN BERK OKAN

 

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, Kanal7'de yayımlanan “Başkent Kulisi” programında 28 Şubat sürecini yorumlarken "en iyi darbeci gazetecilerden olur" deyişi; eski Başbakanlardan Tansu Çiller’in basın danışmanlarından Mehmet Bican’ın “28 Şubat’ta devrilmek” isimli kitabından bazı bölümleri hatırlattı bana…

Be arkadaş…

Meğer bizlerin “bağımsız gazeteci” zannettiklerimiz bir zamanlar birer “başbakanlık Özel Muhabiri” iken sonradan “Genel Kurmay Başkanlığı sözcüsü” olmuşlar ya…

Bican o kadar çok yerde aradığı gazeteci/yazar adı veriyor ve “Başbakan’ın taleplerini kendilerine ilettim, ‘sizden şöyle yazmanızı istiyor’ dedim” şeklinde açıklamalar yapıyor ki;

o talimatla haber yapan, makale yazan meslektaşlarım adına ben utandım mesleğimizden…

Meselâ Sabah’a yaptırılan bir haber…

6 Ocak 1995 tarihli MGK toplantısında dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadaydı şöyle diyor:

“Çiller Hükümeti’nin terörle mücadele konusunda izlediği politikalar, güvenlik güçlerine ve silâhlı kuvvetlere sağladığı destek ve mücadelede kat edilen yol tarihe geçecektir”…

Tansu Hanım gizli kalması gereken ama kamuoyuna duyurulduğunda büyük sükse yapacağı bu konuşmayı Mehmet Bican’a anlatıyor ve “sadece bir tek gazetede büyütülerek haber yapılsın” diyor…

Bican da Çiller’den dinlediklerini Sabah’ın Ankara temsilcisi Fatih Çekirge’ye aktarıp.
“haberi büyütebilir misin?” diye soruyor…

“Büyütürüz” cevabını alıyor…

Bu arada Özer Çiller de Sabah’ın genel yayın yönetmeni Zafer Mutlu’yu telefonla arayıp aynı isteği tekrarlıyor…

Haber büyütülüyor…

Bir başka gün ise bu defa benzeri bir istek Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’e iletiliyor…

 Tansu Hanım, Hürriyet Gazetesi’nden, kendisi hakkında övgü dolu sözler söyleyen bir üst düzey(!) generalin açıklanmasını istiyor…

Hürriyet’in tavrı:

“Emriniz olur Başbakan’ım” tadında…

Habere bakar mısınız?..

“Sayın Başbakanımız, terörün göğüslenmesinde bize büyük bir destek veriyor. Büyük bir kararlılık içinde... Ele aldığımız konularda son derece cesur davranıyor”…

O gün, “güçlü olduğu için” siyasal iktidardan yana olan;

dönemin Başbakan’ına her türlü isteklerini yaptıran medya gün gelip devran döndüğünde;

Çiller askerle ters düştüğünde bu defa askerden yana taraf oluyor…

Generaller nasıl bir manşet atılmasını isterlerse öyle yapıyor…

Yani…

“Demokrasi, seçilmişler, milli irade” bütün bunlar medya için birer romantik lâftan ibaret kalıyor…

Askerler kullanılarak darbe kışkırtıcılığı yapılıyor…

Diyeceksiniz ki;

“yahu bu medya ilk başlarda her dediğini yapacağını zannettiği Başbakan Erdoğan’a da kayıtsız şartsız destek vermedi mi?”

El hak verdi…

Ama baktı ki Erdoğan kendisinden öncekilere benzemiyor;

“devletin malı deniz yemeyen medya patronu keriz” ayaklarını yemiyor;

hemen tornistan hakaretlere başlayıp, generallerin safına geçmediler mi?..

Yani…

Hüseyin Çelik "en iyi darbeci gazetecilerden olur" derken haklı olmasına haklı ama belli ki gazeteci milletini "eksik" tanıyor…

Çünkü...
Kendisinin de "Milli Eğitim Bakanı" olduğu ilk yıllarda (nedense) "en iyi hükümet yalakaları gazetecilerden olur" demek aklına gelmemişti…

 

adnanberkokan@gmail.com