Hürriyet'teki röportaj çileden çıkarttı!
Dün Hürriyet'te yayınlanan bir röportaj Nuray Mert'i çok öfkelendirdi, "Bu gazeteler insanı durduk yerde feminist yapar" dedi
Hürriyet yazarı Nuray Mert dün yayınlanan bir roportaja öyle sinirlendi ki bu kadarı da fazla dedi... Adı kadın düşamıan çıkan Nuray Mert bile bu röportajı okudukta sonra, "BU gazeteler insanı, durduk yerde feminist yapar." diye ekledi... Assıl öenmli olan Nuray Mert'in kızdığı haberin Hürriyet'te yer almasıydı...
- (...) Anlatılan, aslında, bir adamı evliliğe
ikna eden kadının "başarı" öyküsüydü! Yani röportajın dili bu yönde
gelişmişti. Baktım, olay böyle seyrettiği için adam da iyice havaya
girmiş, "Beni hak etti!" şeklinde bir narsisizm olayına girmiş.
Sadece o değil, herhalde, ergenlik krizinden kurtulamayan, aynı
akıldaki birçok erkek de bu veya buna benzer şeyleri okuduğunda
aynı havaya girmiştir.
Başka bir gazetede, bir şarkıcı kadının beşinci kez evlenmesi
haberi, yine bir kadının bunca adamı nasıl evlenmeye ikna ettiği
öyküsü şeklinde verilmiş. İkincisi, birincisi kadar patolojik değil
ama her öyküde "başarı" reçetesinin vazgeçilmez parçası, evinin
kedisi, mutfağın kraliçesi olmak gibi şeyler.
Ne oluyoruz?
Nedir bu geyşa edebiyatı? Kimsenin zevkine karışamayız, ama
"geyşalık" olsa olsa cinsel fantezi olarak anlaşılabilir bir
tercih. Bir erkeğe kendini önemli hissettirmek son derece eğlenceli
bir şey, ama bir ömür bununla geçer mi?
Kim özel hayatını nasıl tanzim ederse etsin de, bu saçmalıkları
bunca popüler etmek, bu zihniyeti hakim kılmak açısından son derece
tehlikeli değil mi? Bu zihniyetle yetişen genç kızlardan kaç
kendine saygısı olan kadın çıkabilir?
Feminizmin altmışlı yıllardan itibaren yükselişine kadar hiç
olmazsa, Greta Garbo gibi karizmatik kadın idoller, "femme
fatale"lik gibi kadın iktidarı fikrini kışkırtan bir tahayyül
vardı. Sonra, feminizm furyası hiç olmazsa erkek merkezli bir dil
kullanmayı utanılacak bir şey haline getirmişti. Şimdilerde, sadece
bizde değil, tüm dünyada muazzam bir geri dönüş yaşanıyor.
Cinsel devrim, doğal seyri içinde erkekleri yeniden "bulunmaz Hint
kumaşı" haline getirdi. Eşitlik, özgürlük lafta kaldı, mevcut zor
rekabet şartları nedeniyle yürekleri "Acaba erkeksiz mi kalırız?"
korkusu sardı. Artık saçını süpürge etmek yetmiyor, süpürge edilmiş
saçlara fön çektirilip, bir de her zaman güzel görünmek
gerekiyor.
ARKADAŞLAR DİRENİN
Sevgili genç kızlar, sevgili genç kadın arkadaşlar, ne yapın yapın,
bu felaket senaryosuna direnin. Hayatınızda erkeklerin önemli
olması son derece anlaşılır bir şey ama inanın kendinize saygınızı
korumak kadar önemlisi yok.
Hem erkeklere de kötülük etmenin alemi yok.
Annelerinin başladığı yerden alıp, adamların ergenlik krizlerini
aşmalarını engellemeyin, sonra hiç büyüyemeyen çocuklar olarak
onlar da sakil bir hayat sürmek durumunda kalıyorlar.