'Hürriyet'in başına geçmek isterdim'

Balçiçek Pamir sordu, Fehmi Koru yanıtladı. Hürriyet'le ilgili bir de itirafta bulundu. Koru, Hürriyet'in başına geçmek istermiş ama...

Bugünkü Pazartesi Sohbeti’nin konuğu gazeteci Fehmi Koru. Balçiçek Pamir, son günlerde düzenlediği fasıl geceleriyle ön plana çıkan Koru ile dün sabah Beykoz sahilinde buluştu. Koru’ya “Hakkınızda yazılanlara, eleştirilere kızıyor musunuz” diye sordu. “Derim kalındır benim” diye cevap verdi. Ama Fehmi Koru'ya karşı yazılanlar kampanyaya çevriliyorsa, işte o zaman sinirleneceğini belirtti Koru...

Bir de Fehmi Koru'nun Hürriyet'in başına geçeceği dedikoduları var... Balçiçek Pamir bunu da sordu Fehmi Koru'ya... Bakın Fehmi Koru bu konu hakkında neler söyledi?

MEDYANIN SİZİNLE ALIP VEREMEDİĞİ NE?

Balçiçek Pamir: Merkez medyanın sizinle alıp veremediği nedir?

Fehmi Koru: Merkez değerlere sahip çıkanlara “Merkez” denir. Senin kastettiklerin hiçbir değere sahip çıkmıyor. Çok satan gazeteler tanımlamasını tercih ederim.  Eğer merkezle irtibatlarınız kopmuşsa, onlar farklı değerlere sahipse, onlardan kendinizi koruma yalıtma ihtiyacı var. 20 yıldır yaşanan bir durum var. Onların gittiği eğlence yerleri ve marketlere ben de gidiyorum, takıldıkları sinemalar var, oralara da gidiyorum ama ara sıra… Benim sürekli gittiğim yerlerde onları hiç görmüyorum.

B.P: Siz sürekli nereye gidiyorsunuz?

F.K: Halkın içindeyim demeye çalışıyorum. Örneğin bugün buradayız. Beykoz Belediye Tesisleri örneğin bak Beytaş Restoranı. Burada çok satan gazeteden kimseyi görmedim. Örneğin belediyelerde algının aksine burada içki veriliyor. Meslektaşlarıma geldikleri kökleri unutmamak adına, nostaljik olsa da  ara sıra halkın içine karışmalarını öneririm.

B.P: Aylık kazancınızın 100 milyar olduğu konuşuluyor, olmayan yalınızdan  bahsediliyor, Harvard diplomanız tartışılıyor…

F.K: Ben medyada olduğumdan beri benim üzerimden birileriyle hesaplaşıyorlar. Temsil ettiğim kesimle hesaplaşma herhalde. Beni kafalarında nereye oturtuyorlarsa işte…

B.P: Muhafazakar kesim mi?

F.K: Ben sadece o kesimden değilim ki. Üstelik onların düşündükleri tarzda bir geçmişe sahip değilim.

B.P: Ne düşünüyorlar?

F.K: Fakir fukara, Anadolu’nun bir yerinden çıkmış falan diyorlar herhalde. Oysa ben İzmirliyim. Hali vakti yerinde bir ailenin çocuğuyum. Hep iyi yerlerde oturdum. MIT’te araştırmacı olarak çalıştım. Harvard’da master yaptım. Oraya gitmiş üç aylık kurs görmüş diyorlar. Ne alakası var? Elimde diplomam var. Yakıştırmıyorlar bütün bunları bana ama sonra gel yaz bizde diyorlar.

B.P: Kim diyor?

F.K: Ertuğrul Özkök iki kez Hürriyet için teklifte bulundu. Ergun Babahan senin de bulunduğun dönemde, iki kez Sabah için teklifte bulundu, biliyorsun. Bulunduğum yerleri kendim seçerim. Bana güven veren yerde olurum. Piranhalar gibi üzerine gelecek, sizi doğramak istenilen yerde, onların ortamında sözünün geçtiği yerde yazmam ben. Kendimi o yerlere teslim edemem.

HÜRRİYET'İN BAŞINA GEÇMEK İSTERDİM

B:P: Bundan sonra?

F.K: Olabilir geçebilirim çünkü toplumsal merkez nasıl değişiyorsa medyadaki merkez de değişmek zorunda.  Şimdiye kadar muhafazakar kesimden insanları aldılar, yazdırttılar ama kendilerine benzeterek.

B.P: Ahmet Hakan’ı kastediyorsunuz.
F.K: Sadece o değil, başkaları da var.
B.P: Kim var?

F.K: Var başkaları da. O insan ne kadar kendilerine benzerse o kadar rahat edebiliyor. O insanın kendisi gibi olması, kendisi gibi insanlar için yazması beklenmeliydi. Dolayısıyla bunların kötü örnek olduğunu düşünüyorum.

B.P: Hürriyet’in başına geçmeyi ister miydiniz?

F.K: İstemez miyim isterdim tabii. Ama bu yaşta değil. 40 yaşında olsaydım ve böyle bir imkan olsaydı elbette yönetmek ve yazmak isterdim. Ama bugün Hürriyet’in cazibesi nedir doğrusu onu pek bilemiyorum, çok satmasından başka. Yeni şafak benim için yazarları, bakış açısı bakımından daha doğru yer. Benim o mevkiye yakıştırılmam birilerinin fantezisi.

SİZİNLE ALIP VEREMEDİKLERİ NE?

B.P: Tekrar soruyorum alıp veremedikleri nedir sizinle?

F.K: Korkuyorlar herhalde. Patronlarının sağladığı saltanatın gideceğini düşünüyorlar. Patronların kesesinden kendi zavallı eğilimlerinin sürmesini sağlayan bir düzen sağlamışlar. Kendilerine benzetemeyecekleri birileri bir yerlere gelirse diye korkuyorlar.

MUHAFAZAKARLIK İLLE BIYIKLA OLMAZ

B.P: Onca yıldan sonra neden bıyıklarınızı kestiniz? Erkek için bıyığı önemli değil midir?

F.K: “Erkek için önemlidir” önyargısına inat kestim zaten! (gülüyor) Son zamanlarda muhafazakarlık ille giyim kuşamla, saçla sakalla yorumlanır hale geldi ona tepki olarak kestim, muhafazakarlık ille bıyıkla olmaz demek için  aslında. Biraz da sıkıldım. Bıyığın da kolay vazgeçilebilecek bir şey olduğunu göstermek istedim. Bunca yıldan sonra ilk kestiğimde aynaya baktım hoşuma gitti. O sırada Amerika’daydım. Oğlum olmaz baba tekrar bıyık bırakmalısın diyence tekrar bıraktım ama uzun sürmedi.