Hürriyet'e göre 'temizlik kadın işi' ama...
"...ev temizliği yaparken saatte 300 kalori yakabilir ve temizlik yaparak da güzel bir vücuda sahip olabilirsiniz."
Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, gazetesinin bahar temizliği ekiyle ilgili yapılan bir eleştiriyi köşesine taşıdı. Bir erkek okuyucunun, temizlik ekinde yer alan fotoğrafların tamamının kadınlar olmasına gösterdiği tepkiyi haklı bulan Bildirici, yetinmedi, eke kadın okurlardan tepki gelmemesine neden üzüldüğünü de yazdı.
İşte Bildirici'nin okur temsilcisi olarak gazetesinin
ekine yaptığı eleştiri:
BÜLENT Çelik adlı erkek okurdan tepki geldiğinde e-gazetenin
gece yayına konulduğu ilk saatlerdi. “Bu gazeteye kadınlardan
(haklı olarak) çok tepki gelmiştir” diyordu mail’inde...
Merakla açıp baktım 3 Mayıs Cumartesi günü gazeteyle birlikte
verilen “Bahar Temizliği” ekine. Dört sayfalık
gazetede bir tek erkek fotoğrafı yoktu! Bunun karşılığında
tam 17 kadın fotoğrafı kullanılmıştı; tümünde de kadınlar
evi süpürüyor, bulaşık yıkıyor, cam siliyor, temizlik
yapıyordu. Ev temizliği salt kadın işi olarak sunulmakla
kalmıyor, ilk sayfanın altına konulan bir notla, kadınlar temizlik
yapmanın “faydası” (!) konusunda ikna edilmeye
çalışılıyordu:
“Yaptığınız aktivitelere bağlı olarak ev temizliği yaparken
saatte 300 kalori yakabilir ve temizlik yaparak da güzel bir vücuda
sahip olabilirsiniz.”
Elbette üzerinde “Bu bir ilan gazetesidir” notu
bulunan bir eke, ilan verenlerin görüş ve beklentilerinin yansıması
doğal. Ancak eğer içinde Kelebek yazarı Yonca Tokbaş’ın da yazısı
varsa, böyle bir yayının Hürriyet’in yayın ilkelerine ve editoryal
çizgisine aykırı olmaması gerekir.
Hürriyet, kadın haklarına, kadına yönelik şiddete ve temel olarak
da kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığına karşı bir gazete. Halbuki
bu ekte yapılan düpedüz kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı.
Kadının toplumsal rolünü, temizlik ve ev işlerine indirgeyip,
erkekleri bu tür işlerden muaf tutuyor.
Ders kitaplarını inceleyen sosyolog Doç. Dr. Firdevs Gümüşoğlu,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında ders kitaplarında çizilen
“kahvaltı masasında evin eşit bireyi olarak oturan
anne” figürünün zaman içinde “sürekli turşu-reçel
kuran hizmetkâr anneye dönüştüğünü” saptamıştı. Zamanla
biraz düzelme olsa da ders kitaplarında kadın hâlâ bilgiyle,
üretmekle ilgisi olmayan, ev işleri ve yemek yapmakla ömür tüketen,
uysal bir figür.
Maalesef “Bahar Temizliği” eki de bu anlayışın uzantısı olmuştu.
Fakat kadın okurlardan hiç tepki gelmedi. Bilemiyorum, ekin
bu niteliği dikkatlerini çekti de yazmaya değer mi bulmadılar,
yoksa fark etmediler mi? Eğer fark etmedilerse daha da üzücü bir
durum bu...