Hürriyet yazarı Turan Yavuz'u unutmadı

Hürriyet yazarı Yonca Tokbaş, köşesinde rahmetli Turan Yavuz'un kendisi için yaptıklarını unutmadı.

Hurriyet.com.tr ve Kelebek yazarı Yonca Tokbaş bugün köşesinde yıllar önce yaşadığı kötü deneyimleri okurlarıyla paylaşmış.  Tokbaş bu arada rahmet Turan Yavuz'a da selam çakıyor. Kanal 6'da stajyerlik günlerinde kendisine ve diğer çalışanlara nasıl yardımcı olduğunu sıralıyor.

İşte Yonca Tokbaş'ın Turan Yavuz'un kendileri için yaptığı güzel şeyleri anlattığı "Beşiktaş'ta iki bekar kadın"  başlıklı yazısı

Boğaziçi Üniversitesi'nde okurken iki arkadaş, Elif ve ben, Beşiktaş'ta ortaklaşa ev tutmuştuk.

Para kısıtlı olduğundan, ben yere yatak atmış, Beşiktaş pazarına yakın sokaklardan birinde bulduğum, kıymet bilmez birinin sokağa bıraktığı güzelim antika ahşap dolabı da yüklenip elbise dolabı yapmıştım.
Dolabın bir tarafı kristal aynaydı ve çok güzeldi. Taşınmalar sırasında parçalandı gitti. Aklıma geldikçe hâlâ üzülürüm.
Neyse...
Bizim apartmanda hep aileler oturuyor diye ailelerimiz pek sevinmişti. Hani iki genç öğrenciyiz, başımız sıkışsa ana-baba olan komşularımız imdadımıza nasıl olsa yetişirdi.
O sene üniversite benim için çok zor başlamıştı. Çalışmak durumundaydım. Babam küt diye gitmişti. Annem tek maaşla iki çocuk okutuyordu. Kendimi anneme karşı, kardeşime karşı, yedi sülaleme karşı sürekli para akıtılan insan abidesi gibi görüp berbat hissediyordum. ıstanbul'a gelmiş olmaktan, Boğaziçi'nde okuyor olmaktan bile utanıyordum. Çalmadığım kapı kalmadı okulla beraber yürütebileceğim part-time iş bulmak için...
En sonunda Kanal 6'dan (rahmetli) Turan Yavuz beni, Türkiye'nin ilk canlı gece haber programı olan Haberaktif'in yapımında çalışmam için stajyer olarak aldı.
Müthiş bir adamdı Turan Yavuz. Kanal 6 stajyer maaşlarını bir türlü zamanında ödeyemezdi. Turan Bey de halimi bildiğinden, ben ona geri ödeyene kadar, kendi maaşından benim maaşımı da öderdi. Az da olsa, o harçlık bana hem psikolojik, hem de maddi olarak iyi geliyordu. Bir de iş tecrübesi ediniyorum diye sevinip babamın kaybından beri girdiğim depresyondan da uzaklaşıyordum.
O kadar iyi gelmişti ki iş bana, inanılmaz uykusuz ve yorgun olmama rağmen, o dönem okuldaki en yüksek ortalamamı getirdim.
Haberaktif geceyarısına doğru canlı yayınlandığından, canlı bağlantılar vesaire derken program sabaha karşı 1 gibi anca bitiyordu. Sonra da bir özeleştiri toplantısı yapıp ertesi günü filan tartışıyorduk, saat oluyordu sabahın 2'si, hatta dalarsak 3'ü...
Kanalda o saatte hangi araba boşsa bizleri alıyor, güzergahımıza göre hepimizi tek tek evlerimize bırakıyordu. Arabada 3 kadın olduğumuz da oluyordu, bir kadın 2 erkek olduğumuz da. Araba da her gün farklıydı tabi; bir Doğan, bir Corolla, bir bilmem ne...
Bir akşam evdeyiz, elektrikler kesildi. Ocağımız benim tüp korkumdan dolayı elektrikli, ikimiz de sigara içmeyen tipler olduğumuzdan, eve ne kibrit ne de çakmak almak aklımıza gelmiş. Elimizde mumlarla sap gibi kaldık karanlıkta. Ben de doğal olarak gittim, karşı komşumuzun kapısını çaldım.
ıçeride ses var; ama kapıyı açan yok. Bir de seslenerek tıklattım kapıyı: "Teyzecim karanlıkta kaldık, bize kibrit lazım oldu da..." diye. şöyle bir cevap geldi bilmem kim Teyzem'in kocası bilmem kim Amcam'dan: "Orospuya verecek kibrit yok bizde!" (Bunca yıl sonra şu satırları yazarken bile ellerim titredi hale bak.)
Daha sonra başka komşulardan da benzer tepkiler alınca, anladım ki meğer bizim işgüzar "ahlak polisi" devredeymiş. Gecenin bir vakti, içinde her seferinde farklı adamların olduğu, farklı arabalarla bırakılan bekar ve öğrenci bir kadın olan ben, onlara göre demek ki ancak ve ancak orospu olabilirmişim! Konu komşu hakkımdaki kesin kararını çoktaaan verip hesabımı da kesmişmiş.
Ha ben orospu değildim ama, zaten ne fark eder? Zihniyet öyle!
O yüzden, bizim insanları taşlamamız, etiketlememiz için ne kasete gerek var, ne de görüntüye. Biz dünden hazırız birbirimizi etiketlemeye. ışin içinde hele de kadın varsa ohooo tam şenlik. Ayol bir tekme de sen vur, nasıl olsa kesin kahpedir bu be!
Utanıyorum bizden. Hem de feci şekilde.

Yonca Tokbaş'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.

İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları