Hürriyet yazarı sert çıktı: 'Sana mı soracaktı Hüseyin Yayman!'
Kanat Atkaya, Vatan gazetesi yazarı Hüseyin Yayman'ın canlı yayında söylediği sözleri eleştirdi.
Kanat Atkaya yazısında, Hande Fırat'ın, programın konuğu olan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a, 'Peşmerge'nin Türkiye'ye girişiyle başlayan tartışmalarla' ilgili yönelttiği sorunun ardından, Hüseyin Yayman'ın gülerek araya girmesine tepki gösterdi.
İşte, Atkaya'nın o yazısı:
Sana mı soracaktı
PAZAR akşamı CNN Türk'teki "Ankara Günlüğü" programını
seyrediyorum.
Canlı yayın konuğu olan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kanalın
Ankara temsilcisi Hande Fırat ve yorumcu Hüseyin Yayman'ın gündemle
ilgili sorularını cevaplıyor.
Hande Fırat, "... Bir son soru sorayım mümkünse"
diye söze girdikten sonra sorusunu yöneltiyor:
"Şimdi Peşmerge'nin girişi, o görüntüler, bazı kesimler
tarafından da çok tartışıldı. Çok net, acaba Kürt ulusal birliğini
mi ön plana çıkardı o giriş, yoksa amacınız bölgedeki durumu
dengelemek miydi?"
*
Yalçın Akdoğan'ın –çözüm sürecinin koordinasyonunu yürüten kişi
olarak- vereceği cevabı beklerken devreye gülerek yorumcu Hüseyin
Yayman girdi:
"Çok affedersiniz bir araya girebilir miyim Yalçın
Bey?..."
Akademisyen kimliğiyle yazdığı "Türkiye'nin Kürt Sorunu
Hafızası" kitabındaki raporlardan faydalanmış biri olarak
Yayman'ın soruya ek yapmasını, Akdoğan'ın vereceği cevaba
perspektif katıcı bir analiz getirmesini vb. beklemem gerekir değil
mi?
Yayman nasıl devam etti peki 'araya girme'
cümlesine:
"Şimdi biz yayın öncesinde de konuşmuştuk... Hande bugün
gerçekten çok sert sorular soruyorsun. Eh yani..."
*
Yayman'ın "Eh, yani..." dedikten sonrasını
nasıl bağlayacağını asla bilemeyeceğiz, çünkü onu da Akdoğan (yine
gülerek) kesti:
"Ondan sonra ben sert konuşan adam oluyorum değil mi? Yani
siz beni provoke ediyorsunuz..."
Hande Fırat da haliyle gülerek durdu sorusunun arkasında:
"Hiç provokasyon yok; sorular net. Tartışılan tüm
başlıklar..."
Acaba Akdoğan devreye girmeseydi, Yayman "eh
yani"den sonra cümlesini nereye devirecekti acaba?
Uygun şıkkı seçiniz:
Burada biz de alet oluyoruz ama senin çok sert sorularına?
Yaktın, yıktın vekillik hayallerimi Hande; insan program kardeşine
böyle yapar mı?
Soruyu göğsünüzde yumuşatacağınız şekilde ortalayayım bari ben:
Elmayı mı daha çok seviyor reis yoksa armudu
mu?
Hüseyin Yayman akademisyenken medyaya yorumcu olarak geçiş yapmış
bir isim.
Yorumlarını takip edenler iktidar partisine yakınlığını bilir ki;
en doğal hakkıdır.
*
Harareti yüksek tartışma programlarında "Sen de vekilliği garantilemek için böyle konuşuyorsun" diye çıkışan "rakip tartışmacıya" sinirlenerek "Sana mı soracağım!" demişliğini bilirim.
Bu durumda ben de Hande Fırat'ın yerine geçmek ve "Hande
Fırat sana mı soracaktı Yalçın Akdoğan'a neyi soracağını, nasıl
soracağını?" demek zorundayım.
Soru sert bir soru değildi, kaldı ki Hande Fırat da jest ve
mimikleriyle yumuşatarak sormuştu; bu bir.
Soru gündemden alışık olduğumuz sertlikte bir konudan geliyor, daha
yumuşağını arasan zor bulursun; bu iki.
Çözüm sürecinin koordinasyonundan sorumlu hükümet yetkilisine bunu
sormayacaktı da "Hüseyin Bey'in 2015'teki şansı için ne
düşünüyorsunuz?"u mu soracaktı; bu da
üç.
*
Hüseyin Yayman AKP politikalarını desteklemekte, AKP'li
olmakta, partiye bağlı siyaset planlamakta sonuna kadar
özgür...
Yorumlarını böyle yapar, alkışını tutar, savunur, laf kondurtmaz,
sert çıkar, güler, ağlar... Sadece onun bileceği işler bunlar.
Fikirlerine katılıp katılmamak, samimiyetsiz veya tutarsız,
isabetli ve hakça bulup bulmamak da seyirciye kalır.
Ancak Hüseyin Yayman'ın bir gazetecinin sorusu karşısında yayılarak
gülmek, "Aman efendim sizi de beni de zor durumda
bırakıyorlar" ifadesiyle müdahale etmek hakkı yoktur.
Yoksa Hande Fırat da döner, Yayman'ın "AKP'den vekil olmak
için yapıyorsun bunları Hüseyin Bey" çıkışına verdiği
cevabı tekrarlar, zor olur altından kalkması:
"Sana mı soracaktım!"