Hürriyet vatandaşın sesi oldu! “Bizi unutmayın, bizi duyun!”
Bu zamana kadar vatandaşın gündeminde virüs vardı artık bu gündem geride kaldı ve şimdilerde herkes normalleşmeyi konuşuyor.Hürriyet yazarı Ahmet Hakan "Hürriyet olarak vatandaşın sesine ses katıyoruz." dedi ve halkın gündemini köşesine taşıdı.
Normalleşme sürecinde herkesin aklında binbir soru var. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bu süreçte ortak sesin “Bizi unutmayın, bizi duyun!” diye yükseldiğini söyledi ve halkın gündemini köşesine taşıdı.
Vatandaşın normalleşme gündemi
Bu zamana kadar vatandaşın gündeminde sadece virüs vardı. Virüsten korunmaya dayalı sorular soruluyordu hep. Soruların muhatapları ise bilim insanlarıydı. Artık bu gündem, biraz geride kaldı.
Yeni gündem: Normalleşme... Bu kez sorudan ziyade talepler dile getiriliyor. Herkes kendi kişisel normalleşme gündemiyle ilgili... Ortak ses ise şöyle yükseliyor: “Bizi unutmayın, bizi duyun!”
Hürriyet olarak vatandaşın sesine ses katıyoruz. Vatandaştan gelen tüm soruları, sorunları, dertleri, talepleri derledik... İşte halkın gündemi... İşte vatandaşın sesi...
EN HASSAS KONU: AVM’LERİN AÇILMASI
VATANDAŞIN en çok konuştuğu konuların başında AVM’ler geliyor.
Bu konuda kaygılar var. Bu kaygılar doğrultusunda da öneriler geliyor.
*
Bir vatandaşımız...
AVM’lere alışveriş dışı amaçla gelenlerin alınmamasını öneriyor.
Bir başka vatandaşımız ise...
“AVM’lerin açılmasında acele edilmemeli. Tam bayram öncesi, çok büyük yoğunluk olur” diyor.
Ve bir başka öneri:
“AVM’lere müşteri alınırken TC numarasının son rakamına ve günlere göre bir eleme yapılsa... Nasıl olur?”
*
Bir başka vatandaşımız ise AVM’lerin dezenfekte edilmesi için şöyle bir öneride bulunuyor:
“AVM’lerin ve kapalı mekânların sürekli ultraviyole ışınlarla dezenfekte edilmesi söz konusu olamaz mı?”
*
AVM’de vale hizmeti veren bir vatandaşımız ise bu hizmetin devam edip etmeyeceğini soruyor.
Merak ettiği husus ise şu:
“Arabalarını bize teslim ederler mi insanlar? Bizim bu araçlara inip binmemiz doğru mu?”
*
Tarihi Kapalıçarşı’nın bir tür AVM olduğunu hatırlatan bir vatandaşımız ise “Kapalıçarşı da açılmalı” diyor.
*
İzmir’den bir vatandaşımız ise gözlemlediği bir çelişkiye dikkat çekiyor:
“AVM’ler açılıyor ama İzmir sahilde yürüyüş yapmak yasak. Bu çelişki değil mi?”
*
“Küçük işletmeler, küçük esnaf... AVM’den daha önemlidir. Öncelik onların olmalıdır” diyen vatandaşlarımız da var.
DÜĞÜNÜMÜZ VAR BİZ NE YAPACAĞIZ?
EN çok konuşulan konulardan biri düğünler...
Çok önceden belirlenmiş düğün tarihleri...
Haziranda, temmuzda düğün yapmayı planlayanlar var.
Bu vatandaşlarımız soruyorlar:
“Ne yapacağız? Erteleyelim mi? Yoksa temmuzda düğün yapmak mümkün olabilir mi?”
Bu sorunun cevaplanması çok önemli... Çünkü gelecek cevaba göre plan yapılacak.
*
Bir vatandaşımızın düğünler konusunda şöyle bir önerisi var:
“Mesafeli kır düğünleri serbest olabilir.”
*
Bursa’dan sesini duyurmak isteyen bir esnafımız ise “düğün sektörü”nün önemine işaret ediyor:
“Ben Bursa’da gelinlik dantelleri üretimi yapan bir esnafım. Tüm müşterilerimiz gelinlikçiler. Düğünler iptal oldu ama düğün sektörüne yönelik bir gelişme yok. Yılda beş yüz bin düğün yapılan bir ülkede artık tek bir düğün bile yapılamıyor. Çok geniş bir sektör bu... Bu konuyla ilgili yetkililerin bir açılım getirmesi gerekiyor.”
LOKANTALARA, KAFELERE BİR ÇÖZÜM BULUNAMAZ MI?
LOKANTA ve kafeler konusunda kafalar karışık.
Bir vatandaşımızdan gelen mesaj şu:
“Restoranlar açılırsa bu sektörde çalışan bizler, kendimizi nasıl koruyacağız? Çünkü risk, bizim açımızdan çok büyük olacak.”
Bir başka vatandaşımız ise tam tersi fikirde:
“Kafe ve restoranlar bir biçimde açılsın. Bu süreç böyle devam ederse iflasın eşiğine gelmiş oluruz. Kafe ve restoranlar açılsın, yoksa ortada kafe ve restoran kalmayacak.”
*
Bir de öneri var lokantalarla ilgili...
Şöyle diyor vatandaşımız:
“Aralıklı masa uygulamasıyla, kullan-at masa örtüleriyle lokantalar açılamaz mı?”
*
Çay bahçelerinin, kafelerin açık alanlarının açılabileceğine dikkat çekenler de var, “Gece âleminde çalışıyoruz, biz ne olacağız” diye soranlar da...
SPOR SALONLARI UNUTULDU MU?
“SPOR salonları normalleşme takviminde tamamen unutuldu mu?” diye soruyorlar bu işin içinde yer alanlar.
Türkiye’de 20 bin spor salonu olduğunu hatırlatan bir vatandaşımız, “Normalleşme sürecinde spor salonları için de yeni kurallar getirilerek açılamaz mı?” diye soruyor.
*
Bireysel egzersiz ya da bireysel pilates dersleri verenlerden de çok sayıda mesaj var. Bu konuda farklı bir yaklaşım talep ediyorlar.
*
Bir vatandaşımızın gayet haklı gibi görünen bir talebi var:
“Maçlar başladığına göre halı sahalar da açılmalı.”
*
Bir başka vatandaşımız ise spor okullarına dikkat çekiyor. “Futbol, basketbol ve voleybol okulları... Bunların açılması ne zaman gerçekleşecek?”
‘DAHA FAZLA ÖNLEM!’ DİYE HAYKIRANLAR
BAZILARI önlemlere pek aldırış etmiyorlar ya... Vatandaşımız işte bu konuyu da gündemlerine almış durumda...
*
Bir vatandaşımız İstiklal Caddesi’nin yaya trafiğine, Bağdat Caddesi’nin ise hem yaya hem de araç trafiğine kapatılmasını istiyor.
BİR YOĞUN BAKIM HEMŞİRESİ
HERKESİN sorunu ayrı... Herkesin normalleşmeden beklentisi farklı...
Mesela bir yoğun bakım hemşiresinden gelen mesaj şöyle:
*
“Yoğun bakımda çalışan bir hemşireyim. Ailemden ayrı yaşıyorum. Biz sağlıkçılar ne zaman evlerimize dönebileceğiz?”
UÇAKLAR UÇSUN ARTIK
BİR vatandaşımız, lafı hiç uzatmadan talebini iletiyor:
“Yurtdışı uçuşlar artık başlasın. Bütün işlerimiz kaldı.”
*
Bir başka vatandaşımızın merak ettiği husus ise şu:
“Virüs almadıysam, yani antikor oluşmadıysa... Uçağa binemeyecek miyim?”
ATANAN ÖĞRETMENLER KARARNAME BEKLİYOR
18 Mart’ta 20 bin öğretmenin ataması yapıldı. Bu atamanın hemen ardından ise koronavirüs olayı patlak verdi.
Okulların kapatılmasıyla birlikte 20 bin öğretmenin durumu da muallakta kaldı.
20 bin öğretmen “Biz ne olacağız” diye soruyor ve bir an önce kararnamenin çıkmasını istiyor.
65 YAŞ ÜSTÜYÜM ÇOK DERTLİYİM
65 yaş üstü vatandaşlarımızdan birinin bana gönderdiği mesajı aynen yayınlıyorum:
*
“65 yaş üstüyüm. Dertliyim. Pazar günü 4 saatliğine sokağa çıkma esnekliği getirildi. Benim elden vermem gereken borcum var, telefon operatöründen SIM kart almam gerekiyor, tıraş olmam lazım, arıza yapan şofbene malzeme almam gerekiyor, otoparkta duran arabam için aylık otopark ücretini yatırmam lazım... Dört saat evimin yakınında kalarak bunların hiçbirini yapamam. Hiç olmazsa hafta içi bir gün yapılsaydı.”
*
Buna benzer bir mesaj daha...
Bu mesajda da aynı soruna dikkat çekiliyor:
“66 yaşındayım. Pazar günü dört saatliğine sokağa çıkabileceğim. Pazar günü berberler açık olacak mı? Açık olacaksa bu dört saat içinde tıraş olabilecek miyim?”
KRONİK HASTALARIN DERDİ
KRONİK hastalarla ilgili gelen çok sayıda mesajdan sadece biri şöyle:
*
“65 yaş üstü ile kronik hastalığı bulunanlara sokağa çıkma kısıtlaması var. Ben kronik hasta grubundayım. 65 yaş üstü olmadığım halde sokağa çıkmıyorum. Yeni uygulamaya göre sokağa çıkabileceğim. Ancak güvenlik kontrolünde kronik hastalığımı ispatlayacak herhangi bir belgem yok. Bu durumda nasıl bir yol izlenecek?”
‘BİZ NE OLACAĞIZ’ DİYENLER
- AT YARIŞLARI: At yarışları sektörünün perişan halde olduğunu söyleyerek normalleşmeye bu alanın da dahil edilmesini isteyen çok sayıda mesaj geliyor.
- MASAJCILAR: Masaj salonları, SPA merkezleri çalışanları... Umutsuzca ve biraz da çaresizce soruyorlar: “Biz ne olacağız?”
- PAZARCILAR: Pazarlarda gıda dışı ürünler satan esnaf, “Biz pazarlarda sergi açabilecek miyiz” diye soruyor.
- SÜRÜCÜ OKULLARI: 3 bin 500 sürücü okulu adına 40 bin çalışan “Bizi duyun” diyor. Ehliyet almak isteyenler de “Ne zaman?” diye soruyor.
- FİZYOTERAPİSTLER: Fizik tedavi kliniklerinin açılmasıyla ilgili takvimi merak ediyorlar.
- KREŞLER: En çok sorulan sorulardan biri de kreşlerin durumunun ne olacağıyla ilgili...
- DANS OKULLARI: Bu konuda gelen mesajlardan biri aynen şöyle: “Bizler dans, bale ve müzik okulu sahipleriyiz. Sezonu kapattık. Açılacak mıyız? Maalesef belli değil. Açılsak da insanlar çocuklarını korkudan yollamazlar. Bizden hiç söz edilmiyor. Ne yapacağız biz?”
PAYLAŞ
Flip
A